Belgin Aksoy: Richmond Hotel dışında dört otelimiz daha var!

Babanız tekstil alanında faaliyet gösterirken sizin turizme ilginiz nedeniyle otel satın almış. Doğru mu bu?

Televizyonda izlediğim ‘Hayat Ağacı’ dizisindeki Sam karakterine çok özenirdim. Sam bir otelin halkla ilişkiler müdürüydü. Bu yüzden İsviçre’ye gidip otelcilik okudum. Babam denk düştüğü için otelcilik işine girdi ama hep “Kızım otelcilik okuyunca otel aldım” diye 

şaka yapar.

Sonra otel hazır olduğu için gelip burada çalışmaya mı başladınız?

Hayır öyle yapmadım. Stajlarımı İsviçre’de yaptım. Garson, resepsiyonist, rezervasyon elemanı… İsviçre’de çalıştığım kafeyi sabah erkenden açardım. Kahvaltı, öğle yemeği, çay saati, akşam yemeği, hafta sonu mütemadiyen çalışırdım. 16-17 saat çalışır yorgunluktan  ölürdüm resmen. Bacaklarımın ağrısından uyku tutmazdı. Kendi otelimizde hiçbir şey yapmadan da staj belgemi alabilirdim ama ben zoru başarmak istedim. 

Aileniz sizin bu Külkedisi durumunuza bir şey demedi mi?

Annem bir keresinde ziyarete geldiğinde hüngür hüngür ağladı. “Kendine bu eziyeti neden yapıyorsun. Geri dön” dedi. Hayata patron olarak başlamak istemedim, süründüm. Gerçekten işi en alttan öğrenerek iş hayatına atılmayı daha doğru buldum. Hayata yerleri paspaslayarak, balık ayıklayarak, ekmekleri 30 gram ağırlığında keserek başlamak… Bu kıymetli bir tecrübe. Ayrıca çalıştığım o restoranın mönüsüne ıspanaklı börek, peynirli börek ve  patlıcan salatasını sokmanın gururunu yaşıyorum.

Kaç oteliniz var şu anda?

İstanbul’daki Richmond Hotel’in yanı sıra Sapanca’da SPA, Efes’te resort ve Pamukkale’de iki tane termal olmak üzere beş otelimiz var.

İlk işim garsonluktu

İlk paramı 8 yaşımda okuduğum kitapları Kınalıada iskelesi önünde satarak kazandım.

Bugüne kadar garson, mutfak görevlisi, resepsiyonist, satış temsilcisi, satış ve pazarlama yetkilisi, satış ve pazarlama müdür yardımcısı, satış ve pazarlama müdürü ve otel müdürü olarak görev yaptım.

Toplantılarım haftada üç sabit olmakla beraber değişken. İki saati geçmemeli. 

Arada espriler olunca daha keyifli geçiyor. 

Etkilememek için önce dinler, fikrimi sonra söylerim.

Ekip olarak şehir dışında konaklamalı beyin fırtınası toplantıları yapıyoruz.

05.30’da uyanıyorum. Yedi saat uyuyorum. Zinde, mutlu ve şükrederek uyanırım.

Evden çıkmadan bir saat kardiyo, oğlumun okul hazırlığı, meditasyon ve kahvaltı yaparım.

Gazeteleri sabah okurum, üç yıldır televizyon seyretmiyorum.

Asker disipliniyle spor yaparım, hayatımın çok önemli bir parçası.

Haftanın altı günü kardiyo (yüzme, yürüyüş), dört günü ağırlık antrenmanım var. 

Hava çok soğuk değilse kardiyolarımı açık havada yapıyorum. Kickboks’a sakatlandığım için ara verdim.

Demet Cengiz Bilgin/Hürriyet