23 / 11 / 2024

İnşaatın milli hasıladaki payı artıyor!

İnşaatın milli hasıladaki payı artıyor!

İnşaat özellikle gelişmekte olan ülkelerde ekonomiyi, 4 istihdamı destekleyen önemli bir politika aracı olarak görülüyor. Daha yüksek katkı için verimliliğin artması gerekiyor.




Dünya Ekonomik Forumu'nun raporlarına göre inşaat sektörü dünya demir-çelik üretiminin yarısını tek başına kullanıyor. (Bu oran Türkiye'de 3'te 2'ye kadar çıkıyor.) İnşaatın küresel GSYH içindeki payı yaklaşık %6 (Gelişmiş ülkelerde %5, gelişmekte olan ülkelerde %8 civarında) İnşaat sektörü dünyada yılda yaklaşık 10 trilyon dolar gelir, 3.6 trilyon dolar katma değer yaratıyor. Yıllık gelir 2025'te 15 trilyon dolara çıkacak. IMF (2014) tahmine göre, gelişmiş ülkeler inşaata GSYH'nın %1'i düzeyinde bir ek kaynak ayırdıklarında, 4 yılda GSYH'da %1.5 ek büyüme sağlayabilirler. Sektörde global düzeyde 100 milyondan fazla kişi istihdam ediliyor. Sektörün %32'si konut projeleri; %32'si ulaşım, enerji, su vb. altyapı projeleri; %18'i ticari ve kamu yapıları; %13'ü ise sanayi yapılarından oluşuyor. Tüm binalar küresel sera gazı salınımının %30'unu teşkil ediyor. Diğer yandan kentlerde yaşayan nüfus her gün 200 bin kişi artıyor ve bu nüfus için konut bina üretimi gerekiyor. Sektör, bilişim teknolojilerindeki yeniliklerde genel olarak yavaş. Emek-yoğun niteliğini koruyor. Verimlilik artışı sınırlı. Ancak hızlı bir değişim yaşayacak. Yalın iş süreçleri, robotlar ve üç boyutlu yazıcılar, malzemelerin farklılaşması, akıllı ve yeşil binalar gibi yenilikler yaygınlık kazanıyor. 


DEMİR ÇELİK TALEBİNİN 3'TE 2'Sİ İNŞAATTAN GELİYOR 

İnşaatın girdi aldığı belli başlı sektörleri ana metal sanayi, özellikle demir çelik: metalik olmayan mineral ürünlerden çimento, cam, seramik ile diğer ana yapı malzemeleri olarak sıralanıyor. Demir çelik sektörü ülke ekonomisi ve sanayileşmesinde lokomotif sektör olma özelliğine sahip. Tüm endüstriyel dallara girdi veriyor. 1980 sonrasında, uzun ürünleri girdi olarak kullanan inşaat sektörüne yönelik teşvikler ile uzun ürünlerde iç tüketimin çok üstünde bir kapasite oluştu. Yurt içinde çeliğe dönük en güçlü talep inşaat sektöründen geliyor. İnşaat toplam çelik tüketiminin 2/3'ünü gerçekleştiriyor. Uzun çelik ürünlerinin neredeyse tamamını inşaatta kullanılıyor. 2023 yılına kadar 6,5 milyon konutun inşa edilmesinin planlandığı kentsel dönüşüm projesi, inşaat demiri talebini canlı tutuyor. Son yıllarda bina dışı inşaat projelerinin yaygınlaşması ve yeni yapı teknolojilerinin kullanılması ile yassı çelik ürünleri de inşaatlarda kullanım alanı bulmaya başladı. 


ALTYAPI VE İNŞAAT FAALİYETLERİ ÇİMENTO SEKTÖRÜNÜ DESTEKLİYOR 

Türk çimento sanayisi üretimi ile Avrupa'nın en büyük, dünyanın ise Çin, Hindistan, Avrupa Birliği üyesi ülkeler, ABD ve Brezilya'dan sonraki en büyük beşinci üreticisi konumunda. Altyapı ve inşaat faaliyetlerinin artarak devam etmesi çimento talebini de artıracağından 2023 yılında çimento üretiminin 99.8 milyon tona ulaşacağı öngörülüyor. Çimento sektöründe 2015 yılında toplam çimento kapasitesi 126.1 milyon ton oldu. Sektörde 2015 yılı verilerine göre ise çimento kapasite kullanım oranı bölgeler bazında ortalama % 58.47 olarak gerçekleşti. 


