Oğuz Demir, Feyyaz Berker'i anlattı!

Cesur Feyyaz Bey'in ardından...

“BAZI toplantılarda cezaevindeki ölümlerde devletin hatalı olduğunu söyledim. Ancak kelaynak kuşu gibi hissettim kendimi. Yapayalnız kaldığımı gördüm.” Yine bir ağustos ayıydı. Türkiye ilginç bir dönemden geçmekteydi. 1996 yılında ölüm oruçlarının yayıldığı günlerde cesurca çıkıp konuştu. Herkesin sustuğu bir dönemde TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Feyyaz Berker, devletin insancıl olması gerektiğini, TÜSİAD ve TESEV’e yönelik bazı baskıların olduğunu ancak bu baskının devletten korkmayı gerektirmediğini anlattı. 21 yıl önce verdiği röportajda Berker iş dünyasını da özeleştiriye çağırmıştı. Röportajda söylenenler döneminin çok ilerisindeydi. Birgün lazım olur diye sakladım. Geçen hafta Feyyaz Bey’in vefat haberini alınca o röportajı arşivden buldum. Feyyaz Bey’in anısına satır aralarından ilginç mesajları paylaşmak istedim...

Berker o dönem TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı, Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) Yönetim Kurulu Üyesi ve Tekfen Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı’ydı. Türkiye’de ilk kez olmak üzere iş dünyasının sosyal sorunları göz ardı etmesinin yanlışlığım yüksek sesle söylemiş ve işçi sendikaları ile işverenler arasında sürekli ve kalıcı bir diyalogun başlatılması için sağlıklı bir çalışma yapılmasını önermişti. İşte, röportajdan bazı satır başları...

- Demokrasilerde gizlilik yoktur, toplum her şeyi bilmek zorundadır.

-İnsanlar suç işlemiş olabilir ama devletin görevi insanları kurtarmaktır.

-İnsanlar Kürtçe konuşmak istiyorlarsa konuşsunlar, Kürtçe televizyon yayınını seyretmek istiyorlarsa seyretsinler.

- Türkiye’de ciddi bir hukuk reformuna ihtiyaç var.

-Her şey temelde işsizliğe gelip dayanıyor.

- İnsanları kökenlerine göre ayırmaya kalkışırsanız Hitler dönemini yaşamaya başlarsınız.

Feyyaz Bey o gün, “Ben size bir soru sorayım. Neden medya bize ekonomik konuların dışında hiç soru sormuyor? Kimse bana sosyal konularda fikrimi sormadı ki...” diyerek bize serzenişte bulunmuştu.

Söyleşide Almanya’daki Türk girişimciler üzerine de ilginç bir açıklaması var. “Almanya’da 1500 girişimcinin olması az değil. Ancak beraberce örgütlenecek bir görüş yok. Evet, Türk insanının şahsi girişimi çok yüksek ama uzlaşma konusunda aynı beceriyi göremiyoruz.”

Berker’in aklımızda kalan bir başka vurgusu da darbeler üzerineydi. 1980 darbesi ile ilgili olarak “Bu konuda iş dünyası olarak özeleştiri yapılması gerektiğini düşünüyorum” demişti.

Yine o günün ‘güncel’ tartışmalarından biri Doğu’da yaşanan sorunlardı.Berker “Kürt sorunu bir gerçek. Biz TESEV olarak bir konferans yapmak istedik. Bunun adı ‘Çok Seslilik ve Çok Kültürlülük’ toplantısıydı. Bu ülkede de sonuçta Kürt sorunu tartışılmalıydı. Ama en önce karşımızda basını bulduk. TESEV’de, konuyla ilgili kim, ne yazmış diye bir dosya hazırlandı ve gördük ki çok çirkin ve acı tenkitler yapılmış. Biz, bunu hak etmemiştik. Dolayısıyla köşe yazarlarının tepkisi bile bizi ürküttü. Bu konferansı ertelemek zorunda kaldık. Toplumsal konuların tartışılması toplumsal barıştan ve uzlaşmadan geçiyor.Ben kendi soyağacımı daha geçenlerde araştırdım. Rumeli ve Çerkez kökenli bir aileden geliyorum. Biz kendi kökümüzü kendimiz tercih etmedik. İnsanları kökenlerine göre ayırmaya kalkışırsanız Hitler’in insanları güzel ve çirkin diye ayırdığı dönemi yaşamaya başlarsınız. Bu çok tehlikeli... İşte TOBB’un Doğu Raporu... Sakıp Sabancı bir söz etti, yanıtı çok sert geldi. Ama inancım o ki tepkilere rağmen bu konuların işlenmesi lazım” diyerek o günlere göre çok güçlü bir ses vermişti...

İş dünyası bir duayenini, Türkiye ortaklık kültürünü ülke insanına aşılayan, uzak görüşlü bir evladını kaybetti. Berker Ailesi’ne ve Tekfen Grubu’na Para Dergisi ekibi olarak başsağlığı dileriz...

İyi bir bayram dileğiyle...

Para