Kanal İstanbul'la ilgili tartışmalar hız kesmiyor!
Kanal İstanbul denince ilk akla gelen sorulardan biri neden İstanbul Kanalı denmediği olmalı ve konuşulmalı. Yapılan yorumların hepsi Kanal İstanbul'un istenmediğine yönelik.
Cumhuriyet Gazetesi köşe yazarı Prof. Dr. Kaya Özgen bugünkü köşesinde Kanal İstanbul'u kaleme aldı.
İşte Kaya Özgen'in 'Bir kez daha Kanal İstanbul' başlıklı yazısı...
Kanal İstanbul denince ilk akla gelen sorulardan biri neden İstanbul Kanalı denmediği olmalı ve konuşulmalı. Bu duru dış dayatmalarla ilgili unsurları akıllara geitiriyor. Yapılan yorumların hepsi Kanal İstanbul'un istenmediğine yönelik. Halkımız artık çevreye karşı oldukça duyarlı; güncel iletişim imkanları sayesinde konu hemen paylaşıma açılıyor ve gruplar, platformlar kuruluyor.
Örneğin “Kuzey Ormanları Araştırma Derneği” konuyu yakın olarak takip ediyor ve mevcut durumla ilgili rapor hzırlıyor; son duyuruda “Kanal İstanbul, bölge coğrafyası üzerindeki ölümcül tehdidini sürdürüyor” deniyor.
AKINTI ŞEKLİ DE BELİRSİZ
Kanal İstanbul bazı riskleri barındırıyor. Mutlaka bilimsel kapsamda uzun uzun konuşulmalı ve değerlendirilmeli. Dünyanın incisi Boğaziçi’nin iki deniz arasında asırlar boyunca devam eden bir denge olduğu biliniyor; buna rağmen Kanal İstanbul'daki akıntılarla Marmara’nın ne olacağı belli değil.
Mühendislikte “kritik denge” denilen bir terim bulunuyor; Marmara tam anlamıyla o halde ve her an çökebilir.
Kanal İstanbul'da su akıntılarının şekli de belirsiz; Tuna Nehri ile Karadeniz’e gelen kirli suların Marmara’ya akmasıyla geri dönüşü mümkün olmayan büyük problemleri ortaya çıkarabilir. Tuna’nın Karadeniz’deki kirliliğe etkisine ilişkin araştırmalar ve bilimsel çalışmalar yapılıyor. Kanal İstanbul'da bununla ilgili bir belge ve bilgiye erişilemedi. Bu kapsamda Kanal İstanbul'daki akıntı sebebiyle Marmara’da meydana gelmesi kaçınılmaz olan problemlerin Marmara ile sınırlı olmayacağı, Ege’ye hatta Akdeniz’e kadar yayılacağı da göz önüne alınmalı.
SONUÇ
Kanal İstanbul projesi kapsamında belirtilen bütçeden çok daha fazla bir harcama olması kaçınılmaz görünüyor.
Kanal İstanbul projesi yerine ve öncelikli şekilde,
- Kovid-19 salgını sebebiyle büyük bir ekonomik bunalım yaşayan insanlara güçlü bir şekilde destek sağlanmalı, müzminleşen aşı sorununun çözümü bulunmalı,
- Deprem riski bulunan şehir depreme hazırlıklı hale getirilmeli,
- Artık tamamlanma aşamasına gelen Marmara’nın temizlenmesi ön plana çıkmalı.