Türk bilim insanları, her depremde konuşulan teoriyi resmen çürüttü! Meğer asıl gerçek buymuş!

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi'nden bir araştırma ekibi, depremler öncesinde atmosferde meydana gelen elektron hareketlerini inceleyerek, deprem öncesi tetiklenen atmosferik değişimler teorisini çürüttü. Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu liderliğindeki bu ekip, yaptıkları makaleyle uluslararası bilimsel dergide yer alacak.

DHA'nın haberine göre; depremlerin önceden tahmin edilmesi, bilim dünyasının uzun zamandır üzerinde çalıştığı bir konudur. Bu bağlamda, deprem öncesi atmosferde meydana gelen elektron hareketlerinin deprem sinyali olarak kabul edilen teori, Japon bilim insanları tarafından geliştirilmiş ve dünya genelinde de ilgi görmüştü. Ancak, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Geomatik Mühendisliği Bölümü'nde görevli Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu liderliğindeki Türk araştırma ekibi, bu teoriyi çürüttü.

Araştırma ekibi, depremler öncesinde atmosferde meydana gelen elektron hareketlerini yakından inceleyerek, teorinin dayandığı sinyallerin sistematik olmadığını gösterdi. Prof. Dr. Kutoğlu, "Deprem öncesinde yer kabuğunda meydana gelen sıkışmaların ürettiği enerjinin atmosferin üst kesimlerine yayılarak oradaki deprem öncesinde 1 aydan itibaren başlayarak birkaç güne kadar değişen aralıklarda elektron sayılarının değiştiğine yönelik bir teori söz konusuydu. Biz bilimsel merakımız için eğer deprem öncesi işaret varsa bunun daha da detaylı araştırılması amacıyla çalışmalarımızda hem deprem bölgesini ele aldık, hem de deprem bölgesinden 8-10 bin kilometre uzakta depremle hiç ilişkisi olmayan bir bölgeyi de seçerek başka coğrafyadan da değerlendirmeler yaptık" şeklinde açıklamalarda bulundu.

Yapılan çalışmalar sonucunda, deprem öncesinde atmosferde meydana gelen elektron dalgalanmalarının sistematik olmadığı ve tesadüfi bir olay olduğu gözlemlendi. Ayrıca, farklı coğrafyalarda da benzer sinyallerin depremle ilişkisi olmayan bölgelerde dahi meydana geldiği tespit edildi.

Prof. Dr. Kutoğlu, bu çalışmanın Türk bilim insanlarının potansiyelini ve yeteneklerini gösterdiğini belirterek, "7'den 9.1 büyüklüğünde incelenen depremlerde hiçbir sistematik bir sonuca rastlanmadı. Dünyanın çok önemli merkezleri tarafından ortaya koyulmuş bir teoriyi Türk bilim insanları olarak bizler çürütmüş olduk" ifadelerini kullandı.

Bu sonuçlar, deprem öncesi sinyallerin tespiti ve deprem tahmini alanında yeni bakış açılarına yol açabileceği gibi, bilimsel çalışmalarda Türk bilim insanlarının uluslararası düzeydeki katkılarını da vurguluyor. Araştırma ekibinin makalesinin uluslararası bilimsel dergide yayınlanacak olması, bu çığır açan çalışmanın daha geniş bir kitleye ulaşmasını sağlayacak.