Yiğit Bulut: Mortgage'a düzenleme gelmeli!
Bir pazartesi sabahı hatırlıyorum, gazetenin manşeti şöyleydi: Başbakan, Hisarcıklıoğlu'nun uzattığı eli sıkmayarak bankalara karşı çıkın mesajı verdi
Bankalara da seslenen Başbakan Erdoğan, "Aldığınız kredinin kaç katı teminat alıyorsunuz, yine de kredi vermiyorsunuz" dedi... Aynı gün şu notu yazıma düştüm: Başbakan'ın verdiği mesaj çok açık ve net: Bankalar "banka" gibi çalışmıyor, iş dünyasının temsilcisi olan ve üyeleri en çok krediye ihtiyacı olan TOBB da buna ses çıkarmıyor... Evet, o gün TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu'nun elini sıkmayan Başbakan, maalesef o günden bugüne "sektöre çekidüzen vermek" için hâlâ net bir adım atmadı. IMF ile anlaşmadı, bana göre Türk tarihinin en önemli adımını attı ama bankalarla ilgili beklenen adım gelmedi.
Bu noktada yapmak istediğine sonuna kadar inanan biri olarak, daha önce seslendiğim gibi, Başbakan Erdoğan'a bir kez daha sesimi duyurmak istiyorum... Sayın Başbakanım, Daha değişik bir ifadeyle: TBMM'de en büyük gruba sahip olan ve istediğiniz her kanunu çıkarma yetisini haiz olan Sayın Erdoğan,
Bir ülke düşünün, bankacılık sektörü ile vatandaş arasındaki "bütün düzenlemeler" vatandaşın aleyhine yapılmış!
Bir ülke düşünün, "dünyada eşi benzeri olmayan" bir uygulama yapılıyor. Konut kredisi alıyorsunuz, adına dünya ile uyumlu şekilde "mortgage" diyorlar ama yaptıkları dünya yüzeyinde eşi benzeri olmayan detaylar içeriyor. Konuta karşılık verilmesi gereken kredi için "bütün mal varlığınız, hatta ailenizin bütün varlıkları" tehdit altına alınıyor!
Bir ülke düşünün, "bankadan gelen öde emrine" itiraz etmeniz için "önce ödemeniz" gerekiyor, sonra "yargı makamına" gitme hakkınız var! Bir ülke düşünün, "düşük kredi faizi" diyerek reklam yapılıyor, işlem yaptığınızda "peşin komisyon, dosya parası, kur farkı" gibi "abuk sabuk" kalemler ile "kredi faizi" inanılmaz noktalara geliyor...
Bir ülke düşünün, "aylık kredi kartı gecikme faizi" ABD ve AB'deki "yıllık faizden" daha yüksek! Bir ülke düşünün, o ülkede bir Ticaret Kanunu düşünün, "bütün detaylar" vatandaşın "aleyhine" çalışıyor ve "size gönderilen" ödeme emrine itiraz etmeniz için en az "o ödeme kadar" paranız olması gerekiyor!
Bir ülke düşünün, bankaları "katrilyonlarca" kâr açıklarken, reel sektör "yok oluyor".
Sayın Başbakanım, var mı böyle "kârlı, ballı" bir ticaret, vatandaşını bankalara bu kadar ezdiren başka bir "mekân"! Eleştirmekte haklısınız ama soruyorum size: Var mı böyle bir "kara parçası" daha! Söylediklerinizin haklılığına "kanımın son damlasına" kadar inanıyorum! Ama bir gerçek var: Şikayet makamında değilsiniz ve burada "ilk çiviyi" çakacak olan da yine sizsiniz. Sayın Başbakanım, size bir vatandaş olarak çağrıda bulunmak istiyorum: "Mortgage" düzenlemesinden başlamak üzere, Türk Ticaret Kanunu dahil "her satırı" vatandaşımızı koruyacak şekilde, ABD ve AB düzeyine getirelim. Ve Türk halkının sırtındakileri indirelim! "Getirin bu düzenlemeleri" TBMM çatısı altına "destek vermeyenleri" hepimiz görelim...
Sevgili dostlar, tekrar ediyorum; IMF ile anlaşmayarak atılan önemli adımlar yukarıdaki düzenlemeler yapılarak mutlaka ama mutlaka desteklenmeli. Bu noktada Anayasa gibi zor bir konuya bile "olacak inadıyla" el atan hükümete soruyorum: Neden yapmıyorsunuz? Dokunulacak menfaat sahipleri çok mu güçlü? Bu konuda da millete gitmek ve destek isteyerek gerekeni yapmak gerekmez mi?
Son soru: Bankacılıkla ilgili değişiklikler acaba Anayasa değiştirmekten daha mı zor?
Yiğit Bulut / Habertürk