Ege Cansen: Kentsel dönüşüm, ulaşımda dönüşümdür!
Sözcü Gazetesi'nin köşe yazarlarından olan Ege Cansen bugünkü yazısında ulaşımın ekonomiye katkılarından bahsetti. İşte Ege Cansen'in o yazısı...
Hollandalı iktisatçı (önce fizikçi) Tinbergen 1969 Nobel İktisat Ödülü’nün sahibidir. 1960 darbesinden sonra kurulan Devlet Planlama Teşkilatı’nın en üst danışmanıydı. ODTÜ İdari İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Weinreb’in daveti üzerine Türkiye’ye gelmiş ve bizlere kısa süreli dersler vermişti. Aklımda yanlış kalmadıysa bu derslerden birinde “ekonominin üçte biri ulaştırmadır” demişti. Profesör Tinbergen mazot tüketimine bakarak, milli gelir büyümesini tahmin edebilirsiniz derdi. Bundan 50 yıl önce ben Amerika’dayken, “istihdamın üçte birinin, ulaştırma ve ilgili sektörlerden” doğduğu söylenirdi. Bugün de bu oranın pek değiştiğini sanmıyorum.
EKMEK YAPIMI VE ULAŞTIRMA
Gelin bu önermeyi birlikte irdeleyelim. Mesela, ekmeğin serüvenini “sondan başa doğru” bir film gibi düşünelim. Ekmek, bakkaldan evimize geliyor (ulaştırma). Bakkal, evinden; ekmek de fırından dükkâna gidiyor (ulaştırma). Un, maya, su, tuz, yakıt ve fırın işçileri ekmek yapmak için fırına taşınıyor (ulaştırma). Un yapmak için buğday ve değirmenciler değirmene götürülüyor (ulaştırma). Tohum, gübre ve su tarlaya gidiyor (ulaştırma). Traktör, tarlayı sürmek ve biçerdöver hasat kaldırmak, çiftçi de bu işleri yapmak için tarlaya gidiyor (ulaştırma). Çiftçi dinlenmek için eve dönüyor (ulaştırma). Biliyorum sıkıldınız. Daha demir cevheri çıkarılmasından başlayan traktör imalatındaki taşıma ile ham petrolden mazot üretimine ve dağıtımında kadar geçen süreçlerdeki ulaştırma faaliyetine değinmedik. Herhalde “katma değer yaratma” denen şeyin ulaştırmasız gerçekleşmeyeceğine siz de inandınız.
EKONOMİDE VERİMLİLİK, ULAŞTIRMADA VERİMLİLİKTEN GEÇER
Modern ekonomilerde milli gelirin 2/3’ü hizmetler sektöründe yaratılır. Her şehir aslında “hizmet üreten dev bir fabrika”dır. Bu fabrika ulaşımsız işlemez. Buradan şu sonuca varılabilir: “Ekonomide verimlilik, ulaştırma da verimlilikle artar”. Ulaşımda verimliliği artırmanın ilkesi de, taşınacak şeye uygun taşıma aracı kullanmaktır. Yani, taşınacak şey kitleyse, kitle ulaşım aracı kullanılır. (If there is mass to carry, use mass transportation.)
HİÇBİR AVRUPA ŞEHRİNDE MİNİBÜS YOKTUR
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, minibüs ve midibüslerin çalışma şartlarını yeniden düzenleyecekmiş. Lafı uzatmadan söyleyeyim. Hiçbir Avrupa kentinde toplu taşımada dolmuş, minibüs veya midibüs benzeri bir taşıt aracı kullanılmaz. Kent içinde sırasıyla metro, tramvay, troleybüs ve otobüs kullanılır. Ayrıca firmalar ve okullar kent içinde “ulaşım servisi” sunmaz. İstanbul’da da kent içi ulaşımda erişilecek en verimli düzen: “sıfır dolmuş”, “sıfır minibüs”, “sıfır servis”tir. Belediyenin kuracağı yeni düzende hedef bu olmalıdır. Bu dönüşüm, bugünden yarına gerçekleşmez. Değişime sadece minibüsçüler değil, halk da itiraz eder. Bunu ben de biliyorum. Ama çare, itiraza boyun eğmeden, küçük adımlarla, ama hep hedefe doğru ilerlemektir. Atılacak her adım, bir sonraki amaçla tutarlı olmalıdır. Adımların yönü, “verimli yeni düzen”e doğru değilse, günün sonunda verimsizlik daha da artar.
Son söz: Kentsel dönüşüm, ulaşımda dönüşümdür.
Sözcü/ Ege Cansen