Yargıtay'dan mülkü erken boşaltan kiracıları ilgilendiren karar!
Yargıtay, kira sözleşmesindeki tarihten önce mülkü boşaltan kiracılar ile mülk sahiplerini ilgilendiren emsal bir karara imza attı..
Yargıtay, kira sözleşmesindeki tarihten önce mülkü boşaltan kiracıları ilgilendiren bir karar aldı. Karar ile mülkü erken boşaltan kiracı tazminat ödemekten kurtulamadı.
Posta Gazetesi'nde yer alan habere göre, Ankara’da faaliyet gösteren bir şirket, 1 Ocak 2012 tarihli düzenlenen kira sözleşmesiyle iş yerini aylık 14 bin TL kira karşılığında 5 yıllığına kiraladı.
Şirket yetkilisinin imzaladığı kira sözleşmesinde, ’Kiracı kira süresi içinde mülkü tahliye ve terk ettiği takdirde kira döneminin kalan aylarına ilişkin kira bedelinden sorumlu olacaktır’ şeklinde ifadeye de yer verildi.
Ancak, işlerinin kötü gittiğini gerekçe olarak gösteren şirket, sözleşmenin bitmesine 2 yıl kala, 4 Mart 2015 tarihinde mülk sahibine ihtarname gönderip kira sözleşmesini feshettiğini bildirdi.
Kiracı şirket yetkilisi, boşalttığı iş yerinin anahtarını da tutanak karşılığında mülk sahibine teslim etti. Sözleşmedeki tarihten önce mülkün boşaltılmasına rağmen 2 yıllık sürenin kirasını talep eden mülk sahibi, şirket hakkında icra takibi başlattı. İcraya itiraz eden şirket ise Ankara 6. Sulh Hukuk Mahkemesine dava süreci başlattı.
TAHLİYEDEN SONRA HEMEN KİRALANIRSA..
Mahkemede ifade veren mülk sahibi, davalının sözleşme süresi devam ederken mülkü tahliye ve terk etmesinin kira sözleşmesine aykırı olduğunu, davalı hakkında cezai şart bedelinin tahsili için yapılan takibe davalının itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline karar verilmesini talep etti.
Mahkemede savunma yapan davalı şirket avukatı ise sözleşmenin davalı şirketin mali olarak zor durumda olması sebebiyle feshedildiğini söyleyerek, sözleşmenin 4/3 maddesindeki düzenlemenin tazminat niteliğinde olduğundan ve taşınmazın tahliyeden hemen sonra yeniden kiralandığından davacının herhangi bir zararının olmadığını ve dolayısı ile davanın reddine karar verilmesini talep etti.
YARGITAY'DAN EMSAL KARAR
Mahkeme, tarafların anlaşarak taşınmazın tahliye edildiği ve tahliyeden sonra da taşınmazın hemen kiraya verildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verdi.
Ancak kararı davacı mülk sahibi temyiz etti. Devreye giren Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, emsal bir karara imza attı.
Sözleşme hukukuna egemen olan sözleşmeye bağlılık (ahde vefa) ilkesinin hukukta kabul edildiğine işaret eden Yargıtay, kararında şu ifadelere yer verildi:
"Sözleşmeye bağlılık ilkesi uyarınca taraflar sözleşme süresi ile bağlı olup kural olarak akdin süresinden önce feshi mümkün değildir. Aksi durumda haklı bir sebep olmaksızın sözleşmeyi fesheden tarafın, karşı tarafın zararını tazmin etme yükümlülüğü doğar. Ancak sözleşmede kiracı lehine erken fesih hakkı tanınabilir. Bu durumda feshin sözleşmede kararlaştırılan koşullara uygun olması gerekir. Taraflar arasındaki kira sözleşmesinde kiracıya herhangi bir bedel veya tazminat ödemeksizin erken fesih hakkı tanınmamıştır.
Kira süresi bitiminden önce kiralananı erken tahliye eden kiracı şirket sözleşme gereğince kira süresi sonuna kadar tüm kiraları ödemekle yükümlüdür. Taraflar arasında düzenlenen tahliye protokolünde; davacı kiraya veren, sözleşme kapsamındaki alacaklarını saklı tutmuş olup, davacı tarafından anahtarın teslim alınması da cezai şart talebinden vazgeçildiği şeklinde yorumlanamaz.
Bu sebeple mahkemece sözleşme hükmüne göre kiracının cezai şart olarak sözleşme süresi sonuna kadar olan kira bedelinden sorumlu olduğu gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Temyiz itirazlarının kabulü hükmün bozulmasına oy birliğiyle karar verildi."