25 / 12 / 2024

Zekeriya Aytemur: Türkiye'deki OSB'lerin yüzde 42'sinde çevre yönetim sistemi yok!

Zekeriya Aytemur: Türkiye'deki OSB'lerin yüzde 42'sinde çevre yönetim sistemi yok!

İFO Fuarcılık Genel Müdürü Zekeriya Aytemur, Türkiye çapında OSB'lerin yüzde 42'sinde merkezi atık su arıtma bulunmadığı için buralarda ortaya çıkan atık suların neredeyse yarısının çevreye karıştığını kaydetti.




İFO Fuarcılık Genel Müdürü Zekeriya Aytemur, Türkiye çapında OSB'lerin yüzde 42'sinde merkezi atık su arıtma bulunmadığı için buralarda ortaya çıkan atık suların neredeyse yarısının çevreye karıştığını kaydetti. 

AA muhabirine konuya ilişkin değerlendirme yapan Aytemur, İFO tarafından yapılan araştırmaya göre, Türkiye çapında bünyesinde 43 bin firma bulunduran 273 OSB'nin yüzde 76'sında çevre yönetim sisteminin bulunmadığını kaydetti. 


Çevre yönetim sistemi olmayan OSB'lerin yüzde 75'inde merkezi atık su arıtma, yüzde 78'inde evsel atık yönetimi, yüzde 92'sinde proses atık yönetimi bulunmadığını kaydeden Aytemur, yüzde 92'sinde ise tehlikeli atık yönetimi, yüzde 91'inde ambalaj atığı yönetimi ve yüzde 87'sinde çevre laboratuvarı olmadığı bilgisini verdi. 

Çevre yönetim sistemi olan OSB'lerin yüzde 45'inde merkezi su arıtma bulunmadığını belirten Aytemur, toplam 36 bin firmanın faaliyet gösterdiği bu OSB'lerin sadece 586 tanesinde ön atık su arıtma tesisinin mevcut olduğunu ancak yüzde 43'ünde evsel atık yönetimi, proses atık yönetimi ve tehlikeli atık yönetimi varolmadığını dile getirdi. 

Aytemur, söz konusu OSB'lerin yüzde 89'unda çevre laboratuvarı bulunmadığını ifade ederek, bu OSB'lerin de yüzde 77'sinde tehlikeli atık yönetimi, yüzde 54'ünde ise ön atık su arıtma tesisi dışında başka hiçbir atık yönetimi sistemi olmadığını aktardı. 


Özellikle üretimlerinden dolayı çevreye tehlikeli atık salan pek çok firmanın içinde bulunduğu Türkiye'deki OSB'lerin yüzde 91'inde tehlikeli atık yönetiminin bulunmadığını belirten Aytemur, "Türkiye çapında OSB'lerin yüzde 42'sinde merkezi atık su arıtma bulunmadığı için buralarda ortaya çıkan atık suların neredeyse yarısı hiçbir ön önlem alınmadan doğrudan çevreye karışıyor. 


43 bin firmanın faaliyet gösterdiği OSB'lerde çevre yönetimi konusunda çalışan uzman personel sayısı ise sadece 302. TÜİK'in 2012 yılı Organize Sanayi Bölgeleri Su, Atık su ve Atık İstatistiklerine göre OSB kanalizasyon şebekelerinden 2012 yılında toplam 235 milyon metreküp atık su deşarj edildi. Atık suyun yüzde 72,3'ü akarsuya, yüzde 10,9'u şehir kanalizasyonuna, yüzde 6,8'i kuru dere yatağına ve yüzde 10'u ise diğer alıcı ortamlara deşarj ediliyor. İlgili yasalar gereği çevre konusu, belediyelerin temel sorumluluk sahalarının başında..." Özellikle evsel atıkların uygun araçlarla insan ve çevre sağlığına zarar vermeden toplanması, depolanması, yeniden geri kazanımı ve bertaraf edilmesi sürecinde belediyelerin farklı makine, araç ve ekipmanlara gereksinim duyduğunu anlatan Aytemur, bununla birlikte yerel yönetimlerin, sınırları içerisindeki sanayi kuruluşlarının çevre ve insan sağlığına uygun üretim yapmaları yönünde birer denetim mekanizması işlevi gördüğünü vurguladı. 

