Binalardaki uygulamalarda mekanik projeye uyulmalı! Deprem hasarları en aza indirilebilir!

GF Hakan Plastik yetkilileri, suyun tüm canlılar için en önemli yaşam kaynağı olmasına rağmen, uygunsuz malzeme seçimi veya hatalı montaj sebebiyle tesisatlardan sızan suyun binalarda istenmeyen durumlara neden olduğunu belirttiler. 

Kullanma suyu tesisatları basınçlı grup olduğu için su kaçaklarının fark edilmesinin ve tamirinin çoğu zaman hızla yapılmasının söz konusu olduğuna, bazı durumlarda ise küçük sızıntıların uzun zaman fark edilmeden beton tarafından içine çekildiğine dikkat çeken yetkililer "Atık su tesisatlarında birleştirme noktalarından ya da hasar görmüş borulardan sızan sular, şaft içinde ve kullanım dışı olan bodrum katlarda beton içinde kendine bir yol çizerek geniş bir alana yayılmaktadır. Su sızıntısının yayıldığı alanlar, zamanla tahribat oluşmasına kadar ilerler. Beton içine giren su, zamanla demirlerin açığa çıkmasına ve korozyona sebep olur; binanın ömrünü ve dayanıklılığını olumsuz yönde etkiler" açıklamasında bulundu. 

Bu durumun da binanın yük taşıma kapasitesini düşürdüğüne ve taşıyıcı sistemlerde bozulmalara neden olacağına vurgu yapan yetkililer, "Yer hareketinde veya deprem durumlarında binalarda çatlak ve kırılmaların oluşmasına neden olur. Bina içi montajlarda mutlaka mekanik projeye uyulmalıdır" ifadelerini kullandı. 

Mekanik proje dışı gerçekleştirilen işlemlerde binanın taşıyıcı kolon ve kirişlerine zarar vermeden (delme, kırma, vb.) montaj yapılması konusunda duyarlı olunması gerektiğinin altını çizen yetkililer, tesisat borularının sabitlenmesinin yanı sıra yüksek kapasiteli ve teknoloji ağırlıklı cihazlar olan soğutma grupları, soğutma kuleleri, sıcak su kazanları, klima santralleri, pompalar, hidroforlar, jeneratörler, vb. tesisat ekipmanlarının da yer aldığı ortamlarda döşemeye veya duvarlara sabitlenmelerinin olası kazaları engellemede önemli olduğunu dile getirdi. 

Toprak altı içme ve kullanma sularını ve atık suları taşıyan boruların da standartlara uygun üretilmiş ve üretici firmanın önerilerine göre montaj edilmesinin depremden etkilenmeme veya daha az şekilde etkilenme için oldukça önem arz ettiğine dikkat çekilirken; sarsıntılardan sonra toprak altı boruların zarara uğramasının ardından içme suyu borularında temiz su kaybına, atık su borularındaki sızıntıların ise salgın hastalıklara zemin oluşturabileceğinin altı da çizildi. 

Atık su mecrası ile içme suyu borusu arasındaki mesafenin yatayda ve düşeyde 40 cm‘den daha az uzaklıkta olmamasının gerekli olduğunu aktaran yetkili isimler depremde belirlenen sorunlarıa düzenli olarak gerçekleştirdikleri eğitimlerinde de yer vereceklerine ve bu konudaki bilincin artırılması için daha da yoğun çalışma yapacaklarına dikkat çektiler. 

4 şiddetli depreme rağmen camı bile kırılmayan hastanenin sırrı ne? İşte hayrete düşüren gerçek!

Deprem uzmanından korkutan uyarı: Domino etkisi başladı! Riskli yerler peş peşe açıklandı! 

Türkiye'deki depremler ABD'de gündem oldu: California yumuşak katları tartışıyor!