TÜSİAD Sürdürülebilir Turizm Raporu!
TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy, Türkiye'nin turist sayısını 35 milyondan 50 milyona çıkarma hedefi yerine nitelikli turist hedeflemesi gerektiğini belirterek, artık sadece havaalanı ve otel gören turist istemediklerini söyledi...
TÜSİAD tarafından hazırlanan Sürdürülebilir Turizm raporunun ayrıntılarının değerlendirilmesi amacıyla Movenpick Oteli'nde, sektör temsilcilerinin katılımıyla bir seminer düzenlendi. Burada konuşan TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Şükrü Ünlütürk, Türkiye'nin de içinde bulunduğu Akdeniz çanağının gelecek yüzyılda kirlilik tehdidiyle karşı karşıya olduğunu, sürdürülebilirlik özelliğinin kritik seviyede önem taşıdığını ifade etti.
Belli bir dönemde yoğunlaşan turizm hareketlerinin çevre ve istihdam üzerinde baskı yarattığını, ekonomik olmaktan çıktığını anlatan Ünlütürk, Türkiye'nin kişi başına elde edilen turizm gelirinde bu risklerin karşılığını alamaz durumda olduğunu kaydetti.
İzmir Vali Yardımcısı Cumhur Güven Taşbaşı da turizmde hızlı büyümenin beraberinde çevresel bir tahribat getirebileceğini, sürdürebilir turizm ve çevre konusunda halkın bilinçsiz olduğunu, yerel yönetimlerin de yeterli bütçeye sahip olmadığını söyledi.
Turizm beldelerinin çoğunda arıtma tesisi bulunmadığını, bakanlıklar arasında bu konularda yetki karmaşası yaşandığını söyleyen Taşbaşı, "Denetleyen denetleyene, ceza kesen kesene ama ortada bir şey yok. Bu kaynaklar hep farklı yerlerde toplanıyor. Sürdürülebilirlik ve çevre konusunun tek elden toplanarak planlanması gerekiyor" dedi.
- "Çevre yoksa turizm de yok"
TÜRSAB Başkanı Ulusoy ise konuşmasını turizmci değil çevreci kimliğiyle yaptığını belirterek Türkiye'de doğanın büyük bir tahribat içinde olduğunu, bu ortamda sürdürülebilir turizmden çok "nasıl sürdürürsen sürdür" turizmi anlayışının hakim olduğunu savundu.
19. yüzyılın sanayi, 20. yüzyılın insan odaklı olduğunu, 21. yüzyılın ise çevre odaklı olduğuna dikkati çeken Ulusoy, "Çevre yoksa turizm de yok. Bu bizim hem ekmeğimiz hem de itibarımız. Kaz Dağları'nda altın, gümüş arıyorsun, altını gümüşü bulursun ama yediğin ekmeği, içtiğin suyu bulamazsın" dedi.
Karadeniz'in güneyden Türkiye, kuzeyden Bulgaristan ve Romanya tarafından evsel ve inorganik atıklarla kirletildiğini, bin 153 kilometrelik sahil şeridinde hiç çöp fabrikasının bulunmadığını söyleyen Ulusoy, şöyle devam etti:
"Sahillerde oteller yapıyoruz, doğayı koruduğumuzu anlatıyoruz ama vatandaş bize düşmanca bakıyor halbuki koruyan biziz. Korumasını bilmeyen bir anlayışı sürdürdüğümüz zaman bizim ekmek yememiz mümkün değil. Ben turist sayısını 35 milyondan 50 milyona çıkarmak istemiyorum, nicelikli değil nitelikli turist istiyorum. Buraya gelip sadece havaalanı ve oteli gören turist istemiyorum."
Balık çiftliklerinin turizm için bir tehdit olduğunu da savunan Ulusoy, turizmini karayoluna bu kadar bağlı olarak yapan başka bir destinasyon olmadığını, acilen raylı sistem ağının geliştirilmesi gerektiğini ifade etti.
Kaçak yapılaşma ve ikinci konutların da sürdürülebilir turizmi tehdit ettiğine işaret eden Ulusoy, "Bazen hemşehrilerim bana kızıyor, neden Trabzon'un güzelliklerinden bahsetmiyorsun diyorlar. Ben konuşmaya başladığım zaman alıyorlar kiremiti, demiri, yaylaya çıkıp 9 katlı bina yapıyorlar. Türkiye'de 76 milyon mimar var, herkes mimar. Teknik olarak rakamlara girmek istemiyorum ama bu ortamda turizmi nasıl sürdürüceğiz. Nasıl sürdürebilirsen sürdür, artık yok öyle bir şey" dedi.
Başaran Ulusoy, Karadeniz'in üç limanından biri olan Sinop'ta nükleer santral yapılmasına karşı olduğunu da sözlerine ekledi.
Seferihiser Belediye Başkanı Tunç Soyer de sektörün büyük paralar harcanarak yapılan tesislerle, steril cam fanuslar içinde yaşatılamayacağını savunarak farklılığı arayarak gelen turisti dünyanın her yerinde görebileceği yapılarla karşılamak yerine yerel ruh ve dokuyu hissedebileceği yapılarla karşılamak gerektiğini kaydetti.
AA