26 / 11 / 2024

Eylül'de konut satışları neden düştü?

Eylül'de konut satışları neden düştü?

Aydınlık Gazetesi'nin yazarlarından Uğur Civelek, bugünkü yazısında konut satışlarının azalışını değerlendirdi. "Bu yüksek oranlı düşüş belirsizlik ve kırılganlık algısını yukarı çekiyor, genel beklentileri olumsuzlaştırıyor" dedi. İşte o yazı...




Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan veriler, ülke genelindeki Eylül ayı konut satışlarının bir önceki senenin aynı dönemine göre yüzde 20.1 oranında daraldığına işaret ediyor. 


Bu yüksek oranlı düşüş belirsizlik ve kırılganlık algısını yukarı çekiyor, genel beklentileri olumsuzlaştırıyor. Neler oluyor ve bundan sonra neler yaşanır, türünden soruları gündeme getiriyor. Kısa vadeye odaklanarak verilebilecek yanıtlar, kimseyi tatmin edemiyor. 


Eylül ayı genelinde döviz kurlarının seri bir şekilde gerilemesi, tüketici ve yatırımcı güveninin sert bir şekilde düşüş sergilemesi, finansman olanak ve maliyetlerinin olumsuzlaşması gibi koşullar, talep üzerinde etkili olarak bu olumsuz sonucu üretmiş olabilir. Bu türden kısa vadeli bir bakış açısı tüm gerçekleri kavramak konusunda yeterli olamıyor: zira talebin gelecekteki durumu hakkında somut bir fikir vermiyor. 


Küresel koşullardaki olumsuzlaşmaya bağlı durgunlaşma, yukarıda özetlediğimiz gerekçeleri üreterek, hem yeni konut talebini daraltıyor hem de ikinci el konut arzını artırıyor: her şeyin daha iyiye gideceği varsayımı çöküyor ve arz talep dengesizliği kontrolsüz bir şekilde büyüyerek fiyatlar üzerinde baskı yapmaya başlıyor. Zaman içinde kırılganlığı besleyen, çok tehlikeli bir kısır döngünün yaşanma olasılığı güçleniyor! Durum böyle olduğu için Eylül ayındaki daralma ciddi bir kınlmanın başlangıcı olabilir. 


HESAPSIZ DESTEK 


Bakış açımızı biraz daha genişleterek, 2008 yılındaki küresel kriz öncesinde ve sonrasında yaşanan eğilimleri anımsamamız gerekiyor. Eğilimlerin sürdürülebilir olup olmadığına bakılmaksızın, konut sektörünün hesapsızca desteklenmiş olması bundan sonra yaşayacaklarımız üzerinde belirleyici olacak! 2003 ile 2008 yılları arasında yaşanan para bolluğu ve kredi kolaylığı, konut arz ve talebini hızla artırmıştı. Siyasi irade üretim cephesini kaderine terk ederken, başta inşaat olmak üzere hizmet sektörünü desteklemişti. Mali sektörümüz ise döviz kuru-enflasyon-faiz üçlüsündeki gerilemeyi kazanca çevirebilmek için seferber olmuş, teminatı olan kredilerde muslukları sonuna kadar açmıştı. Gayri menkul fiyatlarındaki seri artışlar ve kredi maliyetindeki gerilemeler talebi, talep ise arzı baştan çıkarmıştı. Kısa vadeli bakış açısı ile uzun vadeli ve likit olmayan riskler hesapsızca alınmıştı. Hep böyle gidileceği sanılır ve uyaranlara kulak asmaz iken. küresel krizle sarsıldık! Beklentilerin bozulması ile birlikte oluşturulan saadet zinciri çatırdamaya başlamıştı! Konut sektöründeki hesapsızlık, ülkemizin geleceğine ipotek koymuştu! 2009 sonrasında bu durumdan kurtulmak yerine, gidebildiği yere kadar sorunun büyütülmesi tercih edildi ve konut sektörü hesapsızca desteklendi. Kredi faizleri tehlikeli olabilecek şekilde baskılandı, konut talebini artırmak adına mütekabiliyet yasası ile yabancılar devreye sokuldu, kentsel dönüşüm konusu fazlasıyla zorlandı. gayn menkul fiyatlarını yukan yönde hareketlendirebilmek için ne gerekiyorsa yapıldı! 


TALEP SON KEZ KAMÇILANDI 


Arap Baharı sonrasında, durgunlaşmaya rağmen bu konu başlıklarının aşırılık sınırlarını zorlaması için çok çalışıldı! Geleceğin talebini öne çekmek ve günü kurtarmak için seferber olundu, her yol fazlasıyla denendi! Kentsel dönüşüm uygulamalarının kiralan yükseltici etkisinin de katkısıyla konut yatırımcıları fazlasıyla suistimal edildi! Sektör ekonominin kalıcı olarak durgunlaşması veya daralması durumunda patlayacak bir bombaya dönüştürüldü! Bu yılın ilk yansında, "maliyetler artıyor, fiyatlar daha da artmadan alın" kampanyalarıyla talep son bir kez daha kamçılandı. Güven endeksleri yatay eğilim sergiler ve Türk Lirası yıpranırken, hormonlu satışlar yapıldı. Eylül ayı verisi ise bu son zorlamaların da etkisini kaybetmeye başladığını gözler önüne serdi! Hızla büyüyen arz talep dengesizliği alarm vermeye başladı! Eğer düşük kur ve düşük faiz ortamının kalıcı olabilecek şekilde geri dönüşü mümkün olmazsa yalnız konut konusunda değil tüm ekonomide ciddi ve uzun süreli sıkıntılar yaşanacak! İnşaat sektörünün ve kolay borçlanmanın desteğiyle yükselenler, daha seri bir şekilde düşüşe geçecek! 


Aydınlık Gazetesi


Geri Dön