İnşaat firmaları sponsorluklarla sporu destekliyor!

Global ekonominin içinde marka imajlarını güçlendirmek, dünyaya açılmak isteyen şirketler için spor sponsorlukları, pazarlama iletişimi stratejilerinin vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Dünya Kupası’ndan Şampiyonlar Ligi’ne NBA’den olimpiyatlara kadar pek çok organizasyonda takımlar ve sporcular kadar markalar da yarışıyor.

Capital Dergisi'nin ekinde yer alan habere göre; Türkiye de bu trendin dışında kalmıyor. Gerek yurt içinde büyüyen ve artan organizasyonlar gerek dünyaya açılan Türk şirketleri sayesinde spor ekonomisi büyük bir hızla büyüyor. Türkiye’de spor endüstrisinin büyüklüğü yaklaşık 1,6 milyar dolara ulaşmış durumda. Spor sponsorlukları bu hacmin yüzde 25’ini oluşturuyor.

NE ZAMAN BAŞLADI?

Türkiye’de spor marka ilişkisinin temelleri 1980’li yıllara dayanıyor. Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) kurdukları takımlarla bu işe adım attı. PTT, Petrol Ofisi gibi yaygın devlet kurumlan sporu desteklemek için her ilde bir takım kurdu. Devletin sporu sübvanse ettiği dönemlerde basketbol ve voleybol ligleri üç büyükler dışında neredeyse tamamıyla KIT'lerin ve okulların takımlarından oluşuyordu. Türkiye'de özelleştirme hareketiyle birlikte ekonominin değişen yüzü de spora yansıdı. Bu değişimi erken fark eden özel sektör kurumlan birbiri ardına takımlar kurdu. Ülker, Tofaş, Eczacıbaşı, Efes Pilsen, Tuborg, Paşabahçe gibi birçok şirket, spor aracılığıyla marka imajlarını kuvvetlendirmek ve itibar sağlamak için şirket takımlarını kurdu ve uzun yıllar sektöre ciddi yatırım yaptılar.

1990’lı yıllarda şifreli yayın ve havuz sistemi sayesinde liglerin ve kulüplerin gelirleri büyümeye başladı. Liglerde rekabet yükseldikçe ve başarı arttıkça şirketlerin sponsorluğa ilgisi artmaya başladı. Kısa süre içinde göğüs sponsorlukları, şortlara kadar indi. Sektördeki büyümenin hızı ve kulüp yönetimi harcamalarının da artışıyla, bazı şirketler strateji değiştirerek varlığını ve desteğini isim ve lig sponsoru olarak sürdürmeye devam etti. Kısacası zaman içinde sektörde kulüp sahipliğinden kulüp ve lig destekçiliğine doğru bir dönüşüm gerçekleşti. Bugün gelinen noktada sponsorluklar da çeşitlendi. Artık teknolojiden sağlığa, tedarikten beslenmeye kadar farklı alanlarda sponsorluk yapmaya başladı şirketler.

Dünyada en çok spor sponsorluğu yapan sektörler olarak otomotiv, finans, hızlı tüketim ürünleri, enerji, iletişim, ulaşım ve elektronik ilk saralarda yer alıyor. Türkiye’de ise hızlı tüketim ürünleri ve finans ilk sırada. Spora en çok yatırım yapan şirketler arasında ise THY, İddia, Ülker, P&G, Vodafone ve Turkcell’i sıralamak mümkün.

YENİ SPONSORLAR

Spora yatırıma yeni yeni başlayan sektörlerden biri inşaat. Geçtiğimiz sezon Türkiye’nin en köklü futbol takımlarından Galatasaray Kulübü’nün ana sponsoru plan Nef, nisan ayında ise FC Barcelona’nın bölgesel resmi sponsoru ve tek gayrimenkul sponsoru oldu. Bu iki sponsorluk için satış ve pazarlama bütçesinin yüzde 15’ini ayırmış durumda şirket.

Tahincioğlu ise Basketbol Süper Ligi’ne 3 yıllığına isim sponsoru oldu. Tahincioğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Tahincioğlu, sporla iç içe olmanın markaya dinamizm katacağını düşünüyor. Sponsorluğun markanın bilinirliğine ve itibarına olumlu katkıda bulunduğuna inanan Tahincioğlu, önümüzdeki dönemde spora verecekleri desteklerin devam edeceğinin de altını çiziyor. 

SPONSORLUK YAPARKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ?

Arzu Savaş (Sportsnet Ajans Başkanı):

"Bu konuda 15 yıldır faaliyet gösteren bir kurum olarak ilk önerimiz markaların nasıl bir geri dönüş beklediklerini doğru belirlemeleri olur. Spor görünürlük başta olmak üzere birçok değeri markalara çok kolay şekilde kazandırıyor. Spor her imaj değerini içinde barındırıyor. Spordan nasıl bir geri dönüş beklediğinizi, markanın ihtiyaçlarını doğru analiz edip belirlerlerse, kriterleri de doğru belirlemiş olurlar. Şu bilinmeli ki; spor, şirketlere her alanda katkı sağlayabilir. Herhangi bir marka ihtiyacınızı, doğru sponsorluk ve iletişimle diğer mecralara göre çok daha kolay şekilde karşılayabilirsiniz. Dünyada spora en uzak görünen markaların bile spor iletişimiyle en yüksek katkıyı aldığı sayısız örnek var.