13 / 10 / 2024

Libya'daki olayların inşaat sektörüne yansıması!

Libya'daki olayların inşaat sektörüne yansıması!

Libyadan çıkması ve çalışanlarını da tahliye etmesi sonucunda oluşan ekonomik kriz ve işsizlik sorununun çözüm arayışı çalışmalarıyla ilgili olarak yayınlanan haberler gerçekleri yansıtmamakta, yanlış ve olumsuz bir algının oluşmasına neden oluyor




03 Mayıs 2011 tarihinde bazı basın-yayın organlarında Libyada meydana gelen ayaklanma, iç savaş ve takip eden askeri müdahale sonrasında, ağırlıklı olarak taahhüt sektöründe hizmet veren firmaların Libyadan çıkması ve çalışanlarını da tahliye etmesi sonucunda oluşan ekonomik kriz ve işsizlik sorununun çözüm arayışı çalışmalarıyla ilgili olarak yayınlanan haberler gerçekleri yansıtmamakta, kamuoyunda yanlış ve olumsuz bir algının oluşmasına neden olmaktadır.

Libyada servet kazanan Türk müteahhitlerden çılgın proje: AYIP TOWER(...) patronlar beş kuruşsuz ortada kalan işçilere yine sahip çıkmadı, topu devlete attı. Müteahhitler Birliğinden akıl almaz rapor. Libyada 27 milyar dolarlık iş kapan ama işçinin sadece 8 binine sigorta yapan patronlar pişkinlik çıtasını yükseltti. Kaçak çalıştırdıkları işçiler için devletten işsizlik sigortası istedi. ve benzeri, haberin çarpıcı olması gerekliliği olgusundan kaynaklı olduğunu düşündüğümüz ibareler gerçekleri yansıtmadığı gibi, üyelerimizin ve Birliğimizin kişilik haklarına saldırı niteliğini taşımaktadır.

Bu aşamada, kamuoyunun konuyla ilgili olarak bilgilendirilmesi gereği duyulmuştur:

Yukarıda sözü edilen olaylar nedeniyle, Libyadan Türkiyeye dönüş yapan toplam 25 bin kadar vatandaşımız olduğu ve bunlardan 22 bin kişinin Libyada çalışan işçiler olduğu ilgili kamu kurumları tarafından açıklanan verilerdir. Yine Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılan açıklamalarda Kurum kayıtlarında Libyada çalışmakta olan ve sigorta primleri ödenen 8 bin Türk işçisinin bulunduğu bilgisi; basın-yayın organlarınca, başkaca hiçbir araştırma yapılmaksızın, Türk müteahhitleri Libyada 14 bin kaçak işçi çalıştırdı şeklinde yansıtılmıştır.

Yaratılan bilgi kirliliğinin esas nedeni, Libyada çalışan Türk işçilerinin hangi mevzuat çerçevesinde ve hangi işverende çalıştığının bilinmemesi ve/veya bilindiği halde kamuoyuna gerçeğe aykırı olarak yansıtılmasıdır.

1. Türk tabiiyetindeki gerçek ve/veya tüzel kişilerin Libyadaki işlerinde çalışan işçiler, Türkiye İş Kurumunca onaylanan sözleşmeleri çerçevesinde Libyada çalışmaktadırlar ve Türkiye ile Libya arasında bağıtlanmış Sosyal Güvenlik Sözleşmesi kapsamında; bu işçilerin Malüllük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortası, İşsizlik Sigortası ve Uzun Vadeli Sigorta Kolları Primi Türkiyede Sosyal Güvenlik Kurumuna; İş Kazası, Genel Sağlık, Analık (Doğum) Sigortası primleri ise Libyada ilgili Kuruma ödenmektedir. Türkiyede Sosyal Güvenlik Kurumunun kayıtlarında yer alan ve 8 bin olarak ifade edilen işçi sayısı bu statüde çalışanlardır.

2. Bunun dışında, Türk firmalarının Libyada, Libyalı ortakları ile Libya mevzuatına göre kurmuş bulundukları ve Libya tabiiyetindeki şirketlerde de, Türkiye İş Kurumundan onaylanan sözleşmeler ile Libyaya giden Türkler çalışmaktadırlar. Türkiye-Libya Sosyal Güvenlik Antlaşması gereği bu işçilerin çalışmaları ile ilgili olarak tamamen Libya mevzuatı uygulanmakta ve bu statüdeki işçilerin tüm primleri Libyada ilgili sosyal güvenlik kurumuna ödenmekte ve bu işçiler Türkiye Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında yer almamaktadırlar. Haberlerde kaçak işçi çalıştırılıyor şeklinde yer verilen işçilerin çok büyük çoğunluğu bu statüde çalışan işçilerdir ve bu olgu hiçbir şekilde kaçak çalışma ve/veya çalıştırma olarak değerlendirilemez.Uygulama, yasa haline getirilmiş olan Türkiye-Libya Sosyal Güvenlik Antlaşmasına uygundur. Buradaki farklı uygulama tamamen bu Antlaşmadan kaynaklanmaktadır.

