Otomobil sektöründe fiyatlar düşer mi artar mı? Çip krizi çözülür mü? İşte uzmanların tahminleri
Türkiye'de faaliyet gösteren otomotiv markalarının üst yöneticileri, Türk otomotiv sanayisinin ihracat ve üretimde iyi bir performans gösterdiğini, çip tedarik problemi kaynaklı zorlukların 2023'ün ikinci yarısında azalmasını beklediklerini ifade etti.
"Yerli üretici olmanın avantajını fazlasıyla hissettik"
Hyundai markası olarak da başarılı bir yıl geçirdiklerini vurgulayan Berkel, sözlerini şöyle tamamladı:
"Tabii ki bizde zaman zaman zorluklar yaşadık. Özellikle global bazda yaşanan üretim ve tedarik sıkıntısından dolayı ithal araç tedarikinde geçikmeler oldu. Bu dönemde yerli üretici olmanın avantajını fazlasıyla hissettik. İzmit fabrikamızda ürettiğimiz i10, i20 ve Bayon araçlarımızın satışlarına ağırlık vererek hem pazar payımızı hem de satışlarımızı bir önceki seneye göre artırdık. Eğer daha fazla adette aracımız olsaydı mevcut rakamları da geçmiş olurduk.
Bu arada, yerli üretim araçlarımızın satış oranı yüzde 60 seviyesini geçti. Ayrıca Santa Fe, Tucson, Kona ve Bayon ile SUV segmentinde çok iyi performans gösterdik. Tucson aracımız OGD tarafından Türkiye’de yılın otomobili seçildi. Bu ödül bizim için ayrıca bir gurur kaynağı oldu ve SUV segmentindeki iddiamızı artırdı. Özetle, 2022 yılında Hyundai, Türkiye’de satışlarını ve pazar payını en çok artıran markalar arasında yer aldı."
"Genel pazar seyrini, araç bulunurluğu belirlemeye devam ediyor"
Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış AŞ Üst Yöneticisi (CEO) Ali Haydar Bozkurt, 2022 yılına dair öngörülerin yılın tamamında araç bulunurluğunun zor olacağı yönünde olduğunu anımsatarak, "Aslında 2021 yılından bu yana, planlama yapmakta güçlük çektiğimiz bir dönemi yürütmeye çalışıyoruz. Üretim tarafında, çip sorunlarına eklenen lojistik ve ham madde krizlerine Rusya-Ukrayna savaşı da eklendi. Bu nedenle genel pazar seyrini, araç bulunurluğu belirlemeye devam ediyor." ifadelerini kullandı.
Bozkurt, "2022 yılı için genel bir değerlendirme yaptığımızda ise yaşanan tüm sıkıntılara karşın tüketicinin otomobile olan talebinin artarak devam ettiğini gördük. Bu da bize otomobilin bir lüks değil, ihtiyaç olduğunu bir kez daha gösterdi. Küresel olarak arzın yetersiz olmasından etkilenen Türkiye otomotiv pazarının da hafif ticari ve binek otomobil dahil olmak üzere hemen hemen geçen yıla yakın adetlerde tamamlanacağını öngörüyoruz." diye konuştu.
Toyota olarak, bu yılı 2021 seviyelerine yakın bir şekilde 50 bin adet civarında kapatacaklarını aktaran Bozkurt, geçen yıl olduğu gibi, bulunurluğa bağlı problemler nedeniyle potansiyelin altında bir adetle karışılacaklarını bildirdi.
"2023'te pazarın 750-800 bin adet bandında gerçekleşmesini bekliyoruz"
2023 tahminleri ve genel pazar öngörülerini paylaşan Ali Haydar Bozkurt, şunları kaydetti:
"2021 yılından 2022’ye geçerken zor bir yıl olacağını biliyorduk. Çip, lojistik, ham madde ve savaşın getirdiği etkiler gibi bilinmezlikleri yönetmek hiç kolay değildi. Bununla birlikte, 2023 yılının da belirsizlik anlamında bize yeni zorluklar yaşatabileceğini tahmin ediyoruz. Hem ülkemizde hem de küresel olarak son yıllarda yaşanmamış bir enflasyondan söz etmeye başladık.
Ham madde ve yarı mamul bulmakta sıkıntılar yaşanabiliyor. Enerji krizi de daha sık konuşacağımız başlıklardan biri haline geldi. Tüm bunların üstüne, şu anki verilere göre bulunurluk konusunun 2023’te de devam etme riski olduğunu görüyoruz. Bu bilgiler ışığında, bulunurluğun belirleyeceği genel pazarın 2022’ye paralel şekilde, 750-800 bin adet bandında gerçekleşmesini bekliyoruz.
Toyota açısından baktığımızda, her haftanın yeniden planlandığı bir dönemden geçerken konuşmak için erken olsa da üreticimizden aldığımız onaylar neticesinde 2023’te bu yıla göre minimum yüzde 10 civarında daha fazla araç satışı gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Bunu daha da artırmak için çalışmalarımız devam ediyor ve umarız 2023 yılı, arzı etkileyen faktörlerin normalleşeceği bir süreç olur."
