Sabuncubeli Tüneli'nin inşaatında radyasyon bulundu!
Manisa-İzmir arasında yolculuk süresini 15 dakikaya indireceği iddia edilen Sabuncubeli Tüneli inşaatından çıkan ve yapılan araştırmalar sonucu radyasyonlu buluntular içerdiği belirtilen molozlar, doğal yaşam alanlarını tehdit etmeye devam ediyor.
Doğal ve Kültürel Yaşam Girişimi Sözcüsü Tuncay Karaçorlu, söz konusu tehlikenin sadece bulunduğu bölgeyi tehdit etmekle kalmadığını, karıştığı yer altı suları nedeniyle geniş bir bölgede felaketlere yol açabileceği uyarısında bulundu.
Temeli 9 Eylül 2011 tarihinde atılan 4 bin 70 metre uzunluğundaki Sabuncubcli Tüncli'niıı, 2016 yılının sonuna doğru hizmete açılacağı söyleniyor. Projenin gerçek uzunluğu ve maliyeti konusunda şaibelerin, yolsuzluk iddialarının gündemde olduğu dönemde tünelin inşaatı sırasında ortaya çıkan ve olgunlaşmamış kömür özelliği taşıyan molozun ilgili yasa ve yönetmeliklere de aykırı olarak inşaat alanının hemen yakınındaki orman alanına döküldüğü ortaya çıkmıştı.
ALLIANOI'Yİ YOK EDEN ŞİRKETLE AYNI
Üstelik çıkan molozlar kimyasal yapısı özelliğiyle ağır metalleri içerirken bir yanıyla da taşıdığı kömür özelliğiyle radyasyon yükü içeriyor. Sermaye gruplarının doğal koruma alanı bölgesine yaptığı bu uygulama sonucunda Gediz Nchri'ııc ulaşmakta olan dere yatağı yok ediliyor. Yine dere yatağına yapılan yığınak bölgede sel taşkınlarının oluşmasını kaçınılmaz hale getirirken Gediz Nehri'nin doğal su kaynağı olma özelliği de ortadan kalkıyor. Projeyi üstlenen Koçoğlu AŞ'nin de daha önce Bergama ilçesi sınırları içerisinde bulunan Allianoi antik kentini baraj yapımıyla sulara gömen şirket olması ise hem kaygıları artırıyor hem de bu konuda nasıl bir "rant ilişkisinin olduğu"nu gözler önüne seriyor.
'YAPILANLAR TAMAMEN YASA DIŞI'
Doğal ve Kültürel Yaşam Girişimi Sözcüsü Tuncay Karaçorlu tünel açma gerekçesiyle onlarca metrelik büyük bir tepe özelliği gösteren moloz yığınlarının bölgedeki doğal yaşamı tamamen yok ettiğini ifade etti. Karaçorlu, "Yasa dışı bir biçimde doğal koruma alanı olan ormanlık bölgeye yapılan bu uygulama sonucunda orman alanında; içlerinde zeytin ağaçlarından, çam ağaçlarına kadar çok çeşitli bitki örtüsünden ve hayvan türlerinden oluşan eşsiz bir doğa koruma ve tarım alanı, yok edilmiş ve yok edilmeye devam edilmektedir" dedi.
Karaçorlu, dökülen molozun kimyasal özellikleri nedeniyle de çok geniş bir alanda ki tüm yaşamsal özellikleri tehdit ettiğini ifade ederek, uygulamanın bir an öncc durdurulmasını istedi. Karaçorlu, "Yağan yağmurlarla toprağa ve yer altı sularına karışacak olan bu çok tehlikeli yapılar havaya da karışarak bulunduğu bir bölgenin de dışında çok geniş bir Doğal ve Kültürel Yaşam Girişimi Sözcüsü Tuncay Karaçorlu bölgeyi etkileyecektir. Sadece toz özelliğiyle bile hafif bir rüzgarla geniş bir bölgedeki tarım ve ormanlık alanı etkileme özelliği gösteren, bu kirlilik bitki örtüsünde yapraklarının gözeneklerini kapatarak hızla kurumalarına vol aça çaktır" diye konuştu.
ORMAN MÜHENDİSLERİ ODASINDAN UYARI
Orman Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Kenan Oztan da çeşitli yerlere gelişigüzel depolanan atıklar için şimdiye kadar herhangi bir işlem yapılmadığını ifade ederek, "Halen daha o yığınlar duruyor. Yağmurlarla birlikte küçük çaplı bir dere oluşmuş durumda.
Yani çevreye tehlike saçmaya devam ediyor" dedi. Oztan söz konusu molozlar üzerinde yapılan araştırmalarda, "nükleer buluntular" ortaya çıktığını belirterek, tedbir alınması konusunda geç kalındığını ifade etti.
"Yasa dışı bir biçimde doğal koruma alanı olan ormanlık bölgeye yapılan bu uygulama sonucunda orman alanında; içlerinde zeytin ağaçlarından, çam ağaçlarına kadar çok çeşitli bitki örtüsünden ve hayvan türlerinden oluşan eşsiz bir doğa koruma ve tarım alanı yok edilmiş"
Evrensel