Kovid-19 sonrasında inşaatta toparlanma nasıl olacak?
Kovid-19 salgını nedeniyle tarihte benzeri görülmemiş bir kriz yaşanıyor. Salgından inşaat sektörü de etkileniyor. Peki bu etkiler ne yönde olacak? Koronavirüsün inşaat sektörüne etkileri nasıl olacak?
Yeni tip koronavirüs salgını sonrası şantiyelerin kapatılması ve proje iptalleri sebebiyle zor bir dönemden geçen inşaat sektörü ekonomisinde daralmalar yaşanacağı öngörülüyor.
Anadolu Ajansı'nda yer alan habere göre; dünya ekonomisi, koronavirüs salgını sebebiyle tarihte benzeri görülmemiş bir krizin eşiğine gelirken, sürecin her alanda olduğu gibi inşaat sektörü açısından da önemli sonuçlar doğuracağı tahmin ediliyor.
Tüm dünyayı olduğu gibi Türkiye'yi de etkisi altına alan koronavirüs salgınından en çok etkilenen sektörlerden olan inşaat, gerek yarattığı istihdam gerekse de büyüklüğü açısından özellikle gelişmekte olan ülkelerde lokomotif görevine sahip.
Salgın sürecinde satış ofisleri ve şantiyelerde virüsün bulaşmasını engellemeye yönelik uygulanan önlemler küresel çapta inşaat sektöründe işleyişte önemli ölçüde aksaklıklara sebep olurken, sözleşme ve proje iptali ya da gecikmelerinin yanı sıra eve kapanan tüketicinin önemli ölçüde azalan gayrimenkul talebi sektörü zor duruma soktu.
Çimentodan hazır betona, tuğladan makineye 200'den fazla alt sektörle bağlantısı olan inşaat sektörü açısından tedarik zincirindeki aksamalar da bir başka kırılganlık unsuru oluşturdu. Ayrıca salgın sürecinde sektörde işlerin durması milyonlarca istihdam kaybına sebep oldu.
Yurt dışı müteahhitlik sektörü açısından bakıldığında da salgın sonrası ülkelerin kapatılması sebebiyle ortaya çıkan aksamaların, hukuki açıdan firmalara ekstra maliyetlerin binmesine sebep olabileceği, mücbir sebeplere yer verilmeyen sözleşmelerde sorumlulukların yerine getirilememesi sebebiyle tazminatların gündeme gelebileceği ifade ediliyor.
"Şirketler arasında erken birleşmeler önemli olacak"
Deloitte'nin inşaat sektöründe koronavirüsün etkilerine ilişkin yayımladığı bir raporda, salgın sebebiyle sözleşme iptalleri ve proje gecikmeleriyle karşı karşıya gelen inşaat sektöründe, tedarik zinciri kesintisinin de önemli bir sorun olduğu belirtiliyor.
Sektöre salgının tam etkisinin değerlendirilmesi için hala erken olsa da sürecin haziran sonrasına uzaması durumunda büyük projelerde önemli gecikmeler yaşanabileceğinin dile getirildiği raporda, salgının inşaat sektörüne etkisinin ise hem operasyonel hem de finansal şekilde olacağı tahmin ediliyor.
Raporda, operasyonel etkiler "mevcut sözleşmelerde gecikme ve fesih", "tedarik zincirinde bozulma nedeniyle arzın yavaşlaması ve malzeme, ekipman ve işçilik fiyatlarında artış", "şantiyelerde güvenliğin sağlanması ve bekleme maliyetleri" ve "hastalığın mevcut iş gücü mevcudiyeti üzerindeki olumsuz etkisi ve nitelikli çalışanların elde tutulmasına yönelik maliyet" başlıklarında değerlendiriliyor.
Sektöre ilişkin finansal etkilerin de bulunduğu raporda, "İptal edilen ya da ertelenen proje sözleşmeleri inşaat sektörü gelirini orta vadede olumsuz etkileyecek. Şirketlerin işletme sermayesi ve likidite pozisyonları üzerinde önemli bir stres oluşacak. Fon sahiplerinin yeni ya da destekleyici yönde sermayeye erişimi beklenenden daha uzun sürebilir. Bu nedenle şirketler ve fon sahipleri arasında erken bir birleşme önemli olacak" ifadeleri kullanıldı.
