Projelerin lokasyonlarından çok markaları dikkat çekiyor!

Yıllardır konut alacaklar. "Metroya, dolmuşa ya da markete yakıtı mı?" sorularıyla tercihlerine yon veriyor. Bu tercih hem lüks. hem de orta ölçekli projeler için de geçerli. Yani lokasyon konut alımında bir numaralı tercih nedeni. Ama son dönemde ardı ardına yükselen projelerle birlikte artık bu durum değişmeye başladı. Artık lokasyonun yanında, "Bu projeyi hangi fiıma yaptı?" sorusu da tercihlerde etkili olmaya başladı. Yani bundan sonra lokasyon değil, konutta marka dönemi başlıyor. 

Yaklaşık 20 yıl Fransa başta olmak üzere çeşitli Avrupa ülkelerinde önemli inşaat ve taahhüt işlerine imza atan ve 2004'te İzmir'de yatırım yapmaya karar veren Gençler Yapı da kente markalı konut projeleri konusunda adından söz ettirmeye başladı. 

Kendilerini 'villa uzmanı" olarak nitelendiren Gençler Yapı ortaklarından Rüstem Cam. tüketicinin konut alma konusunda önceliklerini değerlendirdi. Cam. "Bugüne kadar hep lokasyon odaklı istekler tercihlere yön verdi. Ama şimdi bu değişmeye başladı. Artık Narlıdere'den ev aldım' söyleminin yerini, 'X firmadan konut aldım' ifadesi alır oldu. Tüketici artık bilinçleniyor. Biri çıkıp. 'Ben en iyisiyim' diyor. Projeyi inceliyorsun, altyapı yok, teknolojinin T'si bulunmuyor. 30-40 yıl önceki teknik ne ise hala onunla konut üretiyor. 

Lokasyonu iyi olduğu için ona inanan tüketici, yalıtmışız bir evde oturmaya başlıyor. 

Sonra, enerjiye ciddi para ödüyor. Yoldan geçen araçlar sanki evin içinden geçiyormuş hissine kapılıyor. Bunun gibi birçok negatif durumla karşılaşıyor. Ama artık bu devir bitiyor. Lokasyon değil, marka satmaya başladı. Tüketici lokasyona değil, üretici firmaya bakıyor artık. Avrupa'da iş yaptığımızda tüketici, bizimle iş yapmak için 6-7 ay, hatta bu yıl sıra bekliyordu. Lokasyona güvenerek yüksek fiyatlar çıkaranların içinin boş olduğu attık iyice ortaya çıktı" dedi. 

Fransa'dan işçi getirdi

Bugün müşterisine kusursuz ev sunmak için birçok şeyi kendi bünyesinde çözen Gençler Yapı, Türkiye'de kalifiye eleman bulma noktasında yaşadığı sıkıntıyı, Fransa'dan işçi getirerek çözmüş. Rüstem Cam, şöyle konuştu: "5 işçimizi İzmir'e getirdik. Tersine göç başlattık. Çünkü burada taşeronla çalıştığınızda ciddi sıkıntılar doğuyor. İş tahinin ettiğinizden çok daha pahalıya mal oluyor. Üstüne de prestijiniz zarar görüyor. Bizde bunun için birçok şeyi bünyemizde çözüyoruz. Hatta, pencere doğramalarımızı da kendimiz üretmeye başladık." 

Prestij Projesi

Urla'da malikane tarzında 9 villanın yer aldığı Green Life projelerinin ise yüzde 75'inin tamamlandığını aktaran Cam, "Burada her villanın 2.5 dönüm içinde özel havuzu bulunuyor.  Villaların net alanı 450 metrekare. Yıl sonunda satışa çıkacağız. Bu projede biraz kendimizi gösterelim istedik. Uzmanlığımıza uygun bir yapı ortaya çıktı. Buranın da yine yuıtdışından ciddi talep görecei düşünüyoruz. Bunun dışında Örnekköy'de 400 dairelik projemiz var. Birinci etabının yüzde 60'ı tamamlandı. 250 daire var. 200 u satılmış durumda. 2014'te tamamlanacak. ikinci etap ise 2014'te başlayıp, 20l6'da bitecek. Bunların dışında Bayraklı'da da projemiz bulunuyor" bilgisini verdi.

Şu ana kadar izmir'de 600'e yakın konut ürettiklerini ifade eden Rüstem Cam. ilk etapta bu kadar konut düşüncelerinin bulunmadığına dikkat çekerek, şöyle devam etti; "Bizün uzmanlığımız nitelikli yapüarda. 

Yam villa uzmanıyız. Ucuz konut hiç yapmadık. Avrupa'da yaptığımız işin metrekare maliyeti 2 bin euro iken burada satışını yaptığımız projenin metrekare fiyatı bin euro'nun altında. Çok katlı yapıyı burada öğrendik. 

Mevcut projeleri tamamlandıktan soma daha çok lüks projelet yapmak istiyoruz. Butik projeler imiz olacak. 

Şu ana kadar piyasayı analiz ettik. Şimdi yolumuza uzman olduğumuz alanda devam edeceğiz."

Mete Tamer Omur/Hürriyet Gazetesi Ege