Kentsel dönüşüm için özel hesap açılacak!
Hükümetin, kararlaştırdığı kentsel dönüşüm için özel hesap açılması kararını Tevfik Güngör köşesinde ele alıyor...
Ekonomik ve sosyal bakımdan iyi tartışılmadan, halka ne olduğu anlatılmadan kentsel dönüşüm uygulaması başlatılıyor. Hükümet, Türkiye çapında 6.5 milyon binanın elden
geçirileceği kentsel dönüşüm için özel hesap açılmasını
kararlaştırdı.
Kentsel dönüşüm nedir?
- Bugün içinde yaşanan 6.5 milyon bina yıkılacak, insanlar yıllardır içinde yaşadıkları binalardan, birlikte
oldukları komşulardan ve alıştıkları sosyal ve ekonomik çevreden uzaklaşacak. Yepyeni bir yaşama geçecek.
- 6.5 milyon bina yeniden inşa edilecek. Bunun
için önemli bir para harcanacak.
-Bu arada kentlerin özel karakteri, mimarisi, havası yok olacak. Bir örnek yaşam alanları ortaya çıkacak.
-Yaşam alanlarında zengin-fakir değişimi olacak. Değerli semtlerde zenginler, değersizlerde fakirler konuşlanacak.
1) Genel olarak Türkiye’de tartışılmamış “Tepeden inme” kentsel dönüşüm gerekli mi?
2) Ekonominin bu durumunda kıt tasarrufları kentsel dönüşüm adı ile inşaata yönlendirmek doğru mu?
Türkiye’de ihracata dönük sanayi yapımızı değiştirmek istiyoruz.
Kıt kaynak nedeniyle cari açıktan yararlanıyoruz, işte bu ortamda dönüşüm sorumluları önceliği dönüşüme veriyor.
-Kaynak yaratmak için kamu varlıklarını satışa çıkarıyorlar.
- Şehirlerde nefes alınacak boş yer bırakmıyorlar. Çünkü o boş alan satılacak ve oradan gelen para kullanılacak.
Önceki gün Kentsel Dönüşüm Genel Müdürü’nün
açıklamalarını okuduk.
Genel Müdür diyor ki, “Çevre katkı payları, döner sermaye gelirleri ve 2B'nin dışında kaynak üretiyoruz. Bunun için şehir içindeki hiçbir özelliği kalmayan mera alanları ekonomiye kazandırılacak. Buradan elde edilecek gelirle tıkanmış yerlere kaynak aktarılacak.”
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, bu ay içinde başlayacak olan kentsel dönüşüm için ilk etapta 200 bin metrekarelik kamu binasını yıkacak. Türkiye’deki tüm kamu binalarmın risk durumu tespit edilecek.
Kentsel Dönüşüm Genel Müdürü yakınıyor:
“Elimde para olmadan bir şey yapamıyorum. 2B gelirleri net olarak gelmedi, çevre katkı paylarının yüzde 50'si diyoruz. Yönetmeliğin çıkmasıyla elimin altında bana hesaplar açılacak, harcama kriterlerim ortaya çıkacak. Ben de o parayı harcayabileceğim. Çevre katkı paylarının yüzde 50'si denilince 100 milyon gibi rakam çıkıyor. Döner sermayeden de yıllık 100 milyon lira geliyor. 2B'den de ortalama yıllık 1-2 milyar liralık gelir gözüküyor. Ama hazıra dağ dayanmaz.
Biz bu hazır paranın dışında kaynak üretmeye yönelik argümanlar geliştirmeliyiz. Atıl olan arazileri kullanmak zorundayız. Şehirlerde üzerinden geçtiğiniz, arabanızı park ettiğiniz, alışveriş yaptığınız yerlerde mera alanları var. Bu mera alanlarını değerlendirmeniz lazım. Buralardan kaynak sağlamak zorundasınız ki tıkanmış yerlere kaynak aktarabilesiniz.”
Genel müdür, kendisine verilen görevi yerine getirmek için, kendine göre bir eylem programı açıklıyor. Bu programın şehirlerde yaşayanlara sosyal ve ekonomik faturasını, şehirlerin nasıl rant kapısı haline dönüşeceğini, şehirlerin karakterinin naöıl yok olacağını, boş alanların nasıl yağmalanacağını, bütün bunların ekonomiye ve yaşama getireceği yükü düşünmüyor.
Ne var ki bizim şehircilerimiz, mimarlarımız, şehir halkımız da olan bitene boyun eğmiş durumda.
Kaderine razı.
Dünya/Tevfik Güngör