22 / 11 / 2024
fuzul

Enerji verimliliği Strateji Belgesi!

Enerji verimliliği Strateji Belgesi!

Enerji verimliliği Strateji Belgesi 2012 - 2013 Kurul Kararı, 25 Şubat 2012 Cumartesi günü 28215 sayılı Resmi Gazete'de yayımlandı. İşte Enerji verimliliği Strateji Belgesi 2013...




Enerji verimliliği Strateji Belgesi!


KURUL KARARI


Yüksek Planlama Kurulundan:


Tarih         : 20/2/2012

Karar No  : 2012/1

Konu         : Enerji Verimliliği Strateji Belgesi 2012-2023

Yüksek Planlama Kurulunca;


Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 1/4/2011 tarih ve 4446 sayılı, 8/6/2011 tarih ve 7290 sayılı, 18/8/2011 tarih ve 9993 sayılı, 28/11/2011 tarih ve 1432 sayılı yazıları dikkate alınarak; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı koordinatörlüğünde kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının katılımları ile hazırlanan ekli “Enerji Verimliliği Strateji Belgesi 2012-2023”nin kabulüne, karar verilmiştir.


ENERJİ VERİMLİLİĞİ STRATEJİ BELGESİ

2012- 2023


1. GİRİŞ

Enerji verimliliği; enerjide arz güvenliğinin sağlanması, dışa bağımlılıktan kaynaklanan risklerin azaltılması, enerji maliyetlerinin sürdürülebilir kılınması, iklim değişikliği ile mücadelenin etkinliğinin artırılması ve çevrenin korunması gibi ulusal stratejik hedefleri tamamlayan ve bunları yatay kesen bir kavramdır. Sürdürülebilir kalkınmanın öneminin gittikçe daha çok anlaşıldığı günümüzde, enerji verimliliğine yönelik çabaların değeri de aynı oranda artmaktadır. Bu çerçevede; enerji üretimi ve iletiminden nihai tüketime kadarki bütün aşamalarda enerji verimliliğinin geliştirilmesi, bilinçsiz kullanımın ve israfın önlenmesi, enerji yoğunluğunun gerek sektörler bazında gerekse makro düzeyde azaltılması ulusal enerji politikamızın öncelikli ve önemli bileşenlerindendir.


Bugüne kadar enerji verimliliği kapsamında yürütülegelmiş faaliyetlerin değerlendirilmesi sonucunda çıkarılan dersler, çeşitli uygulama noktalarında karşılaşılan güçlükler ve enerji sektöründeki küresel eğilimler ışığında, Türkiye’nin enerji verimliliği alanındaki yol haritasının stratejik ve dinamik bir bakış açısıyla hazırlanması kaçınılmaz hale gelmiştir. Kamu kesimi, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının katılımcı bir yaklaşımla ve işbirliği çerçevesinde hareket etmesini sağlamak, sonuç odaklı ve somut hedeflerle desteklenmiş bir politika seti belirlemek, bu hedeflere ulaşmak için yapılması zorunlu eylemleri tespit etmek, ayrıca süreç içinde kuruluşların yüklenecekleri sorumlulukları tanımlamak için işbu strateji belgesi hazırlanmıştır. Bu belgede tanımlanan faaliyetlerin gerçekleştirilmesinden, tedbirlerin uygulanmasından, sonuçların değerlendirilmesinden sorumlu olan kamu ve sivil toplum kuruluşları arasında yakın bir işbirliği kurulması amaçlanmakta olup, söz konusu  koordinasyonu Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı adına Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü sağlayacaktır.


Bu stratejinin uygulanması ile ilgili izleme ve değerlendirme çalışmaları için kamu, özel sektör ve sivil toplum örgütleri işbirliği ile komisyonlar, komiteler ve/veya çalışma grupları Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü tarafından oluşturulacaktır. Bu belgede tanımlanmış olan stratejik amaçlar, hedefler ve eylemler yapılacak derinlemesine sektörel analizlere göre Enerji Verimliliği Koordinasyon Kurulu tarafından yılda en az bir kez gözden geçirilecek, hükümetin politika ve hedeflerindeki değişikliklere, AB politikalarına, belge kapsamındaki uygulamalarda ortaya çıkan darboğazlara bağlı olarak güncellenecektir.



