Elektrik lisansında 100'ü aşkın şirketin daha lisans iptalleri gündemde!
Elektrik üretim projelerinde belirlenen sürelerde yatırımlarını yapmayan 100’ü aşkın şirketin daha lisans iptalleri gündemde. 2 Mayıs 2014 tarihine kadar tesis inşaatları tamamlanmadığı için iptali gündeme gelen lisans sayısı 500’e yakın..
Geçen hafta 16 elektrik üretim lisansını, projelerde gerekli ilerlemenin sağlanmadığı ve şirketlerin hiçbir belge sunmadıkları gerekçesiyle iptal eden EPDK’nın, 100’e yakın projenin lisansını daha aynı gerekçelerle iptal edebileceği bildiriliyor. EPDK yetkililerinden edinilen bilgiye göre, 2 Mayıs 2014 tarihine kadar tesis inşaatları tamamlanmadığı için iptali gündeme gelen lisans sayısı 500’e yakın. Elektrik Üreticileri Derneği (EÜD) ise lisans iptali riskiyle karşı karşıya olan 454 adet elektrik üretim projesi tespit etmiş durumda. Bunların 117’si rüzgar, 7’si jeotermal, 5’i biyogaz, 325’i hidroelektrik santrallerinden oluşuyor. Söz konusu 454 projeden 348 için mücbir sebep bildirimi ya da eksik de olsa belge sunumu yapılmışken 106’sıyla ilgili EPDK’ya hiçbir belge verilmemiş. Gözler, bugün toplanacak olan EPDK toplantısında. Elektrik Üreticileri Derneği’nin belirlediği 454 firmadan 137’si, lisans iptalini önleyebilmek için gerekli bilgi ve belgeleri EPDK’ya sunmuş durumda.
Sunulan bilgi ve belgeler arasında inşaatın tamamlanamama nedenlerini içeren mücbir sebep bildirimleri de bulunuyor. İnşaatı tamamlanmadığı için karşı karşıya kaldığı lisans iptalinden kurtulabilmek için gerekli iş ve işlemleri tamamlanmayan, EPDK’ya gerekli belgeleri sunmayan ya da eksik sunan projeler de söz konusu. EÜD verilerine göre eksik belge sunulan proje sayısı 211 olurken, 106 projeyle ilgili ise hiçbir belge sunulmuş değil. EÜD’e göre hiçbir belge sunulmayan projelerin toplam kurulu gücü yaklaşık 1800 MW düzeyinde. EPDK kaynakları da toplam yaklaşık 3 bin MW’lik kurulu güce sahip 100’den fazla projede mücbir sebep bildiriminde bulunulmadığı gibi, kuruma hiç bir belge de sunulmadığını belirtiyor. Görüldüğü gibi, EPDK ve EÜD kaynaklı bilgiler, hiçbir bilgi ve belge sunulmamış projelerin kurulu güçleri dışında birbirine yakın.
Şimdi iptal potasına girmiş projeleri tasnif eden EPDK, iptal işlemlerine neredeyse hiç yatırıma başlamamış ya da çok az ilerleme kaydedilmiş ve hakkında herhangi bir yeni bilgi ve belge sunulmamış, dilekçe verilmemiş tesislerden başladı. Bugün toplanacak olan kurulun yeni iptal kararları da işte bu 100’e yakın projelerden bazıları için gelecek.
EPDK geçen hafta yaptığı toplantıda, 16 elektrik üretim yatırımı projesinin lisanslarını iptal etmiş, ilgili şirketlerin yaklaşık 30 milyon TL teminatı yanmıştı. EPDK yetkilileri, iptal edilen lisanslara konu elektrik üretim projelerinde neredeyse hiç ilerleme sağlanmadığını, ilgili pek çok şirketlin de iptali engelleyecek herhangi bir aksiyon almadıklarını belirtiyor.
İnşaat seviyesi yüzde 5’in altında
EPDK, mevzuat gereği iptal edilmesi gereken lisanslarla ilgili dosyaların incelenmesine, inşaatına ya hiç başlanmamış ya da çok az ilerleme kaydedilmiş projelerden başladı. Yetkililerin verdiği bilgiye göre geçtiğimiz hafta iptal edilen 16 lisansa konu tesislerin hiç birinde inşaatlarda yüzde 5’in üzerinde bir ilerleme sağlanabilmiş değil. Lisansı iptal edilen kimi tesislerin inşaatı ise yüzde 1’in altında bir ilerlemeye konu olduğu belirtildi.
Boydak itiraz edecek
Boydak Holding’e ait Sibel Rüzgar Enerjisi Santrali de lisansı iptal edilen projeler arasında yer alıyordu. EPDK yetkilileri şirketin bugüne kadar herhangi bir bilgi sunmadığını belirtmesine rağmen, Boydak Enerji, sürecin kendilerinden kaynaklanmayan nedenlerle geciktiğini, kendileri tarafından gerekli prosedürün işletildiği açıklamasını yaptı. Boydak, karara itiraz edeceğini de duyurdu. Bir HES lisansı iptal edilen Yırcalı Grubu’ndan ise bu konuda herhangi bir açıklama yapılmış değil.
Düzenleme Meclis’te ama...
Kendilerine verilen süre içinde (2 Mayıs 2014 tarihine kadar) inşa süreci tamamlanamadığı için lisans iptaliyle karşı karşıya yüzlerce proje bulunuyor. Şirketlere bu konuda 1 yıl kadar ek süre tanınmasını da öngören bir düzenleme Meclis Enerji Komisyonu’nda bekliyor. Ancak bu düzenleme yasalaşmadığı için her an yeni lisans iptallerinin gelmesi gündemde.
