29 / 11 / 2024

Ulusal Peyzaj Mimarlığı Günü: 13 Mayıs!

Ulusal Peyzaj Mimarlığı Günü: 13 Mayıs!

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası Başkanı Prof.  Dr. Oğuz Yılmaz, 'Peyzaj Mimarlarının özellikle ülke planlama sürecine dahil edilmediği bir sistemi başarıyla sürdürenler, en kolayından başlayarak  önce doğal ve kültürel peyzaj alanlarını hedef almıştır' diye




              Prof. Dr. Yılmaz, TMMOB Peyzaj Mimarları Odası Genel Merkezinde yaptığı
 basın açıklamasında, 'Tek amaçları varlıklarını ve güçlerini arttırmak olan,
 bunu başarmak için hiçbir yaşamsal değeri ve insan unsurunu önemsemeyen küresel
 güçler ve onların işbirlikçisi yöneticiler bugün ülkemizi de uçurumun tam ucuna
 getirmiştir' diye konuştu.

                'Öyle ki, atılacak tek bir adım daha toplumu karanlığa gömecek, aklın ve
 bilimin yol göstericiliğindeki tüm yaşam biçimi değişerek yerini ilkel, paraya
 dayalı, baskıcı, kayırıcı, sömürücü bir düzene bırakacaktır' diyen Yılmaz, şöyle
 devam etti:
                'Bunun paralelinde kentlerimiz, kırlarımız, kıyılarımız, sularımız,
 ormanlarımız, meralarımız, yaylalarımız kısacası halkın tüm yaşam alanları da bu
 düzenin doymak bilmeyen para hırsı için yok edilecektir. Dolayısıyla geleceğimiz
 yok edilecektir.

                İşte, çıkarları uğruna tüm bunları görmezden gelenlere karşı bilim
 ışığında ve toplumcu bakış açısıyla en önde gelen meslek dalı olarak duranlar
 ise; Peyzaj Mimarlarıdır.'

                Peyzaj Mimarları Odasının kuruluşunun 1994 yılının 13 Mayıs günü
 gerçekleştirildiğini, bu nedenle, her yıl 13 Mayıs gününün Peyzaj Mimarları Odası
 7. Dönem Yönetim Kurulu tarafından Türkiye ‘de 'Ulusal Peyzaj Mimarlığı Günü'
 olarak ilan edildiğini hatırlatan Yılmaz, şöyle konuştu:
                'Peyzaj Mimarlarının özellikle ülke planlama sürecine dâhil
 edilmediği bir sistemi başarıyla sürdürenler, en kolayından başlayarak önce doğal
 ve kültürel peyzaj alanlarını hedef almıştır. Hızlı ve plansız alınan kararlarla
 yeni rant alanları yaratılmış, bunun sonucunda su havzaları, ormanlar, göller,
 kıyılar, çayır ve meralar, yaylalar, bitkiler, hayvanlar kısaca tüm doğal
 kaynaklar baskılanmış ve yok edilmiştir. Bu yok oluşun sonuçları küresel ölçekte
 de iklim değişiklikleri, çölleşme, su kaynaklarının kirlenmesi ve tükenmesi
 olarak ortaya çıkmış, fakirleşme artmış, milyonlarca insan açlığa mahkûm
 edilmiş, binlercesi açlığa yenilmiştir.

                Bugün, serbestleştirme ve özelleştirmeler sonucu kamu işletmeleri
 yerli-yabancı sermayenin talanına sunulmuş, kamusal hizmetler piyasaya açılarak
 ticarileştirilmiştir.'

                Dışa bağımlı politikaların uzantısı olarak Türkiye 'de meslek
 disiplinlerine yönelik önemsizleştirme ve kimliksizleştirme politikalarının devam
 ettiğini öne süren Prof. Dr. Yılmaz, konuşmasını şöyle tamamladı:
                'Ulusal fiziksel planlama kademelerinde peyzaj planlarının yer alması
 istenmiyor, planlama ekiplerine peyzaj mimarları alınmıyorsa, kıyılarımız sözde
 turizm adına oteller zincirlerine feda ediliyorsa, tarım alanlarımız konuta,
 ticarete, turizme açılıyorsa, ormanlarımız, meralarımız 2A, 2B yönetmelikleriyle
 imara açılıyorsa, kentlerimiz kimliksizleşmeye doğru hızla sürükleniyorsa; sonuç
 olarak toplumu ve değerlerini hiçe sayan projelere, yerel ve merkezi yönetimlerce
 imza atılmakta kararlılık gösteriliyorsa, burada yanlış giden bir şeyler
 vardır.'
AA


Geri Dön