2.  DURUM ANALİZİ


Bir birim Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) yaratabilmek için tüketilen enerji miktarını ifade eden Türkiye’nin birincil enerji yoğunluğunun, 1998 Yılı GSYİH serisine göre 2000 yılı ABD Doları fiyatlarıyla 2008 yılında 1998 yılındaki değere göre %0,24 oranında azaldığı, 2007 sonrası enerji verimliliği alanında yaşanan radikal dönüşüm hareketinin de etkisiyle bu azalış eğiliminin son yıllarda daha da arttığı göze çarpmaktadır. Öte yandan ülkemizin elektrik enerjisi yoğunluğunda, 1998 yılı GSYİH serisine göre 2000 yılı ABD Doları fiyatlarıyla 1998-2008 döneminde yıllık bazda %1,83’lük artış olduğu görülmektedir. Bu durum, bir anlamda elektrik enerjisi tüketimindeki artışın büyük kısmının üretim dışı harcamalardan kaynaklandığını ve enerji verimliliği ile ilgili tedbirlerin geliştirilmesinde elektrik enerjisi talebinin azaltılmasına yönelik çalışmalara önem verilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.


1998-2008 döneminde Türkiye’nin toplam nihai enerji tüketimindeki yıllık ortalama artış oranı %3,81’dir. Aynı dönem için yıllık ortalama artışların sanayi sektöründe %3,56; konut sektöründe %3,49; ulaştırma sektöründe %4,07 hizmet sektöründe ise %7,44 civarında olduğu görülmektedir. Bireysel araç kullanımının artmasından ve hizmet sektöründeki yatırımlardan dolayı son on yılda kaydedilen en büyük artışların bu iki sektörde olduğu dikkat çekmektedir.


Türkiye’de yıllardır gözlemlenen kalkınma ve nüfus artışı kaynaklı yüksek talep artışı son yıllarda da devam etmektedir. Son yıllarda doğalgaza dayalı tesislerin toplam kapasitelerinin Türkiye’nin toplam kurulu güç kapasitesi içerisindeki payı hızla artarken, hidroliğin de içinde yer aldığı yenilenebilir enerji kaynaklarının ülkemiz toplam kurulu gücü içindeki payının düşmekte olduğu görülmektedir. Yeni yenilenebilirler olarak bilinen jeotermal, rüzgâr ve biyokütle santrallerinin sayısının ülkemizde son yıllarda hızla artmasına rağmen, bunların Türkiye’nin toplam kurulu gücü içindeki payları hala çok sınırlı kalmaktadır. Nihai tüketimin dışında elektrik üretiminde ve dağıtımında da önemli kayıplar mevcuttur. 


Ülkemizin konutlarda elektrik enerjisi tüketim yapısı, konuttan konuta, ailenin geçim seviyesi ve cihaz altyapısına göre büyük değişiklikler göstermekle birlikte evlerde kullanılan elektriğin büyük kısmı elektrikli ve elektronik eşyalar tarafından tüketilmektedir ve ev içi elektrik tüketimdeki en yüksek pay buzdolaplarına aittir. Elektrikli ev aletlerinin enerji tüketiminde ciddi düşüşler gerçekleştirilmiş olup, bugünün en iyi buzdolabı 1990 yılına göre %75, çamaşır makinesi 1985’lerde çıkan modellere göre enerjide %44 ve suda %62 tasarruf sağlamaktadır. Aynı şekilde bulaşık makinesi 60 oC çevrimde 1980 yılında 2 kWh enerji harcarken bugün tüketim 1 kWh’ın altına su tüketimi ise üçte bire düşmüştür. Elektrikli ev aletlerinde Türk pazarı son yıllarda A sınıfı ve üzerinde etiketli cihazlara dönüşmeye başlamıştır. Bununla birlikte, elektrikli cihazlardan kaynaklanan enerji tüketimini azaltmak üzere özellikle kullanımda olan mevcut eski cihaz stoğunun yeni verimli cihazlarla değiştirilmesi üzerine yoğunlaşılması gerekmektedir.

