Üretim yerleri şehir merkezlerinden vazgeçemiyor!
Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Yönetim Kurulu Başkanı Sadettin Korkut 'Tanıtım imkanı, çalışanların işe yakın bölgelerde oturma istekleri gibi etkenlerden dolayı çeşitli sektörlerin üretim yerleri, şehir merkezlerinden vazgeçemiyor' dedi.
Tanıtım imkanı, çalışanların işe yakın bölgelerde oturma istekleri gibi etkenlerden dolayı çeşitli sektörlerin üretim yerleri, şehir merkezlerinden vazgeçemiyor.
AA muhabirinin sorularını cevaplayan Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Yönetim Kurulu Başkanı Sadettin Korkut, insan hayatının en verimli yıllarını ve gününün önemli bir kısmını işyerinde geçirdiğini belirterek, bir çalışan için iş yeri ortamı ve güvenliğinin çok önemli olduğunu, bu konuda gerekli önlemleri küçük ya da büyük demeden her işyerinin alması gerektiğini kaydetti.
Korkut, bu noktada kayıt dışı üretimin, sadece sektörün değil Türkiye ekonomisinin en önemli sorunlarından biri olarak ortaya çıktığını ifade ederek, şunları söyledi:
"Her sektörde olduğu gibi kayıt dışı ekonominin yarattığı haksız rekabet ambalaj sektörümüzün de sorunlarından biri. Ciddi kuruluşlar ücretlerin vergi ve sigorta yükümlülüklerinden uymak zorunda oldukları her türlü mükellefiyeti yerine getirirken, kayıt dışı iş yapanlar bir yandan haksız kazanç sağladıkları gibi iş ve kamu sağlığı ve güvenliğini hiçe sayan ortamlarda üretim yapıyor ve bu nedenle ciddi tehlikeler yaratıyor.
Maalesef yeterli ve etkin denetim olmaması insan hayatını ve kamu sağlığını doğrudan etkileyen iş kazalarına neden oluyor. Bu nedenle 16 milyar dolarlık ambalaj sektörünü temsil eden ASD olarak gerek üzücü iş kazaların önüne geçilebilmesi gerekse ülke ekonomisine zarar verilmesinin önlenebilmesi için kayıt dışı ekonomi ve üretimin önüne geçilmesi gerektiğini düşünüyoruz."
ASD gibi sektörü kapsayan STK’lara üye şirketlerin, her türlü yasal yükümlülüklerini yerine getirdikleri gibi iş sağlığı ve güvenliği bakımından da düzenli olarak denetlendiğini anlatan Korkut, dernek olarak ambalaj sanayinin kayıt altına alınması, iş sağlığı ve güvenliğinin en üst seviyede sağlanması için kendilerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye, denetim ve kontrollerde daha fazla rol almaya hazır olduklarını vurguladı.
Korkut, ürünü saran, saklayan, taşıyan, bilgilendiren ve satan ambalajın artık hayatın kaçınılmaz bir parçası olduğuna dikkati çekerek, "Hammadde olarak ise camdan plastiğe, metalden kartona dek çok sayıda malzeme kullanılıyor. Dolayısıyla kullanılan hammadde ve üretim alanlarına özgü riskleri de birlikte barındırıyor. İşletmelerin bu risklere uygun önlemler alması gerekiyor" diye konuştu.
- "Konfeksiyon atölyelerinin şehir dışına gitmesi mümkün gözükmüyor"
İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi de İstanbul'daki çarpık yapılaşmanın etkisiyle imalathanelerle konut bölgelerinin iç içe olduğunu belirterek, "Konutlar ile sanayinin çok net çizgilerle ayrılması gerekiyor. Sanayinin de kendi içinde iş riskine göre tedbirini alması lazım. Konfeksiyon atölyelerinin ise şehir merkezinden dışarı gitmesi mümkün gözükmüyor" dedi.
Tanrıverdi, konfeksiyon sektörünün kendi içine bakıldığında riskinin bulunmadığını dile getirerek, iş güvenliği konusunda önemli mesafe alındığına işaret etti.
Türkiye Deri Konfeksiyoncuları Derneği (TDKD) Yönetim Kurulu Başkanı Yakup Tekele, Zeytinburnu'nun, deri konfeksiyon üretim atölyelerinin yanı sıra esas itibariyle yabancı alıcıların sık ziyaret ettiği showroomlar ve pazarları ile çekim merkezi olduğunu anımsattı. Tekele, deri konfeksiyon sektörünün insan emeğine dayalı, yanıcı veya patlayıcı risk ve prosesler içermeyen hafif sanayi dalı olduğunu, bu anlamda ihracata dönük bir döviz kazandırıcı sektör olmanın yanında istihdam deposu özelliği taşıdığını aktardı.
Tekele, Zeytinburnu'nun deri konfeksiyon sektörü ile anılan ve çalışanlarına yaşadıkları bölgede istihdam imkanı sunan bir bölge olduğunu hatırlatarak, şunları da kaydetti:
"Bu nedenle gerek üretim gerekse pazarlama açısından tarihsel gelişim içinde oluşmuş doğal bir hafif endüstri kümesidir. Bugünkü sorunumuz kentsel rantların artmasına ve deprem riskine bağlı olarak bu doğal kümenin ve buna bağlı istihdam ve ihracatın tehdit altında olmasıdır. Bu nedenle kentsel dönüşüm bir fırsat olarak görülüp deri konfeksiyon sektörünün sektörde çalışan sınıfın ihtiyaçları, çalışanların kendilerinin ve ailelerinin kentle olan mevcut ilişkileri ve sektörün kümelenme özelliği dikkate alınarak kentsel planlama yapılmalı."
AA