Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yatay mimariye sahip projeler üretelim!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dikey mimari ile şehirlerimize ihanet etmiş oluruz. Yatay mimari ile medeniyetimizi inşa etmiş ve gerçekten şehirleşmenin ne olduğunu dünyaya gösterme imkanını buluruz. Bu adımları TOKİ'yle Emlak Konut'la ortak, gerekirse ortaklaşa adımlar atın'' dedi.
Son dönemde mahalle kültürünü yeniden güçlendirmeyle ilgili adımları takdirle izlendiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunlardan birinin de bekçilik müessesesinin yeniden ihdası olduğunu kaydetti.
Anadolu Ajansı'nda yer alan habere göre; bugün sayıları 20 bini bulan bekçiler sayesinde mahallelerdeki vatandaşların geceleri daha huzurlu şekilde başlarını yastığa koyduklarını bildiğini aktaran Erdoğan, "Az önce bakanımızın ifade ettiği gibi bu rakam artık 30 bine ulaşmış vaziyette. İnşallah mahalle kültürümüzün diğer unsurlarını da ihya ederek, bu büyük mirası gelecek nesillere aktaracağız. Site kültürü bizim kültürümüz değil ama ne yazık ki şu anda bir site kültürü anlayışı ülkemizde egemen olmaya başladı." dedi.
Tarihin akışına yön veren medeniyetlerin hepsinin şehirlerde inşa edildiğini, her medeniyetin kendi inanç, ahlak, sanat ve felsefe anlayışı çerçevesinde şehirleri geliştirdiğini, sorunlarını tespit ettiğini ve çözümler ürettiğini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şehirlerin güvenliği ise o da bunların arasındadır. İlk zamanlarda genellikle harici tehditlerden kaynaklanan güvenlik ihtiyacı zamanla çeşitlenmiştir. Dışarıdan gelebilecek saldırılar karşısında insanoğlu kimi zaman şehrin etrafına surlar inşa ederek, kimi zaman hendekler kazarak, tedbir almaya çalışmıştır. Bugün İstanbul, Kudüs, Diyarbakır, Dubrovnik gibi hala ayakta kalan surlarıyla ünlü pek çok şehir bulunuyor. Tabii gün gelmiş Fatih'in İstanbul'un fethinde olduğu gibi aşılmaz zannedilen surlar aşılmış, geçilmez denilen hendekler geçilmiştir. Şehirlerin güvenlik sorunları bazen de içerideki sıkıntılardan kaynaklanmıştır. Büyük bir nüfusu nispeten küçük bir alanda güven, huzur ve refah içinde yaşamak ve yaşatmak öyle zannedildiği kadar da kolay değildir. Çeşitli sebeplerle şehirlerde yaşanan kargaşaların çok büyük insani ve fiziki maliyetleri ortaya çıkmıştır. Deprem, yangın ve hastalık gibi tabii afetler de şehirleri ciddi manada sarsmıştır."
Erdoğan, Türkiye'de şehirlerin kimi zaman fiziki, kimi zaman sosyolojik farklılarla ayırılmaya çalışıldığını, geriye doğru bakıldığında 1960'ların ve 1970'lerin Türkiyesi'nde bu gerçeğin pek çok şehirde görüldüğünü kaydetti.
Gecekondu semtleri ile tarihi ve modern semtlerin arasında çok ciddi alt yapı ve üst yapı farkları olduğunu belirten Erdoğan, aynı şekilde siyasi, etnik ve mezhebi fay hatlarının kimi zaman kanlı hale dönüşebilen derin bir ayrım sebebi olduğunu sözlerine ekledi.
Türkiye'de her alanda yaşadığı büyük dönüşümden şehirlerin de nasibini aldığını vurgulayan Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"Özellikle son 17 yılda yaptığımız büyük yatırımlar sayesinde Türkiye artık fiziki bakımdan oldukça ileri bir seviyeye ulaşırken, sosyolojik olarak da daha demokratik bir yapıya kavuşmuştur. Bunu Güneydoğu'dan, Doğu Anadolu'dan anlayabilirsiniz. Terörle mücadele ederken bir yandan da terörün alt yapısını oluşturan kentleşme noktasındaki yerlerde ne yaptık? Kökünden kazıdık, yıktık ve oralarda şehirleri yeniden imar ve ihya yoluna gittik. Ülkemizde yeni gecekondu inşası kesinlikle olmadığı gibi eskilerin de önemli bir bölümü kentsel dönüşüm projeleriyle ortadan kalkmıştır, kalkmaya devam etmektedir. Hem mevcut nüfusumuzun konut kalitesini yükselttik hem de sürekli artan nüfusun konut talebini karşıladık, karşılıyoruz."
"Benim bir ricam var..."
TOKİ'nin öncülük ettiği büyük dönüşüme belediyelerin ve özel sektörün de sahip çıktığını kaydeden Erdoğan, "Daha düne kadar tek derdi kafasını sokacak bir çatı bulmak olan insanlarımız bugün artık çok daha ileri standartlarda konut talebi ile karşımıza çıkmaktadır." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin sayılı belediye başkanlarının bugünkü toplantıda olduğunu dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi:
"Benim bir ricam var, o da şudur, özellikle şehirleşmede, inşaatların inşasında, ihyasında bütün mesele sizin kaleminizin ucundadır. Bir defa buradan taviz asla verilmemelidir. Eğer küçük hesaplar yaparsak inanın şehirlerimize ihanet etmiş oluruz. Burada kararlı duruşumuz şart. 'Acaba seçimler geliyor, durum ne olur? Seçimi kazanır mıyız, kaybeder miyiz?' Hep söylüyorum, dikey mimari ile şehirlerimize ihanet etmiş oluruz. Yatay mimari ile hem kendi medeniyetimizi inşa etmiş oluruz hem de gerçekten şehirleşmenin ne olduğunu dünyaya gösterme imkanını bulmuş oluruz. Bu adımları kararlılıkla atmak ve TOKİ'yle Emlak Konut'la ortak, gerekirse ortaklaşa adımlar atarak tip projeler oluşturmamız ve buna göre de bu adımları atmamız lazım. Eğer atmazsak o zaman çok geç kalmış oluruz ve bunu başarmamız lazım."