Türkiye’de son zamanlarda ortaya çıkan diğer önemli enerji tüketim kaynakları da büyük ekran sıvı kristal LCD ve plazma TV setleri ile split klimalardır. Yaz sıcaklıklarının son yıllarda artmaya başlaması ile özellikle güney bölgelerde pencere tipi klima satışlarında görülen büyük artışlar yaz aylarında elektrik talebinin çok fazla artmasına ve talebin gündüz saatlerinde pik yapmasına sebep olmaktadır. Enerji sistemimiz için olumsuz ve yüksek maliyetli olan bu problemin çözülmesi de enerji verimliliğinde, özellikle talep tarafına yönelik atılacak adımlara bağlıdır.


Verimsiz elektrikli cihazların verimlilerle değiştirilmesindeki kilit unsur yapılan yatırımın kendisini geri ödeme süresidir ki; bu da elektrik fiyatları ile belirlenmektedir. Ayrıca verimli cihazlar verimsizlere göre %10-20 civarında daha pahalıdır ve bunların tercih edilmesi teşvik edilmedikce, daha düşük verime sahip olan ucuz ürünlerle rekabet edebilmeleri zordur.

Ucuz ve etkin bir çözüm olması bakımından, enerji verimli lambalara olan talep hızlı artış göstermektedir. Kompakt floresan lamba satışları, 2004 yılındaki 4 milyon dolarlık  seviyesinden 2007 yılında 20 milyon dolara ve 2008 yılında da 32 milyon dolara ulaşmıştır.


Sanayide kullanılan elektrik enerjisi kullanan ekipmanlar içinde  elektrik motorları en büyük paya sahiptir. Bu nedenle özellikle sanayide elektrik motor sistemlerinde verimliliğin iyileştirilmesi elektrik enerjisinin verimli kullanımı açısından büyük önem taşımaktadır. Halen ısı yalıtımı iç pazar cirosunun yaklaşık 1,25 milyar dolar olduğu ve bununla yılda yaklaşık 50 milyon metrekarelik  yalıtım yapılabildiği tahmin edilmektedir. Sektörün bu kapasitesi ile yılda en az 400.000 ortalama konutun yalıtılması mümkün görülmektedir. Binaların yetersiz yalıtımlarından dolayı ısıtma ve soğutma amaçlı enerji kullanımındaki tasarruf potansiyelinin ülkemiz ekonomisine kazandırılabilmesi için mevcut binaların kademeli olarak yalıtılması gerektiği değerlendirilmektedir.


Türkiye’de gelir düzeyindeki büyümeyle beraber yük ve yolcu taşımasında büyük bir artış olmuş; hatta taşımadaki bu artış gelir düzeyindeki büyümenin neredeyse iki katı oranında gerçekleşmiştir. Dolayısıyla, ulaştırmadan kaynaklı emisyon miktarı göreceli olarak düşük olsa da, emisyonlardaki artış hızı son derece yüksektir. Dolayısıyla Türkiye’de ulaştırmadan kaynaklanan CO2 emisyonu gelişmiş ülkelerdeki emisyon miktarının altında olmakla beraber; artış hızının çok yüksek olması nedeniyle mevcut gelişme eğilimleri değiştirilmezse Türkiye’de sera gazı emisyonunun ciddi boyutta artacağı ve ulaştırma sektörünün bu süreçte başlıca rolü oynayacağı açıktır. Taşımacılığın en ağırlıklı olarak gerçekleştiği tür olarak karayolları, ulaştırma sektöründen kaynaklı CO2 emisyonlarında en yüksek paya sahiptir. 