"Tahmin edilmesi zor bir yıl geride kalıyor"
Opel Türkiye Genel Müdürü Emre Özocak, 2022 yılının, araç bulunurluğunun pazarın belirleyicisi olduğu bir yıl olduğunu, çip sorunu, ham madde krizi ve son çeyrekte boy gösteren lojistik sorunları sebebiyle tahmin edilmesi zor bir yılın geride bırakıldığını söyledi.
Opel Türkiye olarak başarılı bir yıl geçirdiklerini belirten Özocak, "Geçen yıla oranla yüzde 50’ye yakın bir büyüme ile yılı tamamlamayı öngörüyoruz. 2022 senesinde tüm ürün gamımız yenilendi ve pazara sunduğumuz yeni modellerle tamamlandı. Bu yıl, hafif ticari araç tarafında da ürün ailemizi genişlettik. Artık, binek pazarında olduğu gibi ticari tarafta da iddialı oyunculara sahip bir markayız.
Bu yılın ilk çeyreğinde C-SUV segmentindeki önemli oyuncumuz yeni Grandland modelimizi, üçüncü çeyreğinde ise heyecanla beklenen C-Hatchback segmentindeki yeni Astra modelimizin lansmanlarını gerçekleştirdik. 2022’de yılın ilk yarısında yaşanan bulunurluk sorunu olmasaydı yaklaşık yüzde 25 daha fazla araç satabilirdik." ifadelerini kullandı.
Bu yılın kendileri için farklı bir öneme sahip olduğuna dikkati çeken Özocak, "Markamızın yeni CEO’su Florian Huettl, göreve geldikten sonra ilk ziyaretini Türkiye’ye gerçekleştirdi. Huettl, 'Türkiye’yi Almanya ve İngiltere ile birlikte bizim ana pazarlarımızdan biri olarak görüyorum, Türkiye bizim 3. ana pazarımız' dedi. Bu cümle altında birçok mesaj barındırıyordu. Opel Türkiye olarak yılın ilk yarısında satış hacmimizi artırarak, Opel ülkeleri arasında ilk beşte yer alma hedefimizi gerçekleştirdik. Global çapta hedeflerimiz doğrultusunda büyük adımlar attık, atmaya da devam edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
2023 öngörülerini de paylaşan Özocak, şunları aktardı:
"2022’nin son çeyreğinde başlayan pazar ivmelenmesiyle birlikte tedarik sorunlarının azalacağı bir yıl öngörüyoruz. 2023 Opel Türkiye’nin hem iç pazarda hem de globalde daha da büyüyeceği bir yıl olacak. 2020’den beri gerçekleştirdiğimiz yeni model lansmanlarımızla B ve C segmentlerinde daha da güçlenerek yolumuza devam edeceğiz. 2022’de pazara yeni sunduğumuz Corsa-e, Mokka-e ve 2023’ün ikinci yarısında piyasaya sunacağımız Astra-e ile birlikte Opel’in elektrikli araçlar pazarındaki pozisyonunun güçlenmesini hedefliyoruz."
"Yılın sonuna doğru adetlerde artışlar yaşandı"
Peugeot Türkiye Genel Müdürü Gülin Reyhanoğlu ise 2022 yılı başlamadan otomotiv pazarının 750 bin adetlerde olabileceği öngörüsünde bulunduklarını anımsatarak, "Özellikle ilk yarıdaki tedarik süreci pazarın gelişiminde etkili oldu. Önceki yıldan devam eden çip sorunu ve ham madde krizinin ardından lojistik sorunlarıyla karşılaşıldı. Yılın sonuna doğru tedarikteki gelişmeler neticesinde adetlerde artışlar yaşandı. Zor bir yılı geride bırakıyoruz." diye konuştu.
Peugeot markası olarak 2021’e göre satışlar içerisindeki perakende oranını artırdıklarını belirten Reyhanoğlu, "Bunun yanı sıra 2022 yılı bizim için ürün atağı gerçekleştirdiğimiz bir yıl oldu. 2022’de yeni 308 gibi önemli bir model lansmanı gerçekleştirdik. Bu modelimizden kasım ayına kadar 1.500 adetlik satış rakamına ulaşarak kompakt HB pazarından yüze 13,5’lik pay elde ederek önemli bir başarıya imza attık.
İlk elektrikli modelimiz e-2008’i de pazara sunarak yeni bir dönemi başlattık. Ocak-kasım döneminde toplam satışlarımızın yarısı SUV ailesinden geldi buna ek olarak kasım ayında toplam SUV segmentini 2 bin 554 adetle lider olarak tamamladık. Rifter da kendi segmentini kasım ayında 1.491 adetle lider olarak tamamladı." ifadelerini kullandı.