Tasarı, kimlerin süresini uzatacak?
Meclis’te bulunan Yasa Tasarısı, inşaatın tamamlanamamasıyla ilgili mücbir sebep gösterilen projelerin lisanslarının uzatılmasını ya da lisans sahiplerine inşaatı tamamlamak için ek süre verilmesini öngörüyor. İnşaatı belli bir seviyenin üzerine çıkmış projelere de, belirli bir süre içinde tamamlanması şartıyla ek süre tanınabilecek. Tasarı’daki ilgili madde şöyle: “Bu yükümlülüklerin mücbir sebep halleri veya lisans sahibinden kaynaklanmayan haklı sebepler nedeniyle yerine getirilmemesi halinde, Kurul kararı ile bu tüzel kişilere ilave süre verilebilir. Gerektirmesi halinde, bu tüzel kişilerin lisansına derçedilmiş olan inşaat süresi ve tesis tamamlanma tarihi, inşaatın tamamlanabilmesi için yeni duruma göre tadil edilebilir. Süresi içerisinde yükümlülüklerini ikmal edemeyen tüzel kişilerin lisansları, yükümlülüklerini yerine getirememesindeki gerekçelere göre sona erdirilir veya iptal edilir.”
Hükümet çantacıların elenmesini istiyor
Lisans iptalleri Hükümet cephesinde de yankı buluyor. Sektörel örgütler ve enerji şirketleri, bir yandan enerji bürokrasisiyle bir yandan da siyasilerle teması sıklaştırmış durumda. Ancak Meclis’teki Kanun Tasarısı’nda yer alan “mücbir sebep” ve “inşaatı belirli bir seviyeyi geçip geri dönülemez noktaya gelinmiş” projelerin lisansının, dolayısıyla hayatiyetinin sürdürülmesinin ötesinde bir seçenek gündemde yok. Bu cepheden gelen bilgilere göre Hükümet de tesis kurup elektrik üretmek yerine, “çantacı” tabir edilen ve proje geliştirip, belli bir aşamaya getirdikten sonra lisansı bir başkasına devrederek para kazanmaya odaklanmış kişilerin sektörden elenmesini istiyor.
Çantacıları elemek isterken gerçek yatırımcıyı küstürmeyin
Elektrik Üreticileri Derneği (EÜD) Başkanı Önder Karaduman, Hükümet tarafından Meclis’e sevk edilen ve yatırımcılara bir yıllık ek süre tanıyan kanun tasarısının henüz yasalaştırılamadığını hatırlatarak “2 Mayıs tarihinden itibaren lisans iptallerine başlamak durumunda olan EPDK ise Meclis’teki kanun tasarısının yasalaşması ihtimaline dayanarak, iptal sürecini geçtiğimiz günlere kadar geciktirdi. Ancak bugün gelinen noktada, Tasarının yasalaşmasını daha fazla bekleyemeyen EPDK lisans iptallerine başladı” dedi.
Gerçek yatırımcı küstürülecek
Çantacıları elemek üzere iyi niyetle getirilen düzenlemenin hiçbir esneklik taşımaması nedeniyle, bugünkü şartlarda gerçek yatırımcıları mağdur ettiğini savunan Karaduman şöyle konuştu: “Hayata geçme olasılığı yüksek birçok projeyi iptale götüren bir hükme dönüşmüştür. Lisansları iptal edilen firmaların teminatlarının irat kaydedilmesi ve hissedarlarının üç yıl boyunca başka lisans başvurusunda bulunma haklarının elinden alınması gibi ağır yaptırımlarla da karşı karşıya kalmıştır. Bu tür gelişmeler, sektördeki yatırım iklimini bozacak, yatırım iştahını zedeleyecek, yatırımcıları tedirgin edecek gelişmelerdir. Neticede, enerji arz güvenliğimiz açısından hayati önemdeki yüzlerce proje hayata geçememiş olacak. Çantacıları eleyeceğim derken, gerçek yatırımcılar mağdur edilmiş ve küstürülmüş olacaktır.”
Yasa çıkana kadar görev EPDK’ya düşüyor
Lisans iptallerini durduracak hükümler içeren kanun tasarısı hemen yasalaştırılamıyorsa burada görevin EPDK’ya düştüğünü ifade eden Karaduman “EPDK gerçek yatırımcılara ait ve iyi niyetle her türlü girişimde bulunmasına rağmen kendinden kaynaklanmayan nedenlerle yükümlülüklerini tamamlayamamış projeleri iptal etme yoluna gitmemeli. Söz konusu olan, ülkemize ve sektörümüze kazandırılacak ve arz güvenliğimize katkı sağlayacak milyarlarca dolarlık yatırımdır. Ülkemiz bu yatırımlardan mahrum bırakılmamalı” dedi.
Çantacılığın kaynağı katkı payı sistemi
Kanunun iyi niyetle, lisans ticareti yapan kişileri elemek üzere düzenlendiğini yineleyen Karaduman “Aslında çantacılığı doğuran temel sebep, lisans ihalelerinde uygulanan katkı payı sistemi oldu. Daha önce, tek seferde ödenen ihale bedeli üzerinden yapılan ihalelere güçlü ve ciddi yatırımcılar girerken, yıllık bazda ödenen katkı payları uygulamasıyla çantacı tabir edilen kişilerin ihalelere rahatça girebilmelerinin önü açıldı. Bu değişiklik Hazine’yi de ciddi bir kaynaktan mahrum etti, tek seferde alabileceği gelirler uzun yıllara yayıldı. Yani kamunun kendi eliyle yarattığı çantacılar kamuyu da mağdur etti.”
Dünya/Mehmet Kara