3.   DİĞER BELGE VE PROGRAMLARLA İLİŞKİSİ


3.1. Dokuzuncu Kalkınma Planı

1/7/2006 tarihli ve 26215 Mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 2007-2013 dönemine ilişkin Dokuzuncu Kalkınma Planı’nın (7.1.5) numaralı “Enerji ve Ulaştırma Altyapısının Geliştirilmesi” başlığı altında yer alan “Enerji” alt başlığının (405) ve (407) numaralı maddelerinde, “Enerji talebi karşılanırken çevresel zararların en alt düzeyde tutulması, enerjinin üretimden nihai tüketime kadar her safhada en verimli ve tasarruflu şekilde kullanılması esastır”, “Üretim sistemi içinde yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının payının azami ölçüde yükseltilmesi hedeflenecektir.”  ifadeleri yer almaktadır.

Bu bağlamda, işbu Belgede yer alan amaç ve hedefler de enerjinin ve enerji kaynaklarının üretimden tüketimine kadar her safhada verimli kullanılması ile ilgili tedbirleri içerdiğinden, işbu Belge Dokuzuncu Kalkınma Planı’nı destekleyici bir belge niteliğindedir.

3.2. Orta Vadeli Program

Bu Belge, 10 Ekim 2010 tarihli ve 27725 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2011-2013 dönemine ilişkin “Orta Vadeli Program”ın (4) numaralı “Enerji ve Ulaştırma Altyapısının Geliştirilmesi” başlığı altında yer alan “Enerji” alt başlığındaki (vi) maddesinde “Elektrik üretimi, iletimi ve dağıtımında kayıp/kaçakların asgari seviyeye indirilmesi, Enerji Verimliliği Kanunu çerçevesindeki destekleme imkânlarının artırılması, talep tarafı yönetimi, yüksek verimli kojenerasyon ve yalıtım gibi uygulamaların yaygınlaştırılması yönünde politikalar izlenecektir.” şeklinde yer alan ifadeleri de destekler niteliktedir.

3.3. Türkiye Sanayi Strateji Belgesi

Bu Belge, 2011-2014 dönemine ilişkin olarak yayımlanan “Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi”nde yer alan aşağıdaki ifadeler ile uyumlu hususları içermekte ve desteklemektedir.

a) (4) numaralı “Yatay Sanayi Politikası Alanları” başlığı altında yer alan “Altyapı Sektörleri” alt başlığı altındaki (k) bendi; “Sanayinin girdi maliyetlerini azaltmak amacıyla; enerji arz güvenliği sağlanacak, enerji piyasası rekabetçi hale getirilecek ve enerji verimliliği arttırılacaktır. Ayrıca, Türkiye’de yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji üretimi içindeki payının arttırılması da sağlanacaktır.”

b) (5.6.2) numaralı “Elektrik Enerjisi Sektörü” başlığının altında yer alan “Mevcut Durum” alt başlığı altındaki (231) numaralı maddesi; “Enerji verimliliğinin arttırılması, hem daha az enerji ile daha çok üretim yapılmasını sağlayacağı ve sanayi maliyetlerini düşüreceği için hem de zararlı gazların salınımını azaltacağı için önem arz etmektedir.”

c) (5.6.2) numaralı “Elektrik Enerjisi Sektörü” başlığının altında yer alan “Politikalar” alt başlığı altındaki (235) numaralı maddenin (b) bendi; “Enerji verimliliği hususunda alınacak tedbirlerle 2020 yılına kadar sanayide, binalarda ve ulaştırma sektöründe daha az enerji kullanımının sağlanması öngörülmektedir. Bu kapsamda kısa vadede, aydınlatma, izolasyon, ulaşım ve elektrikli cihazlarla ilgili olarak yürütülen enerji verimliliği çalışmalarının sürdürülmesi; mevcut santrallerde yeni teknolojiler kullanılarak verimin yükseltilmesi ve üretim kapasitesini artırmak için yapılan rehabilitasyon çalışmalarının tamamlanması; yüksek verimli kojenerasyon uygulamalarının yaygınlaştırılmasının sağlanması planlanmaktadır.”

