23 / 12 / 2024

Rixos Pera'da birbirinden farklı beş mekan açılıyor!

 Rixos Pera'da birbirinden farklı beş mekan açılıyor!

Emre Ergani Rixos Pera İstanbul için beş mekan hazırladı. bu beş mekan bütün kış popülerliğini koruyan Meşrutiyet Caddesi’ne gösterilen ilgiyi artıracağa benziyor



Bir otel, beş mekan... Nedir bu projenin çıkış noktası?


Emre Ergani’nin Beyoğlu’na gelişinin bir hikayesi olması lazımdı. Beyoğlu’nda hiç mekanım olmamıştı. Doğru partnerleri bulmak önemli benim için. Rixos gibi güçlü bir grupla işbirliği yapmak heyecan vericiydi. Bir de bu bina büyüleyici. Görür görmez âşık oldum. Birbirinin ayağına basmayan ama şehrin farklı noktalarında yaşayabileceğiniz bütün keyfi tek bir noktada toplayan bir atmosfer planladık.


Müşterinin beklentileri mi değişti? Otelden beklenen konfor, restorandan beklenen lezzet değil mi artık?


Otel trendi değişmeye başladı. Eskiden otel restoranları güven telkin eden, lezzetli yemek yiyebileceğiniz ama sıkıcı adlandırılan yerlerdi. Artık metropol otelleri otel dışındaki müşteriyi de çok önemsiyor. Ayrıca otel müşterisine de sunabileceği artılara da ihtiyaç var. Bu trend Türkiye’de W Hotel’le bizimle başladı. Ardından 7800 Otel geldi. Tabii ki lezzet ön planda ama müzik, sanat ve tasarım üçlüsünün birlikte yaşayacağı bir konsept oluşturduk. Geniş açık hava alanları en büyük avantajımız. Bu alanlarda hep bir heyecan yaratmanın peşinde olacağız. Bu bir heykel, resim sergisi de olabilir, canlı bir performans da...



Bu beş mekanın özelliklerinden biraz bahseder misiniz?


Jack Russell yaramaz çocuğumuz. Şehrin kalbinde, normaları olmayan, yüksek volümlü, canlı, trendleri takip eden bir mekan. Burada gün boyu insanı gülümseten ve yemek yerken çatalınızla tempo tutabildiğiniz müzik... Hemen yanında Chapelle var. 1582 yılından kalma bir şapelin arka bahçesinde hizmet veriyor. Kahvaltıdan başlayıp gece geç bir içkiye kadar giden bir brasserie hayal ettik burada. Akşamları şapelden yansıyan renkli ışıklar değişik bir atmosfer sağlıyor. Daha eklektik bir menüsü var. Terasta Park Şamdan Pera var. Park Şamdan benim çocukluk aşkımdır. Çok iyi yemek yersin ama müşteri hep bir manzara ister. Ben de onu hep bir manzarayla buluşturmak istemiştim. Burada manzara seyredebileceğiniz, Pera’nın ruhuna uygun bir Park Şamdan olacak. Girişte de Haliç manzaralı Cafe Royal adında bir patisserie var. Bir de 15-20 gün içinde sushi barımız Aija Shima açılacak.


Meşrutiyet Caddesi’ne karşı bir ilgi artışı var...


Nişantaşı’nın sayın başkan Mustafa Sarıgül’ün gelişinden sonra yaşadığı değişime benzer bir değişim yaşanıyor burada da, şehir yeni bir kimliğe bürünüyor. Belediyenin doğru şehircilik politikalarıyla bölgenin tarihi dokusu hak ettiği değeri görüyor. Önümüzdeki 10 yıl çok canlı bir yükseliş görüyorum.


25 yıldan fazla bir süredir bu sektördesiniz. Sizin başladığınız dönemden bu döneme ne değişti?


25 yıl önce yabancı müşteri yıllık müşteri potansiyeli içinde yüzde bir-ikiydi. Şimdi yazın yüzde 30-35’e varıyor. FIFA, Formula gibi organizasyonlarla yabancı potansiyel yaratıldı. Ortadoğu’daki popülerlik, Rusya’nın büyümesi yeni pazarlar açtı. A grubuna hizmet verenler eskiden “Üç-beş bin kişiye hizmet veriyoruz” derdik. Şimdi çok ciddi, hem yerli hem yabancı, dünyayı gezen bir kitleye hitap ediyoruz. Eskiden bir avuç insandı, arz edilen bir avuç mekana gidiyordu, körler sağırlar birbirini ağırlar durumu vardı. Artık yarış daha iddialı. İstanbul diğer metropollerle yarışır hale geldi. Eskiden biz onlardan fikirler çalardık artık fikir satar noktaya geldik. Müşteri de gelişti. 25 yıl önce üç şarapla servise çıkabilirdik, kimse de bir şey demezdi. Şimdi İtalyan şarabıyla Fransız şarabının dengesini tutturamayıp

az Türk şarabı koyduğunuzda hemen

bir uyarı alırsınız.



Siz gece çıktığınızda eğlenebiliyor musunuz?


Bu sektörün içinde olan kendi mekanlarında eğlenmeye başlarsa batması kaçınılmazdır.

O büyüye kapılırsanız detayları gözden kaçırırsanız o da tehlikenin başladığı yerdir. Bizim görevimiz eğlendirmek. Bugün benim için eğlenmek yurt sınırlarından çıktıktan sonradır. Oradaki eğlencem de çok farklı artık. Eskiden gece kulüplerinde sabahlara kadar gezebilen Emre artık çok iyi yemek nerede yerim, akşamüstü içkimi nerede içebilirimin peşinde. Her seyahatte her gece görevmiş kulüplere giderdim. En son gittiğim 15 günlük Miami seyahatinde iki gece çıktım.


Şu an hangi mekanlar sizin?


Blackk’in üstü Sess oldu kışa kadar, aşağısı Blackk. Blackk’le yeni bir projemiz var, sürpriz. Levendiz Meyhanesi de Blackk’in üst katında devam ediyor. Nişantaşı, Kartalkaya ve Alaçatı’da Biber’ler, W Lounge, Çeşme’de yeni pub Tipsy, 7800 Otel, Bobou adındaki yeni plaj ve Rixos Pera içindeki yeniler...


Jack Russell ismi nasıl koyuldu?


Nişantaşı Biber’den Selma Şeşbeş’in Jack Russell köpeği var ‘Jackie’, harika bir şey. Bütün yazı onunla oynayarak geçirdim. Bir gece buraya isim ararken “Niye Jack Russell olmasın?” dedik. O sırada Gül (Etker) girmişti devreye. Menü ve pek çok başka ayrıntı ona aittir. Buranın yaramaz çocuğu, Jack Russell’ı Gül’dür esasında. Bugüne kadar hiç mekan ismiyle uğraşmadım. Şuna inanırım, bir şey vesile olur ve doğru isim gelir sizi bulur.


 

Futbolseverlere özel menü


Avrupa Futbol Şampiyonası heyecanı başladı. Bu heyecanı yaşarken güzel bir yemek yemek için mekanlar özel menüler hazırlıyor. Maçların havuz başındaki dev ekranda izlenebildiği Le Mèridien İstanbul Etiler’in içindeki La Torre Restaurant maç akşamları için özel bir menü hazırladı. Futbol aşıkları menüde; tavuklu ve ananaslı quesadilla, dana burger, balık ve patates kızartması, dana bonfileli lavaş dürüm veya jambo sosisli sandviç seçeneklerinden birini seçebiliyor. Yemeğin yanında bir de biranın ikram edileceği menünün fiyatı sadece 35 TL.


Milliyet

 


Geri Dön