22 / 11 / 2024
fuzul

1977 yılında İstanbul sahilleri yanlış yerleşme ile paylaşılmış!

1977 yılında İstanbul sahilleri yanlış yerleşme ile paylaşılmış!

1977 yılında İstanbul sahilleri sorumsuzca, rastgele ve keyfi bir şekilde parsellenmiş. Sahillerin bir kısmı ise Belediye ve halk tarafından yağma ve işgal edilmiş. Boğaz'daki fabrikalar ise bunun çarpıcı örneklerindenmiş.




1977 yılında İstanbul sahilleri yanlış yerleşme ile paylaşılmış!


İSTANBUL SAHİLLERİ YANLIŞ YERLEŞME İLE PAYLAŞILDI


Boğaz'ın güzelliğini korumak için kanun çıkaranlar İstinye'deki çekiç, Kuruçeşme'deki vinç ve diğer yerlerde başka sesleri duymamanın rahatlığı içindeler..


VECDİ UYGUN


  Bir Boğaz haritası alınıp inceleme yapıldığında devletin yapmış olduğu yanlış yerleşim bariz şekilde görülmektedir. Dünyanın en şirin şehirlerinden biri olan İstanbul sahillerinin sorumsuzca, rastgele ve keyfi bir şekilde nasıl parsellendiği, devletin göremediği sahillerin Belediye tarafından yağma edildiği ve geri kalanların da halk tarafından işgal edildiği görülmektedir. 

  Bu konuda ortaya çıkan bir acı gerçek de yanlış yerleşim konusudur.

  

  Tarihi bir yarımada, Boğaz, Haliç, karşı sahiller, iki köprü, gar, doklar ve antrepolar ile ambarlar, otobüs terminalleri ve hal, yanlış yerleşmenin sonucu birer çıban başı gibi patlamaya hazırdır.

  Galata Köprüsü ile Atatürk Köprüsü'nün dubalar üzerine oturtulmasının bir sebebinin bulunduğu, bu sebebin de gerektiği zaman başka yerlere kaydırılmasının mümkün olabileceği meydandadır. Ancak devletin yanlış davranışı ve ilgisizliği yüzünden iki köprünün yıllar yılı olduğu gibi bırakıldığı ve bunun sonucu olarak da bugünkü trafik tıkanıklığının meydana geldiği açıkça görülmektedir. 

  Köprünün bir ucunda Karaköy gibi kısır bir semt vardır. Buraya bir yandan turist boşaltımı yapılmakta, bir yandan şehrin yoğun trafiği akıtılmakta ve bir yandan da az ilerideki Salıpazarı'ndan liman boşaltılması yapılmaktadır. 

  Salıpazarı sahillerinde bitmek bilmeyen vinç gıcırtısının yanı sıra, bu gıcırtıyla törpülenen öğrenci beyinleri, daha ötedeki Kabataş İskelesi'nden yükselen vapur düdükleri tatsız bir karışım olarak tezahür etmektedir.

  Dolmabahçe Sarayı'nın karşısındaki stadyum kadar, daha ileri gidildikçe göze birer çapak olan sahildeki kum ve kömür depoları, buzhane, salaş gazinolar ve yan yana sıralanan irfan yuvaları yanlış yerleşmenin en bariz örnekleridir.

  Ortaköy'deki odun ve kömür depolarının yanında sıralanan eski yalılar, Devlet Malzeme Ofisi'nin, kömür yığınlarının arasında kalmış deposu, bakımsız yalıların arasına yerleştirilmiş çay bahçeleri bir çirkinlik örneği teşkil etmektedir. 

  Aşiyan'daki müze ile mezarlığın omuz omuza poz vermesi, Emirgan yağması ve daha ötedeki İstinye Dokları yirminci asır Türkiye'sinin en acı bir tablosunu teşkil etmektedir.

  Bugün bir ''SİT'' kanunu çıkararak halkın, Boğaz'ın güzelliğini bozmaması istenirken bizzat devletin İstinye Koyu'nda gemi onarımı konusunda ki inadı, çevre halkının ''tak-tak'' seslerinden bizar oluşu yanlış yerleşimin bariz bir örneği olarak görülmektedir. 

  Boğaz'da Haliç'te ve sahil şeritlerinde yer alan fabrikalar, gazolin depoları, kalafat yerleri ve antrepolar yanlış yerleşimi ispat edici örneklerdir.


Tercüman Gazetesi 3 Nisan 1977



Abdullah Kutalmış MIZRAK/Emlakkulisi.com





Geri Dön