DÜZ CAMDA İNŞAATTAN GELEN TALEP ETKİLİ 

Seramik sektörü, seramik yer ve duvar karoları, banyolarda ve mutfaklarda kullanılan lavabolar, klozetler, rezervuarlar gibi inşaat sektörünün girdisi olan malzemelerin üretimi alanında faal bir sektör. Cam sektörü, 4.7 milyon ton/yıl üretim kapasitesiyle (Türkiye ve yurtdışı) dünyada önemli bir konuma sahip. İnşaat, otomotiv, beyaz eşya, gıda, içki, meşrubat, ilaç, kozmetik, turizm, mobilya, boru, elektrik ve elektronik gibi birçok sektöre ve ev kesimine girdi veriyor. Özellikle düz camda, inşaat ve otomotiv sektöründe yaşanan gelişmelerin etkisi birebir gözleniyor, inşaat sektöründeki, güneş enerjisine yönelik yüksek performanslı camlar ya da otomotivde yeni girilen projeler, düz cam faaliyetlerini etkiliyor. 


MERMER, PLASTİK, BOYA

Türkiye, 5.1 milyar m3 -13.9 milyar ton muhtemel mermer rezervine sahip. Bu değer dünya rezerv toplamının %33'üne karşılık geliyor. Mermer üretimi inşaatın doğrudan girdi sağlayan en önemli sektörler arasında yer alıyor. Plastik inşaat malzemelerinde, özellikle de plastik kapı ve pencere üretimi ve tüketiminde büyük bir artış oldu. Plastik inşaat malzemeleri ile ilgili olarak; sektörde 5 binin üzerinde firma var. Boya sektörü, ormancılık sektörü inşaata girdi sağlıyor. Türkiye ahşap inşaat malzemeleri ihracatı, ağaç ve orman ürünleri ihracatının yaklaşık %10'unu oluşturuyor. 


EKONOMİK BÜYÜMEYİ OLUMLU ETKİLEMEYE DEVAM EDECEK 

İnşaatın zincirlenmiş hacim endeksi değişim oranı 2006'da bir önceki yıla göre %25.6 büyüme gösterdi. İzleyen yıllarda büyüme oranı azaldı. 2008 ve 2009'da küresel krizin de etkisiyle reel olarak küçüldü (2009'da %-15.9). Ardından büyümeye başladı ve 2011'de %24.7 ile en üstü düzeye çıktı. İzleyen yıllarda büyüme daha düşük oranlarda gerçekleşti. İnşaat sektörünün büyüme eğilimi GSYH ile de paralel seyrediyor. 2009'daki ekonomik küçülmeden çıkışta inşaat lokomotif rol oynadı. Büyümeyi tetikledi. 20016'da GSYH %3.1 büyürken inşaat %7.2 büyüdü. Bu trend devam ederse, sektörün ekonomik büyümeyi olumlu yönde etkileyebileceği tahmin edilebilir. 


2 MİLYON KİŞİ İSTİHDAM EDİYOR 

2005'te 1 milyon civarında olan istihdam, 2016'da 2 milyona ulaştı. Ocak 2017 itibariyle 1 milyon 970 bin kişi istihdam ediliyor. Toplamdaki payı %7.2. Geçen yıl inşaatın GSYH içindeki payı %8.8 iken istihdamdaki payının %7.3 civarında kalması az da olsa verimlilik 


10 BİN DOLAR KİŞİ BAŞI GELİR SATIŞLARI SINIRLIYOR 

İnşaat sektörüne yönelik tüketici talebinin ana bileşenlerininbaşında, konut talebi var. Hükümetin politikaları konut satışlarını doğrudan etkiliyor. Bu politikaların da etkisiyle 2016 konut satışları tavan yaptı, 1 milyon 341 bin 453 konut satıldı (2017 ilk çeyrekte 325 bin 780 satış oldu.) Türkiye yaklaşık 10 bin dolar kişi başı gelir konut satışlarını sınırlayan bir etmendir. Yabancıya satış, tüm dünyada hükümetlerin çok önem verdiği bir konu. Türkiye'de 2016'da yabancıya satışlar azaldı. Bu da özellikle güvenlikle ilgili olumsuz algının yansıması. 