ç) (5.6.2) numaralı “Elektrik Enerjisi Sektörü” başlığının altında yer alan “Politikalar” alt başlığı altındaki (235) numaralı maddenin (c) bendi; “Enerji verimliliğine ilişkin ikincil mevzuat çalışmaları tamamlanmış olup enerji verimliliğini ve tasarrufunu artırmaya yönelik etkin mekanizmalar kurulacaktır. Bu kapsamda, KOBİ'lerin enerji verimliliği konusundaki eğitim, etüt ve danışmanlık hizmetleri de desteklenecektir.”

d) (5.7) numaralı “Çevre” başlığı altında yer alan “Mevcut Durum” alt başlığı altındaki (254) numaralı madde; “Düşük Karbon Ekonomisi (DKE) ya da Düşük Fosil Yakıt Ekonomisi (DFYE) kavramları, biyosfere en az düzeyde sera gazı (özellikle karbondioksit) salımının sağlanabildiği ekonomileri tanımlamak için kullanılmaktadır. İklim değişikliğine yol açan sera gazı salımının azaltılması sürecinde önemli bir araç olarak değerlendirilen DKE konseptine göre, ağır sanayinin faaliyet gösterdiği ve yoğun nüfuslu ülkeler karbon-yoğun ülkeler olarak addedilmekte ve söz konusu ülkelerde, mümkün olduğu ölçüde “sıfır karbon toplumu”na geçilmesi, enerji verimliliği ile yenilenebilir enerjiye dayalı ekonomik modellerin hayata geçirilmesi öngörülmektedir.  Bu kapsamda, DKE’lerin amacı imalattan tarıma, ulaştırmadan elektrik üretimine pek çok sektörde, düşük emisyonlu teknolojiler kullanılarak enerji ve hammadde üretilmesi ve böylece söz konusu enerji ve hammaddelerin tüketildiği alanlarda verimliliğin sağlanarak bu alanların atıklarının da geri dönüşüm ya da bertarafının en az düzeyde sera gazı emisyonu salımı ile gerçekleştirilebilmesidir. Nükleer Enerji ve Karbon Yakalama ve Depolama (NEKYD), DKE’lere geçiş sürecinin başlıca araçları olarak görülmekle birlikte, her iki yöntemde de yenilenebilir olmayan kaynakların kullanılmasına devam edilmesi ve özellikle NEKYD teknolojilerinin güvenilir bir şekilde uygulanmasında yaşanan belirsizlikler ile maliyet sorunlarının da dikkate alınması gerekmektedir. Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması bağlamında ise yüksek maliyet ve verimsizlik endişelerinin göz önünde bulundurulması yerinde olacaktır.”

e) (5.7) numaralı “Çevre” başlığı altında yer alan “Mevcut Durum” alt başlığı altındaki (255) numaralı madde; “Diğer taraftan, yeni istihdam ve pazar fırsatları yaratması beklenen DKE’lerin önümüzdeki dönemde en hızlı büyüyecek ekonomiler olması öngörülmektedir. Bu doğrultuda, düşük karbon ekonomisi alanlarında (yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, düşük karbonlu teknolojiler, endüstriyel ormancılık, bitkilendirme, verimli toprak işleme yöntemleri vb.) faaliyet gösteren ve yeni hizmet ve ürün geliştiren kuruluşların desteklenmesi, yeni iş modellerinin ortaya koyulması, yeni pazarların yaratılması ve yeni istihdam ve “yeşil meslek” imkânlarının sağlanması beklenmektedir.”  

Bu bağlamda, Enerji Verimliliği Strateji Belgesi Türkiye Sanayi Strateji Belgesini de destekleyici bir belgedir.

 

4.             TANIMLAR ve KISALTMALAR

 

Aksi bu Belgede açıkça belirtilmedikçe veya tanımlanmadıkca, bu belgede yer alan terim, kavram ve kısaltmaların, enerji verimliliğine ilişkin mevzuatta tanımlanan anlamları esas alınır.

