İstanbul Yeni Havalimanı'nı doğru okumak!
29 Ekim'de hizmete açılacak olan İstanbul Yeni Havalimanı için geri sayım başladı. Tüm dünyanın merakla beklediği dev proje 2023 yılına kadar kademeli olarak hizmete açılmış olacak...
Türkiye Gazetesi'nden Prof. Dr. Recep Bozdoğan 29 Ekim'de hizmete açılacak olan İstanbul Yeni Havalimanı ile ilgili yazı kaleme aldı. İşe yazının detayları;
Havalimanları; kültürleri, ekonomileri ve insanları buluşturan etkileşim alanlarıdır. Ekonominin gelişmesinde deniz limanlarının 18. yüzyılda, demir yollarının 19. Asırda ve otoyolların 20. yüzyılda yaptığı katkıyı, havalimanları 21. yüzyılda gerçekleştirmektedir. Örneğin Dubai Havalimanı, bir yılda Dubai şehrinin nüfusunun tam 33 katı yolcunun kullandığı dünyanın en büyük aktarma merkezi olup şehrin ekonomisine yıllık 50 milyar ABD dolarından daha fazla katkı yapmaktadır.
Havalimanlarının sağladığı avantajlar, buraları özel sektör için büyük bir çekim merkezi hâline getirmekte ve firmalar havalimanlarına mümkün olduğunca yakın yerlerde yönetim merkezi kurmaktadır. Söz gelimi ABD’deki en büyük 500 firmanın yarısının yönetim merkezi, “hub” olarak nitelendirilen büyük havalimanlarına 15 kilometreden daha yakın mesafededir.
Büyük havalimanlarının sağladığı avantajlar dolayısıyla lojistik endüstrisi de gittikçe artan nispette “hub” havalimanlarının etrafında gelişmektedir. Misalen Hong Kong Havalimanı’nda yıllık kargo trafiği 4,8 milyon ton olup Atatürk ve Sabiha Gökçen havalimanlarının toplamının dört katından daha fazladır ve her yıl milyarlarca doların Hong Kong’a akmasını sağlamaktadır.
İSTİHDAMA BÜYÜK KATKI
Büyük havalimanları, bulundukları şehirde istihdama da önemli katkılar sağlamaktadır. Bu tür havalimanlarını kullanan yolcu sayısındaki her %10’luk artış, o şehirdeki istihdamı %1 oranında artırmaktadır. Söz gelimi Atlanta’da bulunan Hartsfield-Jackson Havalimanı sadece Atlanta’nın değil, Georgia eyaletinin de en büyük işvereni olup 63 bin kişiyi istihdam etmektedir.
Havalimanlarının global düzeyde ürettiği geniş ekonomiden İstanbul’un da payına düşeni alması, Allah’ın bu şehre nasip ettiği eşsiz coğrafî konumun tabii bir sonucudur. Atatürk Havalimanı’nın, mevcut altyapı yetersizliğine rağmen dünyadaki havalimanları arasındaki hızlı yükselişi dikkate alındığında, 29 Ekim’de hizmete girecek olan yeni havalimanının şehre ve ülkemize kazandıracağı ekonomik güç daha iyi anlaşılacaktır.
Çünkü Atatürk Havalimanı’nı kullanan yolcu sayısı son on yılda yaklaşık 2,5 kat artarak 25 milyondan 64 milyona yükselmiştir. Son on yılda yakalanan yıllık ortalama %9’luk büyüme eğiliminin devam etmesi hâlinde, yeni havalimanının hizmete girmesiyle birlikte, on yıl içinde yıllık 140 milyon yolcuya ulaşılacaktır. Bu durumda şehirdeki toplam istihdama doğrudan ve dolaylı olarak 500 bin kişilik bir katkı sağlanacaktır.
Yeni havalimanının hedeflenen yıllık 200 milyon yolcuya yirmi yıl içinde ulaşacağı ve böylece şehirdeki toplam istihdama yaklaşık 1 milyon kişilik katkı sağlayacağı söylenebilir. Yeni havalimanında ortaya çıkacak toplam ekonomik hacim ise yıllık 80 milyar ABD dolarına ulaşabilecektir.