YERLİ GİRDİ KULLANIMI ARTIYOR 

İnşaat sektörünün başka sektörlerden kullandığı girdi oranı 2002'de %54.3 iken 2012'de %60.5'e çıktı. Sektörün geriye bağ etkisi, başka sektörlerden girdi kullanımı arttı. İthal girdi kullanımı aynı seviyede kaldı. İnşaatın diğer yerli girdi kullanım oranı %47.7den %53.9'a çıktı. İnşaat başka sektörlere çok az girdi veriyor. 2002'de ileriye bağ etkisi %8.1 iken, 2012'de bu oran %22.4'e çıktı. Artışa rağmen inşaat, başka sektörleri beslemede diğer bazı sektörlere kıyasla zayıf kalıyor. İnşaat en çok çimento, seramik, cam gibi temel yapı malzemeleri (%8,8); demir-çelik ürünleri, metal ürünler; boru, armatür, nakliye ve ticaret sektörlerinden girdi kullanıyor. İnşaat üretiminde kullanılan girdilerin başında %15.8 ile inşaat işleri geliyor (2002 bu oran %1,7'ydi!. Kentsel dönüşümle yıkım ve hafriyat işleri ile alt taşeron faaliyetleri artması bunu sonucu doğurdu. İnşaat sektörünün ithalat bağımlılık oranı ise 2002'den (%6,7) 2012'ye (%6,6) değişmedi. Yapı malzemelerinde kauçuk ve plastik kullanımı arttı. 2002'de kauçuk ve plastik girdi oranı %1.6 iken, 2012'de %2.3'e çıktı. 


GELENEKSEL EMLAKÇİLİK FAALİYETLERİNE KATKISI AZALDI 

İnşaatın doğrudan ileriye bağ etkisi zayıf. 2002 ve 2012'de inşaat gayrimenkul faaliyetleri ile kamu yönetimine (esas olarak sosyal sigorta ödemeleri) girdi verdi. Ancak firmaların satış ve pazarlama faaliyetlerini kendilerinin üstlenmesi ile birlikte gayrimenkul faaliyetlerine girdi sağlama oranı da düştü. Bu geleneksel emlakçilik faaliyetlerini azalttı.


İnşaatın ileriye bağ etkisi

Talep yönünde piyasanın kendi dinamiğinden kaynaklanan dalgalanmaların yarattığı riskleri azaltmak için uygulanan hükümet politikalarının gelişmeyi Türkiye ölçeğine yayacak ölçüde uygulanması; belirlenecek gelişim bölgelerinde farklı politika teşviklerinin devreye sokulması düşünülebilir. 


İnşaat sektörünün bu misyonunun devam etmesi için sektörde verimlilik artışı sağlayacak teknolojik dönüşümlerin planlanarak uygulamasının yaygınlaştırılması faydalı olur. Sektördeki işgücünün daha kalifiye hale gelmesi, meslek standartlarının uygulanması ve sertifikalandırma yönündeki adımlar hızlandırılmalı. 


Bu çerçevede sektörün emek yoğun niteliği saklı kalmak kaydıyla, salt kol gücüne dayalı imalatlardan öte Türkiye'deki yaratıcı sektörlerin fikir emeğinden daha fazla yararlanması yönünde proaktif adımlar atılmalı. Bu adımlar mimarlık, mühendislik, tasarımcılık vb. gibi sektörlerin gelişimine katkı sağlayacak. 


Benzer şekilde inşaat sektörü girişimcileri için de standart ve sertifikasyon gündeme getirilmeli. 


İnşaat sektörünün doğrudan ileriye bağ etkisinin güçlendirilerek başka sektörlere daha fazla girdi sağlayan bir fonksiyon kazanması için yeni düşünce ve öneriler geliştirilmeli. 


Dünya


Geri Dön