Ordu'da kentsel dönüşüm vatandaşa nasıl yansıyacak?

Ordu’da, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından kabul edilen ve yakın bir zamanda da çalışmaları başlayacak olan kentsel dönüşüm büyük heyecan yaratırken, vatandaşların merak ettikleri konular ise henüz netleşmedi.

Kentsel Dönüşüm çalışmaları kapsamında ilerleyen dönemde belirlene alanlarda şahsi mülk ve arsalarda kamulaştırma yapılarak kazma vurulacak. Ancak, kamulaştırmanın hangi yöntemle yapılacağı ise henüz net olarak bilinmiyor.

Kentsel dönüşüm kapsamında riskli alanda bulunan binalar kanuna göre mutlaka yıkılarak, yerine yenisi yapılabiliyor. Bunun için bir apartmanda birden çok daire sahibi varsa, bu kişiler arasında 2/3 çoğunluk sağlanırsa yeni bina hak sahipleri tarafından çeşitli yöntemlerle yapılabilecek. Ancak bu çoğunluk sağlanamıyor ve hak sahiplerinden bazıları itiraz ediyorsa, itiraz eden mülk sahiplerinin hakları açık arttırma usulüyle diğer hak sahiplerine satılıyor. Ancak kimse satın almadığı takdirde Bakanlık tarafından söz konusu hisseler kamulaştırılıyor.

Bakanlık tarafından yapılan kamulaştırmalarda ise vatandaş kendi uyanıklığının cezasını çekiyor. Bakanlık kamulaştırma yapacağı gayrimenkul için Lisanslı Gayrimenkul Değerleme Şirketince Binanın Gayrimenkul Değerini tespit ettiriyor. Bu değer üzerinden anlaşmaya varılamayan hissedarın hisse satışı için İl Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü’ne müracaat edilir. İl Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü de sadece bina hissedarlarının katılabildiği kapalı oturumda anlaşmayı kabul etmeyen hissedarın hissesi öncelikle açık artırma ile anlaşma sağlamış hissedarlara satılır. Eğer bu açık artırmada satış gerçekleşmez ise Bakanlık kamulaştırma yolu ile bu hisseleri alır ve Bina Ortak Karar Protokolü koşullarına aynen uyar.

Ancak binada yapılan paylaşımda hisse sahibinin hakkı verilmemiş; kötü niyetli davranılmış ise bu hak sahibi için her zaman mahkeme yolu açık kalıyor.

Mahkeme yolu açık olsa da bölgemizdeki kentsel dönüşüm kapsamında kamulaştırma yaşandığı takdirde konut sahiplerinin büyük çoğunluğu bazı sıkıntılar yaşayabilir. Bu sıkıntılardan en önemlisi de bölgede konut sahibi olanların, asgari limitten yani düşük ev vergisi ödemek için mülkün değerini de bildirim yaparken asgari düzeyde bulundurmasıdır.

Yani mevkii, kullanılan malzemenin kalitesi, çevresindeki toplu ulaşım imkânı, okul, hastane çevresi gibi birçok etkenden dolayı piyasada 300 bin TL değerinde olan bir mülk, hak sahibinin yüksek vergi ödemek istememesi nedeniyle, mal bildiriminde yarı yarıya hatta üçte bir değerinde gösterilebiliyor. Bu da kamulaştırma esnasında büyük sıkıntı yaratıyor. Çünkü devlet, kamulaştırma yaparken yapılan resmi bildirimi dikkate alıyor. Bu da vatandaşın kendi uyanıklığının başına açtığı bir sıkıntı olarak kalıyor.

Mir Kuzey