04 / 05 / 2024

Şehir Üniversitesi’nin kredi borcu mahkemeye taşındı!

Şehir Üniversitesi’nin kredi borcu mahkemeye taşındı!

Şehir Üniversitesi’nin kullandığı kredi karşılığında ipotek gösterilen arsanın devri, usulsüzlük nedeniyle iptal edildi. Borcunu ödemek istemeyen üniversite yönetimi Halk Bankası’nı suçladı.



İstanbul Şehir Üniversitesi’nin kullandığı krediyle ilgili tartışmalar dur durak bilmiyor. Üniversitenin bulunduğu arsanın devri, usulsüzlük sebebiyle iptal edildi. 

DAVUTOĞLU İMZALADI 

Star Gazetesi'nde yer alan habere göre; Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun (ÖYK) Mayıs 2015 tarihli kararıyla Tekel İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından mülkiyetinde yer alan İstanbul Dragos’taki arsa, dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu imzasıyla bedelsiz olarak İstanbul Şehir Üniversitesi’ne devredildi. Üniversite yönetimi bu arsayı ipotek gösterip, yeni kampüsün inşa edilmesi için Halk Bankası’ndan kredi kullandı. 

DANIŞTAY İPTAL ETTİ   

TMMOB Mimarlar Odası, ÖYK’nin arsa tahsisi kararının iptal edilmesi amacıyla Danıştay’a başvuru yapıldı. Danıştay 13. Dairesi, kararın 4046 sayılı Kanuna aykırı olması sebebiyle, arsanın İstanbul Şehir Üniversitesi’ne bedelsiz olarak devredilmesiyle ilgili kısmını iptal etti. 

Danıştay’ın iptal kararı sonrasında arsa Maliye Hazinesi’ne geçti, hukuki olarak da Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nün tasarrufunda kaldı. 

MANİPÜLE ETTİLER

Borcunu ödemekten kaçan Şehir Üniversitesi’nin, yaşanan hukuki ve idari süreci adeta manipüle ederek yaptığı açıklamada, “Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiç bir üniversitede öğrenciler, öğretim elemanları ve veliler, finansal bir anlaşmazlık sebebiyle cezalandırma yoluna gidilmemiştir. Bu sadece mali bir karar değil, aynı zamanda eğitim-öğretim hayatına vurulmuş bir darbedir” denildi. 

BORCUNU ÖDEMEDİ 

Üniversitenin iddialarıyla ilgili Halk Bankası cevap verdi. İddiaların gerçek olmadığı kaydedilen yanıtta “Şehir Üniversitesi, kullanmış olduğu kredileri vadesinde geri ödememiş, bu süreç içerisinde birçok defa ödeme kolaylığı sağlanmasına rağmen yükümlülüklerini yerine getirmemiştir. Teminat gösterilen ipoteğin vasfını yitirmesi ve görüşmelerden sonuç çıkmaması üzerine, Bankacılık Kanunu’nun getirdiği kamusal sorumluluk gereği, alacağın tahsili için süreç başlatılmıştır. İlk ihtar 03 Nisan’da yapılmıştır. Kredinin anapara ve faiz geri ödemelerinde yasal süre olan 90 günün üzerinde gecikme yaşanması sebebiyle, 30 Eylül’de takip süreci başlamıştır” denildi. Halk Bankasının, alacağının toplam 412 milyon TL olduğu açıklandı.

SİYASİ KAMPANYA SUÇLAMASI

Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, yaşanan süreç kapsamında konunun ‘siyasi’ olduğunu sözlerine ekledi. Davutoğlu, “Ülkede siyasetin, alternatif görüşün ve milletin önünün kesilmeye çalışıldığı, İstanbul Şehir Üniversitesi’ne karşı kasıtlı bir siyasi kampanya başlatıldığı görüşünü savundu. 

CHP’DEN DESTEK 

Davutoğlu’nun açıklamasını destekler nitelikte konuşarak muhalefet kanadında peş peşe gelmeye başladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Ciddi bir haksızlık var. Banka aracılığıyla üniversiteyi susturmak, ele geçirmek istiyorlar” şeklinde konuştu. Üniversiteyi Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, İstanbul Milletvekili Zeynel Emre, İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun da aralarında bulunduğu bir grup CHP’li ziyaret etti. Salıcı “Şehir Üniversitesi’nde hukuki çerçeve adı altında, siyasi bir mesele oluşmuş durumda” dedi.

OYUNU BOZAN AÇIKLAMA

CHP’nin Davutoğlu ve ekibiyle birlikte konuyu siyasi malzemeye dönüştürmesiyle üniversitenin eski Mütevelli Heyeti Üyesi olan Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker boşa çıkarttı. Ülker, “Mütevelli Heyeti’nden ayrılmadan önce bütün taahhütlerini yerine getirdiklerini söyleyerek “Maddi durumunun çok hassas bir şekilde idare edilmesi gerektiğini, yapılabilecekleri ve borçlanma konusunda dikkatli olunmasını da hatırlattık” açıklamasında bulundu.

HİÇBİR BİLGİMİZ YOK

Ülker, “Bu süreç sonunda hiçbir siyasi mülahaza olmaksızın bütün sorumluluklarını yerine getirdik. Bu süreçte Sayın Cumhurbaşkanı’mızdan sadece destek gördük. Biz ayrıldıktan sonraki süreçte göreve gelen yöneticilerin çeşitli kaynakları hangi şartlarda ve ne şekilde kullandıkları hususunda hiçbir bilgimiz de bulunmamaktadır” dedi


Geri Dön