Aytemur, şöyle devam etti: "TÜİK 2012 yılı Belediye Atık İstatistikleri Anketi sonuçlarına göre 2 bin 950 belediyenin 2 bin 894'ünde atık hizmeti veriliyor. Atık hizmeti verilen belediyelerden, 2012 yılı yaz mevsiminde 14,6 milyon ton, kış mevsiminde 11,2 milyon ton olmak üzere toplam 25,8 milyon ton atık topladı. 

Atık toplama ve taşıma hizmeti verilen belediyelerde toplanan 25,8 milyon ton atığın, yüzde 59,9'u düzenli depolama tesislerine, yüzde 37,8'i belediye çöplüklerine, yüzde 0,6'sı kompost tesislerine gönderildi, yüzde 1,7 ise diğer yöntemlerle bertaraf edildi. 

Yerel seçimler sonrası pek çok belediyede yeni yönetimler göreve geldi. Araç parkurunu yenilemek ve genişletmek isteyen, atık su arıtımı, atık yönetimi, geri kazanım ve geri dönüşüm konusunda yatırım planlayan, mevcut tesislerinin kapasitesini artırmayı düşünen, yeni teknolojileri takip etmek isteyen tüm belediyeler, çöp toplama araçlarından geri dönüşüm, atık yönetimi, atık su arıtma ve atıkların bertaraf tekniklerine kadar tüm çevre teknolojilerini REW İstanbul'da bulacak." - "Sürdürülebilir yaşamın formülü suyun geri kazanımında..." Aytemur, yaşamın temel kaynağı olan suyun, sanayileşen dünyada üretimin de en önemli unsurlarından birisi haline geldiğini belirterek, bir otomobilin üretimi için ortalama 350 ton su kullanılırken, ortalama dört kişilik bir ailenin sadece banyo yapmak için harcadığı yıllık su miktarının 10 tonun üzerinde olduğuna dikkati çekti. 

Her sifona basıldığında yaklaşık 20 litre suyun kanalizasyona karıştığı düşünüldüğünde evsel su kullanımının büyüklüğünün devasa boyutlara ulaştığını dile getiren Aytemur, "Ne yazık ki doğadaki diğer kaynaklar gibi suyumuz da sınırsız değil. Bu yüzden sürdürülebilir bir yaşam için kaynakların doğru kullanımı kadar, sanayi ve evsel kullanım sonucu ortaya çıkan atık suyun geri U kazanılarak yeniden değerlendirilmesi de büyük önem taşıyor. Yakın gelecekte kuraklık sorunun sürdürülebilir yaşamı tehdit eden global bir problem haline gelmesi olası... Bu noktada suyun geri kazanılmasının önemi büyük" ifadelerini kullandı. 

AB Uyum Yasaları kapsamında Türkiye'nin 2023 yılına kadar yapması gereken çevre teknolojileri yatırımının yaklaşık 60 milyar avro olduğu bilgisini veren Aytemur, TÜİK verilerine göre 2012 yılında çevresel harcamaların 17,6 milyar TL'ye ulaştığını hatırlattı. 

Zekeriya Aytemur, toplam çevresel harcamaların yüzde 39,3'ünü atık yönetimi hizmetleri, yüzde 27,7'sini su hizmetleri, yüzde 15,2'sini atıksu yönetimi hizmetleri ve yüzde 17,8'ini ise diğer konularda yapılan çevresel harcamalar oluşturduğunu bildirdi. 

Yakın bir zamana kadar geri dönüşüm, çevre teknolojileri ve atık yönetimi konusunun sadece yerel yönetimlerce yerine getirilmesi gereken çözümler doğrultusunda bir alan olarak görüldüğünü anlatan Aytemur, sözlerini şöyle tamamladı: "Bu konuda sınırlı sayıda firma teknoloji ve hizmet verir durumdaydı. Bunların da ağırlıklı bir bölümünü yurt dışı firmalar ya da onların temsilcilikleri oluşturuyordu. Gelinen durumla beraber pazarın ulaşacağı hacim, sektör içerisinde var olan oyuncuların karşılayabileceğinin çok üzerinde... 

Bu beraberinde iki konuyu getiriyor. Ya yine bu ihtiyaç duyulan teknoloji ve hizmetler ithal edilecek ya da bir grup yerli girişimci bu alana yatırım yaparak üretici hale gelecek.


Karatekin Gazetesi




Geri Dön