İzmir Yarımadası'nın imar kararı yargıya taşınıyor!
Çevreci Enerji Derneği, Çeşme, Karaburun ve Urla’da SİT alanlarının konut ve turizme açılmasını sağlayacak düzenlemeyi yargıya götürüyor.
Çevreci Enerji Derneği, Çeşme, Karaburun ve Urla’da SİT alanlarının konut ve turizme açılmasını sağlayacak düzenlemeyi yargıya götürüyor.
İzmir 1 Nolu Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu’nun 08.06.2016 tarih 650 sayılı kararı ile Urla ve Seferihisar ilçelerinde, İzmir 3 Nolu Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu’nun da 08.06.2016 tarih 949 sayılı kararı ile Çeşme’de doğal sit statülü alanları konut, turizm ve düşük yoğunluklu faaliyetlere izin veren ‘Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı’ olarak değiştiren kararı mahkemeye taşınıyor. Çevreci Enerji Derneği, Türkiye’de rüzgar gücünden elektirik üretmeye uygun 3 rüzgar koridorundan birine sahip olan İzmir Yarımadası’nın Kuşadası gibi betonlaştırılmasına izin verilmeyeceğini açıkladı.
Alınan kararın, Türkiye’nin 3 önemli rüzgar koridorundan biri olan Çeşme , Urla, Karaburun’da günümüze kalmış doğal yapıyı Kuşadası’nda olduğu gibi betonlaşmaya mahkum edeceğini savunan Çevreci Enerji Derneği Başkanı Tolga Şallı, askı süresinde itiraz ettikleri bu kararlara karşı dava açacaklarını söyledi.
Sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı olarak ilan edilen yerlerde düşük yoğunlukta faaliyetlere, turizm ve yerleşimlere izin verildiğine dikkat çeken Şallı, yazlık evler gibi ikincil konut uygulamaları ile İzmir Yarımadası’nın doğal ve sosyal dokusunun zaten büyük zarar gördüğünü, bu kararlar ile Yarımada’da betonlaşmanın daha da artacağını belirterek, “İzmir Yarımadası eşsiz doğasıyla var olma savaşı içindeyken alınan bu karar bu ilçelerimizin tüm tepeleri işgal edilecek, maalesef betondan başka hiçbir görüntüsü olmayan Kuşadası gibi olacaktır” dedi.
Şallı, doğal SİT alanlarının imara ve yapılaşmaya açılması için öncelikle SİT derecelerinin değiştirilmek zorunda olduğuna dikkat çekerek, “Bu prosedürden sonra da SİT derecelerine göre işlemlere devam edileceği öngörülmektedir. Derneğimizin temel amacı; doğal ortamın yenilenebilir enerjiyle korunmasına destek olmaktır. Bu kapsamda derneğimiz bünyesinde bulunan Hukuk Kurulu ve Bilim ve Danışma Kurulu konuyu titizlikle takip etmektedir” diye konuştu.
RES’e uygun alanlar konutlarla doldurulmasın
Bir yıl önce İzmir’de kurulan Çevreci Enerji Derneği’nin faaliyet alanı olarak çevre, doğal hayat ve hayvanları koruma dernekleri sınıfında yer aldığını vurgulayan Tolga Şallı, şunları söyledi: “Derneğimiz, doğanın ve iklimin korunması için yenilenebilir enerji uygulamalarına ve enerji kooperatiflerine destek vermektedir. En temel amacımız ise doğal ortamın yenilenebilir enerjiyle korunmasına destek olmaktır. Ülkemizde rüzgar enerji santrallerinin (RES) kurulmasına elverişli alanlar oldukça sınırlı. İzmir Yarımadası’nda bulunan Çeşme, Urla ve Karaburun, Türkiye’de RES için uygun 3 rüzgar koridorundan biri üzerinde bulunuyor. Bu bölgeler için hazırlanan 1/100 binlik imar planlarda RES’e uyunluğu belirtiliyor. Bu alanların da ikincil konut ve turizm tesislerine açılarak betonlaştırılması bu anlamda önlenmelidir.”
1 MW gücündeki RES, bin evin elektrik ihtiyacını karşılıyor
Şallı, Türkiye'nin rüzgardan 10 bin MW'ı denizlerde ve 38 bin MW karada olmak üzere, toplam 48 bin MW gücünde elektrik üretme potansiyeli olduğunu, şu ana kadar ise 5 bin MW kurulu güce ulaşıldığına dikkat çekerek, "Yaklaşık 1 MW gücündeki RES 750 ila bin evin elektrik ihtiyacını karşılıyor. Dolayısıyla 48 bin MW'lık güç 48 bin konutun elektrik ihtiyacının karşılanması demek. Tamamen çevreci ve sürdürülebilir enerji üretme imkanı bulunan sınırlı alanlarımızın betonlaşmaya açılması stratejik olarak büyük hata olur" dedi.
Dünya