Yeni havalimanının İstanbul’a ve ülke ekonomisine sağlaması hedeflenen bu katkılar, bilimsel verilere ve projeksiyonlara dayanmaktadır. Çünkü dünyanın en büyük 15 havalimanını kullanan toplam yolcu sayısı 2000 yılında 763 milyon iken, 2017 yılında 1 milyar 157 milyona yükselmiştir ve dünya hava trafiği önümüzdek 15 yıl içinde iki katına çıkacaktır. Ayrıca, Asya-Avrupa aktarmaları açısından İstanbul’un potansiyel pazarı konumunda bulunan Çin’de ve Hindistan’da yıllık toplam hava yolculuğu sayısı aynı dönemde dört kat, Endonezya’da ise üç kat artarak 1,8 milyara yükselecektir. Hava yolculuğundaki bu büyük artış her üç ülkeden gerçekleştirilen dış hat uçuşlarına da yansıyacaktır. Avrupa-Uzak Asya pazarının bu dönemde yıllık ortalama %5,7 büyüyeceği dikkate alındığında, İstanbul’un bu pazardan önemli ölçüde pay alacağı söylenebilir.
Diğer taraftan İstanbul’un yakın hinterlandında bulunan İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya ve İspanya gibi ülkelerdeki hava yolculuğu sayısının aynı dönemde yaklaşık 300 milyon artacağı dikkate alındığında, İstanbul’un avantajlı konumu dolayısıyla sadece Avrupa-Uzak Asya değil, aynı zamanda Avrupa-Orta Doğu ve Avrupa-Afrika aktarmalarından da önemli pay alacağı söylenebilir.
AIRBUS tarafından yapılan tahminlere göre 2033 yılına kadar orta (4-6 saat) mesafedeki hava yolu taşımacılığı büyük artış kaydedecektir. İzlanda’dan Hindistan’a kadar uzanan 2,5 milyar insan ve dünya ekonomisinin üçte biri İstanbul’a en fazla 6 saatlik mesafededir. Dolayısıyla İstanbul, hava yolu taşımacılığında yaşanacak genişlemeden azami ölçüde yararlanacaktır.
AVRUPA’DA BÖYLE HAVALİMANI YATIRIMI YOK
Avrupa’daki hiçbir şehre İstanbul yeni havalimanı ölçeğinde bir havalimanı yatırımı yapılmamaktadır. Örneğin hâlen Avrupa’nın en büyük havalimanı olan Londra-Heathrow’un genişletilmesi projesi henüz planlama aşamasındadır. Berlin’de inşa edilmekte olan yıllık 34 milyon yolcu kapasiteli yeni havalimanının ise en erken 2020 yılında hizmete girmesi beklenmektedir.
Basra Körfezi’ndeki Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ve Kuveyt gibi ülkelerde ise ekonominin sınırlı sayıda endüstriyel ürüne bağımlı olması, nüfus azlığı, iç talep yetersizliği, yüksek bölgesel rekabet, artan siyasi istikrarsızlık ve güvenlik problemleri dolayısıyla, buralardaki havalimanları uzun vadede kapasitelerini tam olarak kullanamayacaktır. İstanbul, sahip olduğu avantajlar dolayısıyla, Basra Körfezi’ndeki havalimanlarının geleneksel pazarlarında da payını artırabilecektir.
Öte yandan Avrupa ve Basra Körfezi’ndeki ülkelerin Afrika kıtasındaki birçok ülkeye karşı uyguladığı sert vize rejimine karşılık Türkiye’nin son yıllarda gerçekleştirdiği Afrika açılımı, İstanbul’u bu kıta için dünyanın önemli merkezlerine erişim açısından başlıca aktarma merkezi hâline getirmiştir ve bu eğilim güçlenerek devam edecektir. Bir havalimanının küresel ölçekte hizmet verebilecek kapasiteye ulaşabilmesi için her şeyden önce o havalimanını cazip kılacak bir coğrafî konuma, besleyecek ekonomi ve nüfus büyüklüğüne, havalimanının bulunduğu şehrin kültürel çekiciliğine, yetişmiş insan kaynağına, hükûmet desteğine, küresel düzeyde markalaşmış hava yolu şirketlerine, uygun iklim şartlarına ve uluslararası yolcuların transferini kolaylaştıracak küresel bağlantılara sahip olması gerekir. İstanbul bu on şartın tamamına sahip ender şehirlerden biridir.
İstanbul yeni havalimanı, büyük ölçekli altyapı yatırımları, üreteceği ekonomik hacim, oluşturacağı geniş lojistik zinciri, kongre, fuar ve turizm ekonomisine yapacağı büyük katkı, sunacağı geniş istihdam imkânları, ileri teknolojiye dayalı iş ve uzmanlık kümelenmeleri, ekonomideki diğer sektörlere ve iş kollarına yapacağı çarpan etkisi ve bütün bunların sağlayacağı vergi gelirleri ile ülke ve şehir ekonomisine olağanüstü katkı sağlayacaktır.
45 soruda İGA!
İstanbul Yeni Havalimanı'nın adı 29 Ekim'de belli olacak!
İstanbul Yeni Havalimanı ihale sürecinde neler yaşandı?