Köşebaşı Restaurant şube sayısını 50'ye çıkarmayı hedefliyor!
Halen 7 ülkede 30 restoranı ile hizmet veren ve dünyaca ünlü birçok isme kebabı sevdiren Köşebaşı, Anadolu şehirlerinde marka olmuş lokanta ve lezzet noktalarını dünyaya taşımaya hazırlanıyor.
Adana ve Tarsus yöresinin et yemekleri ile tanınan, Gorbaçov’dan Clinton ailesine kadar bir çok ünlüye kebabı sevdiren Köşebaşı Restaurant, Anadolu şehirlerinde marka olmuş lokanta ve restaurantları dünyaya taşımaya hazırlanıyor. 1995 yılında 4 ortak tarafından kurulan ve halen 15’i yurtiçinde toplam 30 restaurantı bulunan Köşebaşı bu markaları ya satın alarak ya da ortaklık yaparak yurtdışında şubeleştirecek. Köşebaşı’nın Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Akkaş ile bu yıl 20. yılını kutlayan şirketin hikayesini ve hedeflerini konuştuk.
- Köşebaşı’nın kuruluş hikayesini anlatır mısınız?
1995 yılında bu meslekte çalışan 4 arkadaşın biraraya gelmesiyle kurduk. Kendi işimiz olsun dedik. O yıllar Özallı yıllardı. Yabancılar Türkiye’ye geliyordu. Yabancıların ağırlanabileceği yerin az olduğunu gördük. Kebap yemeye gidilecek yer pek yoktu. Biz kebabı ara sokaktan çıkarıp Levent’te sunduk. İlk şubemiz Levent’te 80 kişilik 3 katlı bir villada faaliyete geçti. İlk şube yoğun talep görünce diğerleri peş peşe geldi. O dönemde kebapta franchise yoktu. Ortaklık teklifleri alınca ilk franchise uygulamasını kebapta biz başlattık. Şu anda 15’i yurtdışında 30 şubemiz var. Ay sonuna kadar 33 şube olacağız. 3 yeni şubemiz inşaat halinde. 1’i Katar ve 2’si Suudi Arabistan’da açılacak.
- Hepsi franchise mi?
8 şubede ortaklığımız var. Yurtdışında ise master franchise şeklinde büyüyoruz. Ortadoğu ve Körfez ülkelerinde Lübnan merkezli Dubaili Azadea Grup ile ortaklığımız var. Şu anda 12 tane şubemizi işletiyorlar. Bu şubelerden 2’si S. Arabistan, 4’ü Kuveyt, 2’si Bahreyn, 4 tanesi de BAE’de. Fas’ta bir grupla anlaşmamız var. Onlar da Kazablanka’da 2 şube işletiyor. Yıl sonuna kadar 2-3 şube daha açacaklar. Bir şubemiz de Bakü’de. Genelde şahıslara franchise vermiyoruz. Gruplara master franhchise şeklinde veriyoruz. Çünkü gruplar markayı ileri taşıyabiliyor.
- Yıl sonu hedefiniz ne?
Yıl sonuna kadar 35 şube ile kapatırız. Sadece Körfez değil Almanya, İngiltere ve İsviçre ile de görüşmelerimiz sürüyor. Avrupa’da öncelikli hedefimiz Lond-ra. 2016’nın başlarına kadar Londra’da bir şubemiz olacak.
- Başka ülkelere de açılımınız olacak mı?
Azadea Grup, İran ve Irak pazarı için araştırma yapıyor. Muhtemelen bu iki ülkede şubeler açılacak. Cape Tovn ve Ramallah’tan başvuru geldi. Pakistan’dan da zaman zaman teklifler geliyor. Geçen yıl Hintli bir grupla Malezya, Singapur Tayland için görüştük. Bilmediğimiz pazarlarda kaybolmamak için görüşmeler uzun sürüyor.
- Dışarıda Türk kebabına talep nasıl peki?
30 şube içinde en iyi iş yapanlar Riyad ve Cidde. Orada yoğun talep görüyoruz. Bu iki şehirde iş dünyası yoğunluğu var.
- Büyümeniz kaç oldu?
Geçen sene yüzde 8’in üzerinde büyüdük. Gelen turist sayısının da etkisiyle müşteri portföyümüz de değişti. Bazı şubelerimizde yabancı oranı yüzde 80’lere ulaştı. Taksim’de bu oran yüzde 90. ‘Ye-İç-Uç’ diye bir program yaptık. Misafirlerimiz trafiğe takılmadan Basın Ekspres’teki şubemizde yemeğini yiyip uçuyor. En büyük Köşebaşı, Basın Ekspres’teki şubemiz. Burada ‘kendin pişir kendin ye’ bölümümüz var. Hafta sonu kahvaltı da veriyoruz.
