26 / 12 / 2024

Zamanında ödenmeyen ev kirasına yasal faiz!

Zamanında ödenmeyen ev kirasına yasal faiz!

Yargıtay sözleşmede yazan vade tarihinde ödenmeyen ev kirasına yasal faiz uygulanması gerektiğine hükmetti.



Sözleşmede yazan tarihte kirasını alamadığın söyleyen ev sahibi, gecikme sebebiyle paranın faiziyle birlikte tahsil edilmesi talebiyle mahkemeye başvurdu.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi emsal nitelikte bir karara imza atarak, davacının gecikme zammına yönelik temyiz itirazlarının yerinde olduğunun anlaşıldiğı bildirildi.

Yargıtay kararı
Davacı, davalı ile aralarında ... Noterliği'nin 10/08/2006 tarih ve ... yevmiye no ile onaylama şeklinde 18/07/2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kira sözleşmesi düzenlendiğini, davalı tarafından Sinop Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan sözleşmenin feshi davasına ilişkin kabul kararının Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 05/10/2010 tarih ve 2010/13141 Esas- 2010/15788 Karar sayılı ilamı ile onandığını, sözleşmenin imzalandığı ilk yıl kira bedelinin peşin olarak ödendiğini, diğer yıllarda ise 2007- 2008 yılları arası 24.288,60TL, 18/07/2008- 18/07/2009 tarihleri arası 49.932TL, 18/07/2009- 18/07/2010 tarihleri arası 55.926TL, 18/07/2010- 05/10/2010 tarihleri arası 12.226,32TL kira bedellerinin ödenmediğinin tespit edildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kira sözleşmesine dayanan 142.372,92TL kira bedeli ve kira ücretine işleyen 84.991,33TL gecikme cezası olmak üzere, toplam 227.364,25TL alacağın ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 40.001,71TL kira bedeli, 10.705,44TL faiz olmak üzere toplam 50.707,15TL 'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının tüm davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Davacının gecikme zammına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Davaya dayanak 18/07/2006 başlangıç tarihli 15 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin 6. maddesinde " Kiracı, kira bedelini her yıl, yıllık peşin şekilde idare hesabına yatıracaktır. Kira bedeli ödenmediği takdirde, ödenmediği tarihten itibaren Devletin belirlemiş olduğu gecikme cezası oranı ile tahsil edilecektir. " hususu kararlaştırılmıştır. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 Sayılı Kanun'un 7. maddesinde Türk Borçlar Kanunu'nun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76., faize ilişkin 88., temerrüt faizine ilişkin 120. ve aşırı
ifa güçlüğüne ilişkin 138. maddelerinin görülmekte olan davalarda da uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Türk Borçlar Kanunu'nun 120. maddesi gereğince, uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdi faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdi faiz oranı birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdi faiz oranı geçerlidir.
Bununla birlikte 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 8/1 maddesinde "ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenebilir" 4/1. maddesinde "Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır", düzenlemeleri bulunmaktadır. Nitekim Hukuk Genel Kurulu'nun 15.05.2015 tarih ve E.2013/2249 – K.2015/1362 sayılı kararı ile de, tarafların tacir olduğu ticari işlerde faiz oranının serbestçe belirleneceği kabul edilmiştir. Davada hükme esas alınan bilirkişi raporundaki yasal faize yönelik hesaplamaya itibar edilerek hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Oysa; Borçlar Kanunu’nun 101 / 2. maddesi hükmü gereği borcun ifa olunacağı gün sözleşme ile belli edilmiş ise ihtar şartı aranmadan bu günün bitmesi ile borçlu mütemerrit olur. Kira sözleşmesinin 6. maddesi gereğince kira parasının ödeme zamanı ve vadesinde ödenmediği takdirde uygulanacak faiz oranı belirlenmiştir. Sözleşmenin bu maddesine göre ödeme zamanı geldiği halde kiracı bu sürede kira borcunu ödemediği takdirde temerrüde düşer ve bunun için aynı Kanunun 101 / 2. maddesi gereği ihtara gerek yoktur. Kira bedellerinin ödeme günü belli ve muayyen olduğuna göre bu durumda vade tarihinden itibaren kira alacağına kararlaştırılan faizin uygulanması gerekir. O halde, mahkemece tacir olan davalı kiracı ile davacı arasında serbest irade ile kararlaştırılmış faiz oranı üzerinden faizin hesaplanması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'un 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'un 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/10/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

 

Yargıtay'dan kiracı ve mülk sahibi için emsal karar!


Geri Dön