23 / 12 / 2024

Marmara depreminin zamanı geldi mi? Uzman isimler açıkladı!

Marmara depreminin zamanı geldi mi? Uzman isimler açıkladı!

İTÜ Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, Deprem bilimci Prof. Dr. Şener Üşümezsoy ve Jeoloji Yüksek Mühendisi Prof. Dr. K. Erçin Kasapoğlu beklenen İstanbul depremini değerlendirdi. İşte İstanbul'u bekleyen o büyük felaket ve uzmanların tüyler ürperten açık



Prof. Dr. Görür, “Şimdi herkes kuzey koluna bakıyor oysa Marmara’daki stres birikimi sadece kuzey hattında gerçekleşmiyor. Marmara’nın güney hattında da stres birikimi var. Depremi kuzey kolda beklememiz doğru, bilimsel veriler bize büyük bir olasılık payı ile bu bölgeyi işaret ediyor ama bu, Marmara’nın güney bölgesi emniyettedir anlamına gelmiyor. Marmara Denizi'nde stres birikimi asimetrik şekilde, bu anlamda bakarsak eğer halkımız ve yöneticilerimizin 'Deprem nasılsa kuzeyde olacak' şeklinde bir rehavete kapılması yanlış. Deprem beklediğimiz fayın güney alanları neredeyse 10 kat daha fazla stres biriktiriyor" açıklamasında bulundu. 

Tüm bunların güney alanlarda hiç düşünülmeyen boyutlarda hasar oluşturma ihtimalinin olduğunu aktaran Prof. Dr. Naci Görür, “Bu ihtimali göz önüne alarak güney kısımda bulunan yerleşimlerin yani Bursa, Balıkesir, Bandırma, Mudanya, Gemlik özetle Marmara’nın güneyinde deprem önlemleri özellikle de deprem odaklı kentsel dönüşüm çalışmaları ihmal edilmemeli" diye konuştu. 

Marmara depreminin zamanı geldi mi? Uzman isimler açıkladı!

Yetkililere bu konuda büyük görevler düştüğüne de dikkat çeken Prof. Dr. Görür, deprem olmadan önce alınabilecek tedbirlerin ancak sahada sürdürülebilecek çalışmalarla belirlenebileceğinin altını çizdi. Prof. Dr. Naci Görür, “Deprem öncesinde alınabilecek önlemleri masada belirleyemezsiniz. Masada yapılacak planlamalar ancak deprem sonrasında yürütülecek çalışmaları içerir. Afetler yaşandıktan sonra müdahale etmek konusunda oldukça başarılıyız ama bu yetersiz. Deprem olduktan sonrasını değil, depremden öncesini planlamalı ve kayıplarımızı en aza indirmeliyiz" dedi. 

Deprem uzmanı Prof. Dr. Görür, konuyla ilgili açıklamasında "1939 yılından yani Erzincan depreminden bu yana bu strateji değişmiş olsa 1999'daki Marmara depreminde 100 bin insan ölür müydü? Biz hep deprem olsun sonrasına bakarız diye beklemişiz. Bu konuda artık değişmemiz gerekiyor. Doğru olan bir afetin nereden geleceği, nereleri yıkacağı, ne kadar insanı etkileyeceği gibi sorulara cevaplar bulup bu doğrultuda önlemler almak. Bu bilimsel olarak mümkün. Depremi durdurmazsınız ama vereceği zararı belirleyebilirsiniz. Son dönemde bu doğrultuda çalışmalar yapılıyor ama bu daha ciddi şekilde ele alınmalı" diye konuştu. 

'MİKRO BÖLGELEME ÇALIŞMASI ŞART'

Depremin oluşturacağı etkilere karşı bütün dünyada oldukça etkili planlama yöntemleri olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Görür, Türkiye’nin de bu tarzda bir planlama yaparak kayıplarını azaltabileceğinin altını çizdi. Görür, "Depreme karşı yapılacak planlama tüm ülkeyi kapsamalı. Sadece şehirler değil, tüm yerleşim alanları önlem kapsamına dahil edilmeli. Deprem bölgelerimiz belli. İlk etapta buralarda tehlike analizi yapılmalı, bu başlı başına yıllarca sürecek bir çalışma. Tüm yönetim birimleri sorumlu olduğu alanlarda yapmalı. Bu analiz her bölgedeki fay hatlarının ayrıntılı olarak incelenmesine olanak sağlar ve oradaki fayların derinlikleri, boyları, deprem üretme süreleri ve diğer özelliklerinin belirlenmesini sağlar. Önce yaşam alanlarımızın ne gibi bir tehlike ile karşı karşıya olduğunu tespit etmemiz lazım. Tehlike analizi yapıldıktan sonra yapılacak ise bu tehlike gerçekleştiğinde oluşabilecek zararların belirlenmesi gerekiyor. Bunların tümüne mikro bölgeleme çalışması diyoruz" açıklamasında bulundu.


Geri Dön