Ahmet Vefik Alp: İptal olan Taksim Cumhuriyet Camii projesi üç uluslararası ödül almıştı!
Ahmet Vefik Alp: "Taksim Camii Kültür ve Sanat Vakfı ’nın talebiyle sınırlı davetli bir yarışma düzeninde hazırladığımız ‘Taksim Cumhuriyet Camii’ projesi şimdilik 3 uluslararası ödül kazandı"
Taksim Camii Kültür ve Sanat Vakfı ’nın talebiyle sınırlı davetli bir yarışma düzeninde hazırladığımız ‘Taksim Cumhuriyet Camii’ projesi şimdilik 3 uluslararası ödül kazandı
Bunlardan ilki ve en önemlisi ‘2012 yılı Mayıs ayında gerçekleşen UIA (Union Internationale des Architectes) Dünya Mimarlar Birliği 1. Ödülü oldu. Başkan Kanadalı meslektaşımız Albert Dubler ve ünlü Yahudi mimar Daniel Libeskind ödül töreninde beni bizzat kutlamışlardı.
Proje bu yıl Mayıs ayında da IDA (International Design Awards) Uluslararası Tasarım Ödülleri’ Mimarlık dalında 2.lik Ödülüne değer görüldü. Ödül töreni Los Angeles, ABD de gerçekleşti.
Iki yılda bir resimden heykele, mimariden fotoğrafa 15 kadar tasarım dalında ‘Yaratıcılık’ ödülü veren LICC London International Creative Competition 2012 yılı sürecinde Mimari Tasarım dalında ‘Taksim Cumhuriyet Camii’ ‘Dünya Birincisi oldu. Ödül töreni Londra da gerçekleşti.
Bu arada Projede yapılan bazı revizyonlar tamamlanarak Taksim Camii kültür ve Sanat Vakfı’na yeniden sunuldu. Orijinal versiyonunda içinde üç kez Allah lafzı gizlenmiş ‘sonsuzluk’ dokusu ile oluşturulan Kubbe bu kez “(Allah şöyle der:) Ey huzur içinde olan nefis! Sen O'ndan razı, O da senden razı olarak Rabbine dön! (İyi) kullarımın arasına gir. Cennetime gir (Fecr Sûresi)” gibi Kuran-ı Kerim den alınan ayetler ile şekillendirildi.
New York Times ve International Herald Tribune gazeteleri Gezi Parkı olayları bağlamında projeyi tanıtmış ve açıklamalarıma yer vermişti.
Ancak, bu kez projenin dayanağı olan Beyoğlu İmar Planları idari yargı tarafından iptal edildi. Hukukun üstünlüğüne inancım içimizi acıtan bu son rüşvet ve yolsuzluk olayları ile biraz daha yaralanmış olsa da yargı kararlarına saygım devam ediyor. Başka da çaremiz de yok. Türkiye’nin bir ‘hukuk devleti’ olduğuna inanmak, bunu sağlamak zorundayız. Fakat gelgelelim bir yıl kadar önce aynı anlamda iki kez imar planı iptal davaları açıldığını, bunların reddedildiğini ve hükümlerin Danıştay tarafından da onandığını biliyorum. Bu kez nasıl olmuş ise tersi olmuş…!
Taksim de cami Projesi için hukuki engeller yeniden ortadan kalksa dahi Projenin gerçekleşmesi için daha bir çok onayın sağlanması gerekiyor. Eğer benim projem gerçekleşecekse Müellif olarak ben de Projenin geniş bir konsensüs oluşmasından sonra uygulanmasını dilerim.
‘Taksim Cumhuriyet Camii ve Dinler Müzesi’ Projesi sürekli tekrarlanan Osmanlı Camii şablonuna karşı bir duruş sergiliyor ve ‘mimari gününü yansıtıyorsa değerlidir’ yaklaşımını vurguluyordu. Çağdaş Türkiye’nin sembolü Taksim de cami mimarisinde cesur ve çağdaş bir açılım getiriyordu. Bakışları kilitleyen ancak yumuşak kitlesi Istiklal caddesi çıkışındaki Rum Aya Triada Kilisesi’nin cüssesi altında ezilmiyor ve ancak İtalyan heykeltraş Pietro Conanico nun Atamızı bağrına basan Taksim Cumhuriyet Anıtı’nı da ezmiyordu. Bu üçlü arasında sihirli bir denge oluşuyordu. Zemin altındaki külliyenin içinde yer alan Dinler Müzesi Taksim de ‘Medeniyetlerin Buluşması, Kültürlerin Keşismesi’ temasını işliyordu.