02 / 05 / 2024

Ülkenin yüzde 93'ü köyleri terk edip kentlere göçüyor!

Ülkenin yüzde 93'ü köyleri terk edip kentlere göçüyor!

Mimar Serkan Akın, "Çocuklarımıza köy düzenini en ince ayrıntısına kadar öğretmeli ve yaşatmalıyız bir şekilde..." dedi. 



Yenisöz Gazetesi yazarlarından Serkan Akın bugün köşesinde "Köyde hayat var" başlıklı yazısını yayınladı. İşte yazının detayları....

Hatırlıyorum çocukluğumda beni köye götürmedikleri için ağladığımı

Köyde yaşadığım anların beni büyüklerimin anlattığı masallara götürdüğünü

Çok bakımlı olmayan ama içinde huzur duyduğum köy evlerini

Pınardan kovalarla su taşıdığımızı

Gıcırdayan kağnı arabalarının tekerleklerini

Elimize geçen en ufak bir objenin nasıl bir oyuncağa dönüştüğünü

Bizim evin köpeklerinin diğer evlerin köpeklerinden daha iri ve güçlü olduğunu

Kedilerin yer sofrasının altındaki bezin arasından patileri ile nasıl yiyecek çaldığını

Koyunların sabah ağıldan çıkarken ve akşam geri döndüklerinde nasıl melediklerini

Anaç koyunun boynundaki çanın sesi hâlâ kulaklarımda

Harmanda birkaç kez buğday dövdüğümüzü hatırlıyorum

Şimdi müzelerde gördüğümüz düvenlerin üstünde

Öküzlerin çektiği düvenin altında buğdayın nasıl çıtır çıtır ezildiğini

Ayçiçeklerinin sapsarı tarlalarında dolaştığımı

En büyük ayçiçeğini bulmaya çalıştığımı

Gittiğimiz tarlaya evin köpeğinin bizden önce vardığını

Hangi tarlaya gideceğimizi nasıl bildiğini hep düşünmüşümdür

Bahçedeki taş fırında köy ekmeğinin nasıl piştiğini

Pişen ekmeğin kokusunu alarak beklediğimi

Elimi yakarak o ekmeği nasıl katıksız yediğimi

Temiz tahtalar üzerinde erik pestili yapıldığını

Dibek taşında tokmakla buğday dövüldüğünü biliyorum

Tahta evin cumbasındaki geyik boynuzunu hatırlıyorum

Altı tuğla üstü ahşap köy evini

Doğduğum köy evi

Hâlâ sapasağlam ayakta ve dimdik duruyor

Üst kata çıkan merpenin önündeki kapı ne kadar büyüktü o zamanlarda benim için

Tahta tekerlekli arabalar yapardık çatal saplı

Rampa aşağı gider peşinden arabayı sırtlayıp yukarı çıkardık yeniden

Hep öten bir kaval yapmaya çalışırdım

Bir türlü becerememiştim ama ötenini

Sapana kuş lastik derlerdi bizim orada

Çatal bir daldan siyah lastikle ya da serum lastiğiyle

O meşini bir yerlerden buldu mu çok mutlu olurdum

Misketlerle çok oynamadım ama bilirim

Alman misketleri vardı diğerlerinden büyük

Çakı ile toprakta çizgi oyunu oynardık

Düz ve eğri çizgili oynanırdı

Yay ve ok yapmak çok sevdiğim şeydi

Uzağa gitmesi için çok şey denerdim

Çelik çomak oynardık çok fazla

Yerdeki çeliği elinizdeki çomakla havaya kaldırmak maharet ister

Sonra vurdumu çeliğe olanca gücünüzle

En uzağa atarsınız, sonra sayarsınız

Uçurtmamızı kendimiz yapardık

Şeytan uçurtması ve büyük uçurtma

Altıgen büyük uçurtmanın dengelemesi zordur

Tavuklar daha çok yumurtlasın diye geceleri lamba yakmaya başlamışlardı kümeslerde

Bir de besi tavukları vardı beyaz şişman ve yürüyemeyen

Hiç anlamamıştım o zaman tavuklar niye daha fazla yumurtlasınlar ya da daha fazla etli olsunlar

Dedem derdi ki “bu ağaçlara iyi bakın, biz ölünce bu ağaçları gözünüz gibi koruyun”

Aşı yaptığını hatırlıyorum, kalem ve göz aşısı

Ben de yapmıştım birkaç kez

Sakın farklı ağaçları birbirine aşılamayın derdi

Biliyormuş demekki bu günlerin geleceğini

Ekinin ve neslin heba olacağını

Köylerin boşalacağını

Ağaçlara bakacak kimsenin kalmayacağını

Köylerde bırakın ekmeği, yoğurt dahi yapılmayacağını

Tarlaların ekilip dikilmeyeceğini

Ahırda hayvan bakılmayacağını

Köylerde market olacağını

Düşünün, köy ve market nasıl bir çarpıklık

Evlerin köylerde bile betondan yapılacağını

Köylünün kredi ve faiz sarmalında boğuşacağını bilemezdi herhalde

Düşünsenize;

İnekler süt verirken

Tavuklar yumurtlarken

Tarlalar ekin verirken

Buğdaylar başak

Dallar meyve verirken

Hatta şimdi tohumlar sözde daha verimliyken

Traktörler daha çok iş görürken

Gübreler daha verimli

Ziraat sözde daha bilinçliyken

Nasıl oluyor da bu ülkenin %93 ü köyleri terk edip kentlere göçer

Kalan %7 de banka borçları altında boğuşur

Köye dönüş için yine ve yeniden kredili, ipotekli, koyunlu projeler üretilir ama işe yaramaz

Kentte hiçbir şey olmadığını kalan köylüye nasıl anlatırız

Köylülüğü yeniden nasıl canlandırırız

Boşalan Anadolu'yu yeniden nasıl doldurur ve ihya ederiz

Küreselci şeytaniler projelerini tamamlayabilirlerse geri dönecek köyümüz dahi olmayacak

Domatesi ya da biberi yetiştirecek güneş dahi bırakmayacaklar dünya düzeninde

Çocuklarımıza köy düzenini en ince ayrıntısına kadar öğretmeli ve yaşatmalıyız bir şekilde

İnsanlık bu bilgiyi ve geleneği kesinlikle unutmamalıdır.


Geri Dön