Kibrit kutuları gibi dikilmiş binalarla bir yere varılamayacağını anlatan Erdoğan, "Bizim medeniyetimize yakışan, geçmişimizden aldığımız ilhamla bu adımları atmamız dünyada örnek teşkil edilecektir. Bizim göğe değil, toprağa daha yakın olmanın gayreti içerisinde olmamız lazım. Zaten sonunda gideceğimiz yer de orası değil mi? Oraya gideceğiz." dedi.
"Demokrasi ve güvenlik" vurgusu
"Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" ortak paydası ile toplumsal farklılıkların gerilim sebebi haline dönüşmesinin önüne geçeceklerini belirten Erdoğan, Türkiye'nin milli projeleri çok geniş ve samimi bir destek zemini bulabilmesinin bu sayede olduğunu sözlerine ekledi.
Bu güzel atmosfer içinde 2023 hedeflerine ulaşana kadar azim ve kararlılıkla çalışmaya devam edeceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Şehirlerin güvenliğini de içine alan bu büyük vizyonu inşallah tamamen hayata geçireceğiz. Demokrasi ve güvenlik dengesi özellikle günümüz dünyasında giderek daha çok karşımıza çıkan bir denklemdir. Batı ülkeleri her ne kadar demokrasinin kurallarını koyan ve asli sahibi edasıyla hareket etseler de zorda kalınca en büyük savrulmayı kendileri yaşıyor. Şu anda Fransa'da yaşananları görüyorsunuz, Paris'in sokaklarının ne hale geldiğini görüyorsunuz. İngiltere'de Londra'nın ne hale geldiğini görüyorsunuz. Aynı şekilde Almanya'da Berlin'de, Düsseldorf'ta buraların ne hale geldiğini görüyorsunuz. Bakın açık ve net söylüyorum, inanın bunlar iyi günleri, bunları daha çok büyük musibetler bekliyor. Niye? Güvenlik sorununu tehdit eden ne kadar uyuşturucu olayı varsa bütün bunların baronları bizdeki terör örgütleriyle beraber çalışıyorlar. Ve biz de bu terör örgütleriyle mücadelemizi kararlı şekilde sürdürüyoruz."
"Gerçekleri görmemiz lazım"
Türkiye'nin kendi sınırları içinde, özellikle de şehirlerinde uzun süre boyunca her gün terör örgütlerinin kanlı saldırılarına maruz kaldığını hatırlatan Erdoğan, hukuk devleti sınırları içinde alınan tedbirler ve güvenlik güçlerinin kahramanca mücadelesiyle bu sıkıntılı dönemin geride bırakıldığını kaydetti.
"Ülkemizde her gün başımıza gelen olaylardan sadece biri rastgele bir Batı ülkesinde cereyan ettiğinde ise ortaya bambaşka bir manzara çıkıyor." diye konuşan Erdoğan, şunları söyledi:
"Böyle bir durumda hemen demokrasinin de hukukun da insan haklarının da adeta rafa kaldırıldığı bir güvenlik düzenine geçiliyor. Güya kural, düzen ve özgürlük sembolü sayılan Batı şehirleri bir anda açık hava hapishanelerine dönüştürüldü. Bırakınız hukuki hakları, en temel insani haklar dahi işlemez hale gelmiş, güvenlik kaygısının yol açtığı panik durumu her şeyin üzerine çıkmıştır. Daha kısa zamanda Hollanda'da, Paris'te gördük. Polisler kadınları yerlerde nasıl sürüklüyorlar, ellerinde coplarla bayanları, insanları nasıl dövüyorlar. Bütün bunları, oralarda yaşananları, bunları ekranlarda izledik ama Türk polisi buna benzer bir şey yapmış olsa, bunlar dünyayı ayağa kaldırırlar. Bu gerçekleri hem göreceğiz hem de bunları halkımıza anlatacağız."
ABD'den Avrupa'ya kadar tüm Batı dünyasında bu çarpık durumun tekrar tekrar yaşandığını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Amerika'da ellerini otomobile dayattırıyor, silahı arkadan ateşliyor. Bunları da görüyoruz. Bizde böyle bir şeyi polisimiz yapabilir mi? Hayır. Bütün bu gerçekleri görmemiz lazım. Acımasızdır, bu noktada insafları yoktur ama bunların dünyada yargılanması veyahutta bunları şöyle bir değerler silsilesi içinde bir yere oturtmak her babayiğidin karı değildir." değerlendirmesinde bulundu.
"Size sığınanlara verdiğiniz değer ölçüsünde güvendesiniz"
İdlib'de yaşanan gelişmelerle ilgili konuşan Erdoğan, şunları söyledi:
"200-250 bin mülteci sınırımıza doğru hareket halinde. Bazı tedbirlerle engellemeye çalışıyoruz ama iş kolay değil zor, karşınızda insan var. Kendi insanınıza ve size sığınanlara verdiğiniz değer ölçüsünde güvendesiniz demektir. Türkiye 81 vilayetine dağılmış yaklaşık 4 milyonu Suriyeli olmak üzere 5 milyonun üzerinde kişiye kucağını açarken kendi şehirlerinde yabancı istemeyenlerin insani duyarlılıklarının da inandırıcılığı kalmaz."