Araç bulunabilirlik sorununun yılın son çeyreğinde oran olarak bir miktar daha azaldığını ve son çeyrekte kendi satışlarında artış etkisini gördüklerini bildiren Reyhanoğlu, toplam satışlarının yaklaşık yüzde 40’ını yılın son çeyreğinde gerçekleştirdiklerini söyledi.
"Pazarın esas ritmine dönmesi 2023’ün ikinci yarısından sonra olacaktır"
Gülin Reyhanoğlu, 2023 öngörülerini de paylaştı.
2023’te, 2022’ye yakın bir yıl beklediklerini belirten Reyhanoğlu, şunları kaydetti:
"Tedarik sıkıntısı aslında tam olarak bitmiş değil, pazarın esas ritmine dönmesi 2023’ün ikinci yarısından sonra olacaktır. Tedarikte iyileşme olsa da ekonomik koşullar tabii ki etken olmaya devam edecektir. Kredi koşulları ve krediye ulaşım da pazarın dinamiğini etkileyecek. Bununla birlikte pazarın şartlarına göre pozisyon almaya, şartlarımızı, kampanyalarımızı buna göre kurgulamaya devam edeceğiz.
Peugeot olarak gelecek yıl için hem pazar payımızı artırmayı hem de pazardan daha büyük pay almayı hedefliyoruz. 2023 yılı için planlarımızı tedarik ve lojistikteki gelişmelerden bağımsız olarak 57 binlik rekor satış ve yüzde 7,3 pazar payı üzerine yaptık. Tedarik ve lojistik koşulları beklediğimiz gibi gelişirse bu hedeflere ulaşacağımıza inancımız tam."
Bu sonuca ulaşmak için kilit modellerden birinin yeni 308 olmasını planladıklarını dile getiren Reyhanoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"2023’te yeni 308’de hedefimizi, toplam satış hedefimizin yaklaşık yüzde 10’u olarak belirledik. Elbette SUV modellerimiz de bu hedefe ulaşmamızda etkisini sürdürecek. Yeni 408’in de yollara çıkmasıyla beraber tamamen yeni bir segmentteki bir alternatifi müşterilerimizle buluşturacağız. Hafif Ticari Araçlar’daki etkimizi de artırarak, 57 bin adetlik hedefimizi gerçekleştirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Tabii bunu güçlü bir yetkili satıcı yapılanmasıyla yapabilmek ancak mümkün. Mevcutta 60 showroom ile temsil ediliyoruz. Yeni model atağımız ve artan satış potansiyelimiz ile paralel olacak şekilde yetkili satıcı yapılanmamızı artırmayı planlıyoruz."
"Pazar beklentilerimiz de yine 2022’ye yakın rakamlar olacaktır"
Honda Türkiye Kıdemli Genel Müdür Yardımcısı Bülent Kılıçer de Türkiye otomotiv pazarının oldukça hareketli ve değişkeni yüksek bir pazar olduğunu belirterek, "Geçen yıl, 2022 yılının 500-550 bin bandında bir satış ile kapanacağını öngörerek 2021 yılına paralel seyredeceği tahmininde bulunmuştuk. 2022 yılının 11 aylık satış adetlerine baktığımızda da bu öngörümüzün biraz üzerinde gerçekleşeceğini söyleyebilirim." dedi.
Maliyetler, krediye erişim ve tedarik sorunları gibi konuların tüketicilerin satın alma davranışlarını etkilese de yüksek enflasyonist ortamın, 2022 yılında otomobillerin yeniden yatırım aracı olarak görülmesine neden olduğunu dile getiren Kılıçer, bunun da nerdeyse pazara sunulabilen tüm araçların satılması ile sonuçlandığını aktardı.
2023 yılında da benzer piyasa ve rekabet koşullarının devam edeceğini düşündüğünü bildiren Kılıçer, "Pazar beklentilerimiz de yine 2022’ye yakın rakamlar olacaktır. Tüm ülkeleri etkileyebilecek resesyon ve tedarik dinamikleri ile ülkemizde gerçekleşecek olası enflasyon, döviz kurlarındaki değişkenlik, faiz kararları ve krediye erişim gibi konular önümüzdeki yıl da pazarı ve satış rakamlarını doğrudan etkileyecektir." diye konuştu.
Bülent Kılıçer, Honda Türkiye’nin hedeflerine ilişkin şunları kaydetti:
"Honda Türkiye olarak 2022 yılı için hedefimiz yüzde 5’lik pazar payımızı korumak ve 25-30 bin bandında bir satış adedine ulaşmaktı. Ancak tedarik anlamında tüm markaların sorun yaşaması ve pazarda araç bulunamaması, markaların yıllık satış hedeflerini de etkiledi. Biz de, 2022 yılının ilk 11 ayında yaklaşık olarak yüzde 4’e yakın bir pazar payı elde ederek 20 bine yakın bir satış gerçekleştirdik. Tedarik sorunları yaşanmasaydı yüzde 5’lik pazar payı hedefimizi de aşabilirdik."