"Küresel çapta inşaat sektörü, 10 yıl daha geriye gitti"
Avrupa tarafında açıklanan verilere göre, salgın sonrası boşalan şantiyelerin etkisiyle inşaat sektörü Fransa, İtalya, İngiltere ve Almanya'da çöküşe uğradı.
IHS Markit Avro Bölgesi İnşaat Sektörü Toplam Aktivite Endeksi, nisanda 15,1 ile rekor düşük seviyeye geriledi. Mart ayında 33,5 seviyesinde bulunan endeks, şubatta 52,5 düzeyinde olmuştu. Sektörün üst üste iki ay sert daralmasında özellikle İtalya ve Fransa ilk sırada yer aldı. Almanya'da ise bu düşüş nispeten daha yavaş olsa da belirgin düzeyde yaşandı.
İngiltere'de inşaat sektörü, birçok inşaatçının koronavirüs salgını esnasında şantiyelerini kapatmasının etkisiyle 20 yılı aşkın sürenin en kötü çöküşünü yaşadı. IHS Markit/Cips tarafından açıklanan ana inşaat sektörü aktivite endeksi, Mart'ta bulunduğu 39,3 seviyesinden Nisan'da 8,2'ye düştü. Sektörde ciddi yavaşlamanın göstergesi olan bu rakam, 2008 finansal kriz esnasında bile 27,8 düzeyinde olmuştu.
İngiliz Satınalma ve Tedarik Enstitüsü (CIPS) Direktörü Duncan Brock, konuya ilişkin açıklamasında inşaat sektörünün toparlanmasının uzun yıllar sürebileceğini dile getirerek, "2008 küresel ekonomik krizi sonrası hala tam olarak iyileşemeyen inşaat sektörü, küresel çapta salgının yarattığı üretim boşluğu nedeniyle 10 yıl daha geriye gitti" dedi.
ABD tarafına bakıldığında, ülkede yeni konut satışlarının martta aylık yüzde 15,4 azalışla 627 bine düştüğü belirlenirken, inşaat sektörü tarafında önemli istihdam kaybı meydana geldi. ABD iş Gücü İstatistikleri Bürosu verilerine göre, inşaat sektöründe çalışan sayısı nisanda 975 bin kişiyle tarihinin en sert düşüşünü yaşadı. Sektörde iş gücü de nisanda aylık yüzde 13 geriledi. Diğer yandan ABD'de inşaat sektörü işsizlik oranı da yüzde 16,6'ya çıktı.
Türkiye'de durum
Türkiye'de inşaat sektörü geçen yıl 231 milyar 908 milyon 295 bin TL'lik büyüklük ile milli gelirden yüzde 5,4 paya sahip oldu. Gayrimenkul faaliyetleri ise 285 milyar 744 milyon 967 bin TL ile milli gelirin yüzde 6,7'sini kapsadı. İnşaat sektöründe bu yılın şubat ayı itibarıyla 1 milyon 395 bin çalışan mevcut. Bu da toplam 26 milyon 753 bin olan istihdamın yüzde 5,2'sini meydana getiriyor. Bu dönemde işsiz kalan 4 milyon 228 bin kişinin 640 binini inşaat sektörü çalışanlarının oluşturduğu belirtiliyor.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, 30 Nisan itibarıyla tüketiciler 210 milyar 897 milyon TL'lik konut kredisi kullandı. Bu rakam yıl başında 199 milyar 268 milyon TL düzeyinde seyrediyordu.
İnşaat sektörünün kullandığı toplam nakdi krediler ise 2019'un mart ayında bulunduğu 234 milyar 380,9 milyon TL seviyesinden, bu yılın aynı ayında 260 milyar 190,2 milyon TL'ye çıktı. Bu da sektörün Kovid-19 sonrası kredi talebinin arttığını gösteriyor.
Öte yandan Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) tarafından hazırlanan nisan ayı raporunda, salgının inşaat malzemeleri sanayi üzerindeki etkisinin nisan ayında daha yoğun olduğu, yurt içi ve yurt dışında hem mevcut siparişlerde iptaller yaşandığı, hem de yeni siparişlerde sert düşüşler görüldüğü ifade edildi.
