İmar barışı neden yapılmamalı? İnşaat Mühendisleri Odası'ndan flaş açıklama!
İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu'ndan Nusret Suna, imr affı ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu ve neden karşı çıkılması gerektiğini tek tek sıraladı.
Her depremden sonra, deprem hazırlıkları kapsamında sık sık gündem olan konulardan biri de imar affı oluyor. Fakat, mimarlar, mühendisler, şehir plancıları yıllardır imar affının doğru olmadığını savunuyor.
İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu İkinci Başkanı Nusret Suna, milyonlarca depreme dayanıksız binayı ‘affeden’ bu uygulamanın neticeleri ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Evrensel'den Nisa Sude Demirel'in haberine göre; imar affının usulsüz olarak yapılmıi bir yapının yasal haklardan yararlandırılması anlamına geldiğine dikkat çeken Nusret Suna, "Eğer biz buna kentin yerleştirilmesi, planlanması açsısından bakacak olursak bunların sonucunda 6 Şubat’ta yaşadığımız olayların yeniden yaşanacağını görürüz" dedi ve imar barışının mühendislik hizmeti yapılmadan inşa edilmiş yapıların yasalaşmasını sağladığının altını çizdi.
Suna, konuya ilişkin açıklamasında "Mühendislik hizmeti almadan üretilen bina ne demektir? Fen ve sanat kurallarına, bilime ve tekniğe uyulmadan inşa edilen yapılardır. Son depremde de gördük ki yapılarımızın büyük bir bölümü imar affı görmüş yapılardır" ifadelerini kullandı.
SAĞLAMLIĞI DAHİ MALİKLERİN BEYANINA KALIYOR
2018 yılında çıkan imar affında, imar affı için müracaat edilen yapının depreme dayanıklı olduğunu yapı sahibinin beyan etmesi gerektiğine vurgu yapan Nusret Suna, bu durumun neticelerini "Mühendislik hizmeti almayan bir yapının dayanıklı olup olmadığını dahi mal sahibinin yazılı beyanına bırakan bir sistem mevcut. Hem bina kaçak yapılıyor hem de bu binayı yasallaştırırken mühendise danışmadan hak veriyorsunuz. Elbette ardından deprem dirençsiz bir yapı stoğuna sahip oluyoruz" diyerek açıkladı.
Suna, balkon kapatmak gibi imar estetiğine uygun olmayan değişikliklerin yanı sıra yapının sağlığına ilişkin durumların affedilmesinin oldukça sorunlu olduğunu belirtti.
"Ruhsatsız, projesiz, ruhsattan farklı yapılmış binaları affetmek tehlikelidir. Son 30-40 senedir olan budur, yapı stoğunun depreme dirençsiz ve sağlıksız olmasının sebebi de budur" açıklamasında bulunan Suna, 2018 yılında açıklandığı şekliyle yapı stoğunun yüzde 50-60’ının ruhsatsız olduğunu, 2018’deki imar affıyla bu binaların çoğunun yasal hale geldiğini aktardı.
Suna, "Yaklaşık 12 milyonluk yapı stoğu kurallara uygun inşa edilmiş durumda değil. Bunların büyük kısmı da 2018 yılında yasallaştı. Bir deprem ülkesinde bu binalar yasal haklara sahip oldu" diye konuştu.
Nusret Suna, söz konusu açıklamasında imar affının genelde her seçim öncesinde bilinçli olarak kamuoyunun gündemine sokulduğuna dikkat çekti ve "Çünkü vatandaşlar evinin yasal hale gelmesini ister. Politikacılar da bunu bildiği için seçim öncesi bunlar gündeme getirilir" bilgilerini verdi.
Şehirlere doğru yoğun göçün başlamasından sonra etkin barınma politikalarının oluşturulmamasıyla ortaya çıkan kaçak yapı sorununa karşı, iktidarlar çözümü yeni bir şehir planlamasında değil seçim öncesinde verilen imar affı vaatlerinde buluyor.
Ekonomist Selçuk Geçer'den uyarı! Ev alıp satacaklar dikkat etsin!
En düşük emekli maaşı asgari ücret seviyesine gelecek! SGK uzmanı resmen açıkladı!