İzocam, 2014 yılında yeni nesil camyünü ürününü piyasaya sundu!
Sıcağa, soğuğa, sese, yangına ve suya karşı koruma sağlayan yalıtım ürünleri ile hizmet veren İzocam, 2014 yılında yeni nesil camyünü ürününü piyasaya sundu. İzocam 2014'te yurtiçi satışlarında yüzde 18 ciro artılı öngörüyor...
Sıcağa, soğuğa, sese, yangına ve suya karşı koruma sağlayan yalıtım ürünleri ile hizmet veren İzocam, 2014 yılında yeni nesil camyünü ürününü piyasaya sundu. Bu ürünün çevreye daha duyarlı olduğunu belirten İzocam Pazarlama ve Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Fatih Öktem, yeni nesil camyününün, imalat aşamasında kullanılan enerjinin 100 kat fazlasını tasarruf ettiğini ve düşük karbon ayak izi özelliğiyle öne çıktığını söyledi.
Yeni nesil camyününün çevreye odaklı olduğunu bildiren Fatih Öktem, ürünün imalatında doğal mineraller ve geri dönüşüm ürünlerinin kullanıldığını, ürüne üstün teknik özellikler kazandırüdığını ve ısı iletim katsayısı düşürüldüğü için yalıtım özelliğinin de iyileştirildiğini söyledi.
Öktem, ısı yalıtımının yanı sıra, yeni nesil camyününün akustik konfor ve yangın güvenliğinde de yüksek performans sağladığına dikkat çekti. 2014 yılı için yurtiçi satışlarda yüzde 18 ciro artışı öngördüklerini kaydeden Öktem, dış piyasada ise geçen seneki ihracat tutarlarını sabit tutmak üzere ortalama hasılatlarının yüzde 15.6 büyümesinin beklendiğini söyledi. Öktem, brüt cirolarını da 2014'te 402 milyon TL'ye çıkarmayı hedeflediklerini de dile getirdi.
Tarsus tesisinde yıllık 55 bin ton kapasite ile camyünü üretiyor Tarsus tesislerinde, yıllık 55 bin ton kapasite ile ısı ve ses yalıtımı, yangın güvenliği sağlayan camyünü üretimi gerçekleştirdiklerini kaydeden Fatih Öktem, şöyle devam etti: "Gebze tesislerimiz, yıllık 75 bin ton kapasite üe taşyünü üretiyor. GEBKİM tesislerimiz ise yılda 720 bin metreküp kapasite ile ekstrüde polistiren, 6 bin ton kapasite ile ekspande polistiren üretimi yapıyor. Eskişehir tesislerimiz ise yıllık 3 bin 500 ton elastomerik kauçuk ve 700 ton polietilen üretim kapasitesine sahip. Tekiz tesislerinde de yıllık 4 milyon metrekare kapasite ile taş yünü ve poliüretan yalıtımlı panel ile 2 müyon metrekare kapasite üe trapez üretimi yapılıyor." Toplam 130 bin tona ulaşan mineral yün kapasitesi ve geniş ürün çeşitlüiği üe yurtiçi ve yurtdışı pazarda öz sahibi olduklarını vurgulayan Öktem, artan üretim kapasitelerinin sağladığı esnek üretim ve zamanında teslim imkanları ile inşaat ve sanayinin yalıtım talebine yanıt verdiklerini düe getirdi. Firma olarak ihracata önem verdiklerini ifâde eden Öktem, Balkanlar, Birleşik Devletler Topluluğu ülkeleri, Ortadoğu, Afrika başta olmak üzere ihracat yaptıkları ülke sayısının 46'ya ulaştığını aktardı.
Yılın ilk çeyreğinde Türkiye ekonomisindeki büyümenin yüzde 4.2, inşaat sektörünün ise yüzde 5.2 gerçekleştirdiğine işaret eden Fatih Öktem, "İnşaat sektörü büyümesi son beş çeyrektir GSMH büyümesinin üzerinde gerçekleşiyor. Yalıtım malzemeleri alanındaki büyümenin ise inşaat sektörü büyümesinin biraz üzerinde gerçekleştiğini düşünüyoruz. Artan siyasi riskler ve kur dalgalamalarına rağmen yılın ilk çeyreğinde hem inşaat hem de yalıtım sektöründeki büyüme beklentilerimizin üzerinde oldu" dedi. Yalıtım sektörünün bazı yönetmelikler ile önemli gelişmeler kaydedebüeceği görüşünü savunan Öktem, "Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği, Binaların Yangından Korunması Hakkındaki Yönetmelik, Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği gibi yönetmeliklerin getirdiği şartlar, yalıtım sektöründeki gelişimin öncülüğünü yaptı" dedi.
Ticari kaygüarla yapüan üretimlerin, etkin denetimin olmadığı ortamlarda hem son kullanıcıyı tehlike ile karşı karşıya bıraktığını hem de sektörde haksız rekabet yarattığını belirten Fatih Öktem, düşük kaliteli ve standart dışı performansa sahip ürünlerin kullanılmasına eğitimsiz ve vasıfsız iş gücü ve etkin işlemeyen piyasa denetimi de eklendiğinde olumsuz sonuç alındığını vurguladı. Etkin bir yalıtım için özellikle yalıtım malzemesinin yüksek kalınlıkta kullanımının önemli olduğuna da değinen Öktem, Türkiye'de, yalıtım kalınlıklarının yetersiz olması nedeniyle yapılan yatırımların yeterli etkiyi yaratmadığını söyledi.
Dünya Sektörel Ek