Yurt içi ve yurt dışı siparişlerdeki iptallerin inşaat malzemeleri sanayisinde yarı mamul ve nihai mamul stoku birikimine yol açtığının belirtildiği raporda, satış bütçelerinin de olumsuz etkileneceğine dikkat çekildi.
İMSAD üyeleriyle nisan ayının ilk yarısında gerçekleştirilen ankete göre, sektörün yaklaşık yüzde 85'i yurt içinden, yüzde 46,8'i ise yurt dışından yüksek miktarda iş, sipariş ve proje iptalleri yaşandı. İnşaat sanayinin yüzde 56,5'i ise bu yıl satış bütçelerinin yüzde 20 ve üzerinde daralabileceği tahmin ediildi.
Bu yıla önemli bir artışla başlayan ve ocak-mart döneminde toplam 22,1 puan artan İnşaat Sektörü Güven Endeksi'nde ise nisan ayına gelindiğinde salgının etkisiyle 35,9 puan birden sert düşüş yaşandı. Türkiye genelinde konut satışları ise nisanda bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 55,5 azalarak 42 bin 783 olarak kaydedildi. Buna karşın ocak-nisan döneminde 383 bin 821 konut satışı yapıldı ve bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 8,9 artış yaşandı.
Sektörde yeni dönem öngörüleri
Gayrimenkulde yaşanan durgunluğa karşın, lojistik ve depolama, hastane, medikal ofisler ve laboratuvar gibi alanlara yönelik projeler inşaat sektörü için hala revaçta iken, yapılan araştırmalar ev ortamının daha önemli hale gelmesiyle kullanıcıların müstakil, villa, bahçeli ve balkonlu ev tercihlerinin arttığını ortaya çıkarıyor. Peyzaj alanı ve yürüyüş parkuru geniş bir alana yayılan projelerin tüketicilerin satın alma kararını etkileyeceğiifade ediliyor.
Salgın sonrası süreçte inşaat sektöründe, şantiyelerde dijital dönüşümün gündeme alınarak e-şantiyeler oluşturulacağı, sosyal mesafe dolayısıyla daha geniş metrekareli ofislere talebin artacağı tahmin ediliyor.
Yeni projelerde robotik teknolojilerin entegrasyonunun ivme kazanması, özellikle binaları sterilize edip temizleyebilen robotik gibi emlak teknolojilerine (proptech) yönelik çözümlerin daha fazla tercih edileceği öngörülüyor.
Sektörde çalışan maliyetlerinin düşürülmesi ve kilit vasıflı personelin elde tutulması için çalışmalar düzenleneceği, ürün tedariki konusunda da alternatif arz kanallarının belirlenmesinin süreklilik açısından kritik rol oynayacağı da yapılan tahminler arasında bulunuyor.
TSKB Gayrimenkul Değerleme AŞ Özel Projeler Departmanı Kıdemli Değerleme Uzmanı Duygu Yılmaz, İstanbul'da az katlı ve büyük alana yayılmış konut projelerinin kentin dışında yoğunlaşmasının kaçınılmaz olduğuna dikkat çekerek, "Bu bölgelerde inşa edilen villa projelerinin doğaya yakınlıkları, sakin ve nezih bir yaşam tarzı sunmaları, kendi kendine yeten kent sistemleri olarak kurgulanmaları ve villaların kullanım alanı alternatiflerinin daha çeşitli olması gibi özelliklerinin ön plana çıktığı görülüyor. Kent içinden kent dışına doğru gidildikçe projelerde daha geniş açık alan ve bahçe kullanımının olduğu görülüyor. Diğer taraftan salgınla birlikte pazarda ulaşılabilir fiyatlı müstakil evleri içerecek projeler için bir talep oluşması söz konusu olacaktır" diye konuştu.
Yılmaz ayrıca, uzaktan çalışma modelinin sürdürülmesi durumunda, kentin dışındaki konut projelerine talebin artabileceğini belirtti.
Gayrimenkul ve inşaat sektörü canlanıyor!