Bina dayanıklılık testinde talep patlaması! Bina başına fiyat 20 bin TL'den başlıyor!
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bina dayanıklılık testine talepte yüzde 100'ü aşan yükseliş yaşanırken, ayrıntılı rapor bir ayda çıkıyor ve bina başına maliyet 20 bin TL'den başlıyor. İşte ayrıntılar...
Sözcü'de yer alan habere göre; Bakanlığın internet sitesinde, risk tespit raporu için başvuru yapılabilecek belediyeler, meslek odaları, kamu kurumları, üniversiteler ile özel kuruluşlar ve firmalar bulunuyor.
Özellikle belediyeler tarafından ve sadece betondan numune alınarak yapılan tarama işlemi ardından isk tespit raporu kısa sürede alınabiliyor. Fakat binanın farklı yerlerinden karotların alındığı, farklı işlemlerin uygulandığı ve numunelerin laboratuvarlarda incelendiği detaylı tarama için daha uzun bir süreye ihtiyaç bulunuyor.
Riskli yapı tespitlerinin maliyeti kat malikleri tarafından ödenirken, söz konusu testi yaptırmak için bina sakinlerinden bir kişinin başvuru yapması yeterli oluyor. Karot raporu olarak da bilinen bina dayanıklılık testi sonrası binaların depreme karşı riskli olup olmadığı tespit ediliyor.
Deprem Güçlendirme Derneği (DEGÜDER) Başkanı Sinan Türkkan, konu ile ilgili yaptığı son dakika açıklamasında, detaylı bir raporun ortaya konduğu ve başvuran kişiye bir yol haritası niteliğinde raporun hazırlandığı bina dayanıklılık testinin nasıl yapıldığına ilişkin bilgileri paylaştı.
Türkkan, Kahramanmaraş merkezli meydan gelen depremlerin ardından İstanbul’da da riskin yükselmesi sebebiyle vatandaşların panik halinde olduğuna dikkat çekerek, herkesin binasının durumunu merak ettiğinin altını çizdi.
Türkiye’de şu anda deprem yönetmeliğinin çok açık olduğuna ve her şeyin net tanımlandığına vurgu yapan Türkkan, vatandaşın oturduğu konutla ilgili tereddüt yaşaması durumunda ilk iş olarak belediyeye giderek binanın mevcut projesinin alınması gerektiğini dile getirdi.
"Mevcut proje alındıktan sonra bununla ilgili binada çalışma yapıp mevcut proje ile binanın uyumlu olup olmadığının tespitini yapıyoruz" diyen Türkkan, bunun çok önemli olduğunu belirtrerek, resmi projeler ile binalar arasında uyumsuzluk olabildiğini aktardı.
Sinan Türkkan, projenin incelenmesinden sonra teknik ekiplerin binadaki kolonların ve kirişlerin mevcut projeye uyup uymadığına ilişkin bir rölöve çalışması yaptıklarını ifade ederek, "Bu çalışma gerçekleştirildikten sonra binada karot çalışmaları yapıyoruz. Karot çalışması sırasında betondan numune alma işlemi yapılırken mutlaka daha öncesinde donatı tespitlerinin yapılması gerekir. Düşey ve yatay donatıları tespit edip demir olmayan beton bölgeden karot alınması gerekir" açıklamasında bulundu.
Genelde burada profesyonel ve uzman olmayan bazı ekiplerin kolonlardaki demirleri keserek karot aldığına dikkat çeken Türkkan, "Bu gerçekten ciddi problemlere neden oluyor. Kolonlardaki donatılar tespit edildikten sonra boşluk kalan kısımda beton numuneler alarak bunları laboratuvarda kırdırıyoruz" dedi.
Binada kullanılmış betonun taşıma kapasitesinin tespit edildiğine ve ardından binadaki kolonlardaki demir miktarlarının belirlendiğine vurgu yapan Türkkan açıklamasında "Bunlar bittikten sonra kırımlar yapıp donatıları da gözümüzle görüyoruz. Yani oradaki donatı gerçekten projeye uygun mu, değil mi, düz donatı mı gibi hususları betondaki pas paylarını kaldırarak tespit ediyoruz. Daha sonra zemin etüdü yaptırıp bina ile ilgili statik analizleri gerçekleştiriyoruz" ifadelerine yer verdi.
Sinan Türkkan, deprem sonrası özellikle sosyal medyada bir bilgi kirliliği olduğuna dikkat çekerek, alına karotların binaya zarar verdiği ve bunun yaptırılmaması gerektiği şeklinde söylemin yayıldığının altını çizdi ve bunun doğru olmadığını beliretek "Alınan karotların binaya herhangi bir zararı olmaması için karot alındıktan sonra yüksek mukavemetli harçlarla bunların dolgularını yapıyoruz. Bundan dolayı binanızda herhangi bir hasar meydana gelmesi söz konusu değil" şeklinde konuştu.
Yeni yapılan veya güçlendirilen bir depremde binanın hiç hasar almayacağı ile ilgili de bir düşünce olduğunu aktaran Türkkan, bunun da doğru olmadığını dile getirerek "Olası büyük depremlerde binalar hasar alabilir. Yapısal olmayan elemanlar yani duvarlar ve kolon ile kirişin olmadığı bölgeler hasar alabilir. Bu, binanızın riskli olduğunu göstermez. Önemli olan taşıyıcı sistemde hasarın meydana gelmemesidir. Güçlendirme veya dönüşümle bunu sağlıyoruz" açıklamasında bulundu.
DEGÜDER Başkanı Türkkan, bina dayanıklılık testinin çıkmasının ardından mesken sahibinin önüne iki seçenek geldiğine dikkat çekti ve "Binanızı yıkıp yeniden yapabilir ya da güçlendirebilirsiniz. Bu tamamen vatandaşların kendisine bırakılıyor. Raporda güçlendirme kararı varsa güçlendirme yapılabiliyor. Raporda binanın nasıl hasar alacağı, nerelerin zayıf, nerelerin sağlam olduğu, binanın nelerden dolayı problem yaşayacağı çok net olarak gösteriliyor" şeklinde konuştu.
Türkkan, binanın kaç şiddetinde depreme dayanacağına ilişkin bir bilgi vermenin mümkün olmadığını dile getirerek, "Binanın kaç şiddetinde depreme dayanacağı beklenti yerine, yapılan açıklamalarda deprem hesapları binanın bulunduğu yere göre beklenen en yüksek deprem kuvveti dikkate alınarak analiz yapılmakta" dedi ve hiçbir bina için bunun söylenemeyeceğini yineledi.
11 ili etkileyen depremlerden sonra DASK'a 158 bin 183 hasar ihbarı yapıldı!
Uzman isim uyardı! Depremin ardından şimdi de enkazda büyük tehlike!