Bunlara ilaveten; 

1)      BB: Büyükşehir belediyelerini,

2)      BESD: Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneğini,

3)      BSTB: Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığını,

4)      ÇŞB: Çevre ve Şehircilik Bakanlığını,

5)      E: Eylemi,

6)      EB: Ekonomi Bakanlığını,

7)      EİGM: Enerji İşleri Genel Müdürlüğünü,

8)      EPDK: Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunu,

9)      ETKB: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığını,

10)   EVD: Enerji verimliliği danışmanlık şirketlerini,

11)   EVKK: Enerji Verimliliği Koordinasyon Kurulunu,

12)   EÜAŞ: Türkiye Elektrik Üretim Anonim Şirketini,

13)   GSYH: Gayri safi yurt içi hasılayı,

14)   HM:Hazine Müsteşarlığını,

15)   İAB: İstanbul Altın Borsasını,

16)   İDKK: İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulunu,

17)   İİB:İçişleri Bakanlığını,

18)   İkincil mevzuat: Tüzük, yönetmelik, yönerge, tebliğ, genelge, talimat gibi düzenlemeleri,

19)   İndirgenmiş enerji yoğunluğu: Sanayi alt sektöründeki yıllık enerji tüketiminin sektörün mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış yıllık üretim endeksine bölünmesi ile bulunan değerin işlem yılından önceki son üç yılın ortalamasını,

20)   İMKB: İstanbul Menkul Kıymetler Borsasını,

21)   İşletme: Sanayi, ulaşım, tarım ve hizmet sektörlerinde her türlü mal veya hizmet üretimi yapılan işyerlerini,

22)   KB: Kalkınma Bakanlığını,

23)   KİK: Kamu İhale Kurumunu,

24)   Kamu kesimi: Kamu kurum ve kuruluşlarını, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarını, üniversiteler ve mahallî idareleri,

25)   KOSGEB: Küçük ve Orta Ölçekli Sanayii Geliştirme Başkanlığını,

26)   MB: Maliye Bakanlığını,

27)   OECD: Ekonomik işbirliği ve kalkınma örgütünü,

28)   OSB: Organize sanayi bölgelerini,

29)   ÖİB: Özelleştirme İdaresi Başkanlığını,

30)   ÖTV: Özel tüketim vergisini,

31)   SA: Stratejik amacı,

32)   Sanayi alt sektörleri: TÜİK tarafından üretim endeksleri hesaplanan sektörleri,

33)   Sanayi alt sektörü yıllık enerji tüketimi: TÜİK tarafından; sanayi üretim endeksinin bulunmasında kullanılan sektör işletmelerindeki yıllık toplam enerji tüketimini,

34)   SH: Stratejik hedefi,

35)   SPK: Sermaye Piyasası Kurumunu,

36)   Strateji: Enerji Verimliliği Stratejisini,

37)   Sürdürülebilir bina: Enerji, su ve diğer doğal kaynakları etkin kullanmak suretiyle enerji ve kaynak kullanımında çevreye etkileri en az olan, güvenli ve verimli bir iç mekan çevresi temin eden binaları,

38)   TBMM: Türkiye Büyük Millet Meclisini,

39)   TEİAŞ: Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketini,

40)   TEP: Ton eşdeğer petrolü,

41)   TOBB: Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğini,

42)   TOKİ: Toplu Konut İdaresini,

43)   TSE: Türk Standartlar Enstitüsünü,

44)   TTGV: Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfını,

45)   TÜBİTAK: Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunu,

46)   UDHB: Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığını,

47)   Proje: Verimlilik artırıcı projeleri,

48)   VGM: Verimlilik Genel Müdürlüğünü,

49)   VOB: Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsasını,

50)   Yapı stoğu: İnşaası tamamlanmış olup kullanımda olan yapı adedini,

51)   YEGM: Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğünü,

52)   Yıllık enerji tüketimi: İşlem yılından önceki son 3 yıla ait birincil enerji tüketimlerinin ortalamasını,

53) Yönetici: Malik, varsa intifa hakkı sahibi veya bunlar adına yönetimden sorumlu olan kişiyi,

54) YY: Yerel yönetimleri, (Valilikler ve Belediyeler)

ifade eder.

 




Geri Dön