Kira Kontratındaki 'bebek! detayı ağızları açık bıraktı!
Ev sahibi kiracı kavgaları gündemden düşmezken, Ukraynalı çiftin kira Kontratındaki 'bebek! detayı ağızları açık bıraktı. İşte konu ile ilgili detaylar...
Ev sahibi kiracı kavgaları hız kesmeden devam ederken, Ukraynalı çiftin kira Kontratındaki 'bebek! detayı ağızları açık bıraktı.
Günebakış gazetesi yazarı Bahaettin Kabahasanoğlu kaleme aldığı köşe yazısında
Ukraynalı yeni evli çiftin Türkiye'de ev kiraladığını, kontratın noter onaylı olduğunu belirterek, aradan süre geçince kiracının ev sahibini arayıp çocuk yapmaya karar verdiklerini söylediklerini kaleme aldı.
Bahaettin Kabahasanoğlu'nun yazısının devamı şu şekilde:
Tabii, mülk sahibi şaşırıyor çünkü ne söyleyebilir ki? İngilizce anlaşıyorlar ve sağlık dileklerini iletiyor, o kadar. "Kontrat" diyor kiracılar...Kontratta çocuk yok, o yüzden aramış. "Yeni bir kira kontratı ister misiniz?"
Çünkü ülkesinde durumun bu şekilde olduğunu, ev sahibinin isterse "kontratta yok" diyerek kiracısını çıkarabileceğini belirtiyor.
Durum aynen böyle... Çocuklu aile ile çocuksuz ailenin konut sahiplerine maliyetleri farklıymış. Her ne kadar teknik bir boyut gibi görünse de aslında tam bir memleket meselesi... Haberi alınca "evet" dedim, buradan yürüyebilirim.
Kontratta, konutta oturanlar yazıldığı gibi yeni doğanlar da dikkate alınıyor. Biri veya birileri aylarca senelerce yanlarında kalacaksa... Kim, nerede, kimlerle oturuyor?
Yalnızca istatistik için bile olsa oldukça önemli.
"Kira kontratı" derken, özellikle son bir sene içerisindeki fahiş artışlarına da değinelim.
Konut ve kiralardan...
Memura ve emekliye verilen zamların devede kulak sayıldığı günleri yaşıyoruz. Şöyle ki... On, on beş sene önce emekli maaşınızın yanına bir o kadar koyunca ev alma imkanınız varken... Bugün maalesef konut ve araba almak, ortadirek için hayal oldu. Özellikle büyük şehirde yaşamak her geçen gün zorlaşırken dar gelirliler için de tam bir işkenceye dönüşmeye başladı.
Üç dört gündür mega kent İstanbul'da gördüğüm manzara şu şekilde: Metrobüste, otobüste, metroda, tramvayda kentin yüzü değişmiş. Hani daha önce tipler belliydi ve genelde tanımasanız bile bölge bölge isimlendirme ihtimaliniz vardı.
İstanbul, Osmanlı'nın başkentini bile aşmış.
Afrika, Orta Doğu ve Balkanlar burada...
Türk Cumhuriyetleri de...
Zengini de fakiri de...
Bence tehlike "geliyorum" dememiş, “gelmiş”.
Şimdi sırada, milyonlarca sığınmacının "giriş" bölümünden "gelişme" bölümüne terfi aşaması var ki asıl sorun da bu.
Yavaş yavaş her şehirde Afrika ve Orta Doğu mahalleleri oluşacak gibi...
Bir yanda kira kontratında bebek var mı, yok mu diye bakarken...
Diğer yanda kontratsız kiralamalar, alıp başını gidecek.
Savaştan ve zulümden kaçıp gelenlerin daha dayanıklı ve gözü kara oldukları da ortada... Bu nedenle ister istemez sosyolojik sorunlar da oluşacak.
Şehirlerde, kasabalarda yaşayanların birçoğunun köylerle bağı biliniyor.
O zaman yakın gelecek için öngörüm şu şekilde:
Trafik zaten çekilmez çile halinde...
Alınan maaşlar da kira, ulaşım ve mutfağa yetmeyecek.
Mahallenin ve kentin de tadı kaçınca "hadi gel köyümüze geri dönelim" faslı başlayacak.
Son dakika! Emekliye ek zam ödeme takvimi belli oldu! Hemen bu tarihlere bakın!