Türk İş Mevzuatında öngörülen kısa çalışma; zorlayıcı sebeplerle çalışma sürelerini geçici olarak önemli ölçüde azaltan veya durmasına sebep olan bir olgunun ortaya çıkması ve bu olgunun ortaya çıkmasından sonrasındaki sürecin net olarak öngörülemediği durumlarda işçilerin işsiz kalmalarını önlemek amacıyla yasa koyucu tarafından sosyal devlet olmanın gereği olarak ve tamamıyla işçi lehine öngörülmüş bir tedbirdir. Libyadaki olayların ortaya çıktığı ve ne olacağının öngörüler içerisinde yer almadığı bir dönemde, çalışanların iş akitlerini feshetme yerine ve ileride iş sözleşmelerinin devam edebileceği beklentisiyle, ancak işveren tarafından yapılabilecek bu başvurunun üyelerimizce kendi çalışanları için yapılmasının, Birliğimizce de yukarıda sözü edilen nedenle Türkiye Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında yer alamayan işçiler bakımından da talep edilmesinin olumsuz ve kişilik haklarını rencide eder şekilde bir haber konusu yapılmasının anlaşılabilir bir yönü bulunmamaktadır.

Türkiye Müteahhitler Birliğinin haberlerde kaynak olarak gösterilen İnşaat Sektörü Kuzey Afrika Analizi başlıklı bir Raporu bulunmamaktadır.

Türkiye Müteahhitler Birliği tarafından Nisan 2011de yayınlanmış olan İnşaat Sektörü Analizi, Japonya-Kuzey Afrika-Ortadoğu/Pazarlar Tsunamiler Altında temalı bültenin 2011:Ortadoğu ve Kuzey Afrikadaki Gelişmeler başlığı altında Libyadaki gelişmelerin ele alındığı kısımda Öngörülmesi mümkün olmayan bu gelişmelerin açtığı yaraları sarmak için inşaat/taahhüt sektörüne dönük olarak bazı hızlı önlemlerin alınmasına ve destek programlarının uygulanmasına ihtiyaç vardır. değerlendirmesinde bulunularak müteahhitlik firmalarının karşı karşıya olduğu sorunlara yönelik çeşitli saptamalara ve önerilere yer verilmiştir. Ayrıca, bu ülkede çalışmakta iken hiç beklenmedik bir anda Türkiyeye dönmek zorunda kalan ve işsiz duruma düşen Türk vatandaşlarının yaşadıkları sıkıntıların giderilmesi için, geçici bir süreliğine işsizlik maaşı, kısa çalışma ödeneği vb. haklardan Libyada çalışmakta olan tüm işçilerin yararlanabilmesi için bir sistem geliştirilmesinin yararlı olacağı görüşü Libya'dan dönen işçilerin tümünü kapsayacak bir işsizlik sigortası uygulamasına işlerlik kazandırılması da sektörün ihtiyaçları arasındadır. ifadesiyle bu bültende yer almıştır.

İnşaat sektörü yurtiçinde ve dışında yarattığı istihdam ile halen ülkemizin en önemli sorunlarının başında gelen işsizliğe çare üreten bir numaralı faaliyet alanıdır. Sektördeki toplumsal sorumluluk sahibi meslek kuruluşlarının Türkiyede mi yoksa Libyada mı sigortalanmış oldukları ayrımı gözetmeksizin Libyadan büyük travmalar ile dönmüş olan işçilerimizi bir süreliğine de olsa rahatlatacak çözümlerin arayışı içerisinde olmak ve önerileri ile taleplerini, karar verme ve uygulama mevkiinde olan devlet organlarına iletmek asli görevlerindendir. İlgili kamu kuruluşlarından beklenen ise: hangi sektörde olursa olsun, hem kayıt dışı istihdamı önlemek, hem de Libya örneğinde olduğu gibi yasal, sosyal ve psikolojik durumu  itibariyle desteği hak eden emekçilerden bu desteği esirgememektir.

 


Geri Dön