- Çalışan sayınız ve ciro?
800’ün üzerinde çalışana ulaştık. Yeni şubelerle bini geçeriz. 40 milyon doların üzerinde ciromuz var. Yarısı yurtdışı.
- Bu sene 20. yılı kutluyorsunuz. Var mı gelecek 10 yıla dönük projeler?
20 yılda 3 kıtada 7 ülkede 30 şubeye ulaştık. Yılda 2 milyon misafir ağırlıyoruz. Şimdi önümüzde 30. yıl hedefimiz var. 30 yılda hedefimiz sube sayısını 50’ye çıkarmak. Bu, sürprizler sonucu 70’e de çıkabilir. Tamamen master franchise anlaşmalarına bağlı. Asıl önemlisi gelecek 10 yılda kendi grubumuzu oluşturacağız. Bununla ilgili güzel bir projemiz var. Anadolu’da markalaşamamış birçok restoran var. Örneğin Gaziantep’e gittiğinizde ‘şuralara mutlaka uğrayın’ diye tavsiye edilen birkaç lokasyon vardır mutlaka. Onlarla ilgili çalışmalarımız var. Bizimle uyum sağlayacak yerel markaları satın alma, ortak olma veya danışmanlığını yaparak kurumsal hale getirdikten sonra bizim markamızın yanında onu da yurtdışına taşıyacağız. Bu, Mardin’deki küçük bir marka da olabilir.
- Küçük esnafı yurtdışına taşıyacaksınız yani?
Aynen... Yanımıza alıp onları da yurtdışına götüreceğiz. Bunu sosyal sorumluluk projesi olarak görüyoruz. Şu an görüştüğümüz firmalar var. İlk etapta İstanbul’da kendi markalarıyla şubeler açıp ardından 2016’dan itibaren yurtdışına taşıyacağız. Bazılarının korkuları ve çekinceleri var ama onlara en büyük örnek biziz. Bu arada eleman sıkıntısı çözmek için Köşebaşı Akademi diye bir yer açmak istiyoruz.
- Ortaklık teklifi var mı?
Yerli-yabancı çok gelen var. Ciddi fonlar da geliyor. Ama yatırım yapacak firmaya burayı daha da büyütme şartı koşuyoruz. İstihdam yaratarak devam etmeli. Kazandığını yine bu sektöre yatırmalı.
- Sosyal sorumluluk anlamında başka neler yapıyorsunuz?
Şubelerimizin çoğundaki yemek artıklarını köpek barınaklarına gönderiyoruz. ‘Yemeğime kürdanını atma’ isimli bir proje yürütüyoruz. Özellikle Belgrad ormanındaki köpeklere et ve yemek atıklımızı ulaştırıyoruz.
DÜNYANIN EN İYİ 50’Sİ ARASINA GİRDİ
- Ünlü isimler var mı restoranınıza gelen?
Jack Nicholson, Gorbaçhov ve Clinton ailesi gelen isimlerden sadece birkaçı. Ama biz bazı restoranlar gibi gelen ünlülerin resmini asmıyoruz. Misafirlerimiz gelir yemeğini yer gider. 1999’da Traveler dergisi dünyanın en en iyi 50 restoranını belirledi. Türkiye’den giren tek restoran olduk. İspanyada bir yarışmada geleneksel Türk mutfağını en iyi yansıtan restoran seçildik. Time, İstanbul’un en iyi kebap restoranı olarak yer aldık. Kurulduğumuzdan beri birçok yeniliğimiz oldu. Kepekli lavaş, şaşlık kebabını, tahinli kabak tatlısını ilk biz yaptık..
ERDOĞAN’I AÇILIŞA İKNA ETTİ
- Kapanan şubeniz oldu mu ?
Yunanistan’da da iki şube açtık. Çok başarılıydı. yatırımcı sıkıntıya girdi 2007’de kapattı. Aynı şekilde Brezilya’da yatırımcımız sıkıntıya düşünce kapattı. Hatta şubenin açılışına ben de gittim. O sırada Sao Paulo’da konsolosluk açılışı vardı. O dönemde Başbakan olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan açılışa geldi. Ben de kravatımı takıp konsolosluğa gittim, ‘açılışa davet edeceğim’ dedim. Güldüler. ‘Zor, 10 saniyesi bile yok’ dediler. Gittim ‘Burada bir restoranımız var. Açılışı sizin yapmanızı istiyoruz’ dedim. Akşam 9.00 gibi telefon geldi, ‘Başbakan açılışa geliyor’ dediler...
Yaşar Kızılbağ-Star