İzmir Bayraklı'daki emsal artışına itiraz!
TMMOB tarafından, emsal artışı kararına ilişkin Bayraklı Belediyesi’ne itiraz dilekçesi verilerek, söz konusu plan notunun iptal edilmesini ve dilekçede Belediye’ye yöneltilen soruların yanıtlandırılmasını istedi.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İzmir İl Koordinasyon Kurulu (İKK), Bayraklı Belediye Meclisi’nde alınan ve İzmir Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde revize edilerek onaylanan emsal artışı kararı için Bayraklı Belediyesi’ne itiraz etti. İzgazete'den Gizem Taban'ın haberine göre; Bayraklı Belediye Meclisi’nde, 30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen depremde hasar gören ve 6306 sayılı yasa kapsamında riskli bulunan yapılar için yüzde 10 emsal artışını içeren önerge kabul edilmiş, sonrasından ise İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi gündemine taşınmıştı.
İBB Meclisi’nde söz konusu önerge düzenlenerek; depremde ağır ve orta hasarlı olarak belirlenen yapılar ile 1998'deki yönetmelik öncesi ruhsat alan veya 6306 sayılı yasayla riskli kabul edilen yapıların dönüşümü için parsel bazında başvuru yapılması durumunda yüzde 20, ada bazında başvuru yapılması durumunda yüzde 30 emsal artışı tanınmasına karar verilmişti. TMMOB İzmir İl Koordinasyon kurulu söz konusu emsal artışı kararını kapsayan plan notunun iptali için Bayraklı Belediyesi’ne itirazda bulundu. İtiraz için dilekçe verildi.
GEREKÇELERDE NELER VAR?
Söz konusu dilekçede itirazla ilgili gerekçeler sıralanırken plan notunun iptal edilmesi ve yasal süre içerisinde TMMOB İKK’ya cevap verilmesi talep edildi. İşte o gerekçeler:
‘HÜKÜMLERE AYKIRI’
Dilekçede; 1/25000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planı Plan Uygulama Hükümlerine dikkat çekilerek söz konusu hükümlerle yürürlükte olan alt ölçekli imar planlarındaki nüfus değerlerinin yeni yapılacak imar planlarında korunmasının öngörülmüş olduğu fakat askı sürecinde olan 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Plan Notunda, anılan hükümlere aykırı olacak şekilde nüfus artışı yapıldığı ifade edildi. Ayrıca, söz konusu 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Plan Notu ile; imar planından bağımsız ayrı bir yapılaşma şartı getirilmesi yönüyle 3194 sayılı İmar Kanunu ve Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği’nde bulunan “Uygulama İmar Planı” tanımına aykırı karar oluşturulduğu, imar planının kadük bırakıldığı ve ayrıca İBB İmar Yönetmeliğindeki “Katlar Alanı Kat Sayısı (Emsal)” tanımına ve böylece Yönetmeliğin değiştirilemez hükümlerine aykırı karar üretildiğine dikkat çekildi.
‘ALTYAPI YETERSİZ’
Onay verilen 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Plan Notu ile yoğunluk artışı gerçekleştirildiği fakat yapılan yoğunluk artışı sonucu oluşacak ilave nüfusun ihtiyacını karşılayacak şekilde herhangi bir sosyal ve teknik altyapı alanı ayrılmadığı ifade edilirken, “Söz konusu Uygulama İmar Planı Plan Notu ile verilen inşaat artışlarının mevcut plan kararları üzerinden uygulandığı düşünüldüğünde (ada bazında) minimum nüfus artışının yüzde 30, maksimum nüfus artışının ise yüzde 62 olacağı (aynı oranlarda sosyal ve teknik altyapının yetersiz hale gelecektir), bahse konu hesaplamaya Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin 5.maddesinde belirtilen hususlar ile yapı ruhsatı ve eki mimari projesinden hesaplanan toplam yapı inşaat alanı dikkate alınarak yapılacak hesaplamada, nüfus artışı oranın çok daha yüksek olacağı ve bu durumun yeni afetlere davetiye çıkaracağı” dile getirildi. Söz konusu Uygulama İmar Planı Plan Notunda; herhangi bir sosyal ve teknik altyapı düzenlemesi gerçekleştirilmeden mevcut plan kararlarının bütünlüğünü bozacak şekilde yüzde 10 inşaat artışı tanındığı, bu değerin Büyükşehir Belediye Meclisi’nce de parsel bazında başvurularda yüzde 20, ada bazında başvurularda yüzde 30 inşaat artışı tanınarak onaylanmasının mühendislik, mimarlık ve şehircilik disiplinlerinin varlık sebeplerini ortadan kaldırdığı ve ilgili bilimleri hiçe saydığı ve söz konusu Uygulama İmar Planı Plan Notu ile öngörülen nüfus artışına yetecek düzeyde sosyal ve teknik altyapı alanlarının ayrılmamasın şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına açıkça aykırı olduğuna vurgu yapıldı.
‘YENİ FELAKETLERE DAVETİYE’
Depremin ardından yıkılan veya farklı düzeylerde hasar gören yapıların ağırlıklı olarak ruhsatlı olduğu ve imar planı gelişen bölgelerde olduğu ancak bahsi geçen imar planlarının herhangi bir jeolojik-jeoteknik etüt olmadan onaylandığı vurgulanırken gelinen noktada aynı bölgelerde İBB tarafından sürdürülen-devam eden iki adet plana esas etüt çalışması dışında imar planına esas Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca onaylı herhangi bir jeolojik-jeoteknik etüt olmadığı ve plan notunun kapsamını aşan böylesine kapsamlı mekansal bir müdahalenin yeni felaketlere davetiye çıkaracağının altı çizildi.
‘MÜCADELE EDİLMELİ’
Dilekçede ayrıca yerel yönetimler tarafından gerçekleştirilecek bilimsel çalışmalar sonucunda merkezi idarenin sorumluluk alması konusunda mücadele edilmesi, bu sebeple kamu idaresinin; bir bütün olarak deprem bölgesinde konut problemini çözmek amacıyla, şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararı göz önünde bulundurarak bütüncül çalışmalar yapması ve buna yönelik kısa-orta-uzun vadeli toplumcu-kamucu çözümler üretmesi gerektiğine dikkat çekildi.