Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan saray açıklaması!
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın Tayyip Erdoğan'ın değil, Türk milletinin olduğunu belirterek, " Sadece Türk milletinin kendi imkanlarıyla inşa edilmiş olan bir saraydır " dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın Tayyip Erdoğan'ın değil, Türk milletinin olduğunu belirterek, "Sadece Türk milletinin kendi imkanlarıyla inşa edilmiş olan bir saraydır" dedi.
Erdoğan, "İşte şu anda çatısı altında bulunduğumuz Beştepe Cumhurbaşkanlığı Sarayı. Biliyorsunuz neler söylediler, neler söylüyorlar, neler söylemeye devam edecekler. Varsın söylesinler. Hiç umurumuzda değil" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz büyük bir devlet olmanın gayreti içerisindeyiz ve bu gayretimizi de sürdüreceğiz. İstanbul'da bir Dolmabahçe Sarayımız var, hala onunla övünürüz. Bir Topkapı Sarayımız var, hala onunla övünürüz. Bizden sonra gelen nesillere 'Acaba bizden öncekiler bize ne bıraktı?' diye sorduklarında, ortaya koyduğunuz bir eseriniz var mı? Buna bakın, bununla övünün. 'Şu anda acaba Türkiye Cumhuriyeti Devleti nereden yönetiliyor, nereden yönetildi?'. Bu soruyu soranlara bir cevap vermek gerektiğinde işte bu cevabı, bu duruşuyla, bu saray verecektir. Burası Tayyip Erdoğan'ın sarayı değil. Burası Türk milletinin sarayıdır. Bu saray sadece Türk milletinin kendi imkanlarıyla inşa edilmiş olan bir saraydır. Bu sarayın içerisinde sadece Cumhurbaşkanlığının görevlileri çalışacaktır, iki, millet burada ağırlanacaktır. Biz bugün bakın bu salonda sizlerle bir araya gelebiliyoruz. Ama bundan önce bizim bir araya gelebileceğimiz bu tür imkanlarımız yoktu. Devlet başkanları geldiği zaman şu anda onurla, gururla onları burada ağırlamaya başladık. Tabii onlar da çok daha burada değerlendirmeler yapıyorlar."
Erdoğan, "İslam Ansiklopedisi'nin içerisinde öyle zannediyorum ki 'hervele' kelimesi de yerini almıştır. Ben inanıyorum ki artık bu millet 'hervele' yapıyor. Bu çok önemli. Bunu yakalamak durumundayız. Bunu yakaladığımız anda inanıyorum ki özgüveni bu milletin daha da artacaktır, daha da farklı bakacaktır dünyaya. Dünya da Türkiye'ye farklı bakacaktır" dedi.
Erdoğan, ödüle layık bulunan Niyazi Sayın'ın neyzenlerin kutbu olduğunu belirtti. Erdoğan, "Niyazi Sayın, nefesinden bir medeniyet çıkan, nefesinden aşkın ve sevginin medeniyeti inşa olunan bir büyük ahlak, bir büyük erdem abidesi" dedi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bütün bir ömrünü sabır ve sebatla başta ney olmak üzere ebru, tezhip gibi klasik sanatlarımıza vakfetmiş üstadımıza bir kez de bugün milletçe şükranlarımızı ifade etmek istiyorum. Rabbimden kendisini uzun ve sıhhatli bir ömür niyaz ediyorum. İcra ettiği ve yaşattığı sanatından ziyade bize bizi anlattığı için, özellikle de bize bizi anlatmaya devam edecek sanatçılar yetiştirdiği için 'Rabbim ondan razı olsun' diyorum.
Sayın Alev Alatlı hiç mübalağasız söylüyorum, bu ülkenin, özellikle de bu ülke münevverlerinin vicdanı oldu. Eserleriyle oldu. Bize büyük medeniyet anlayışını anlattı. Bize zihin tutulmalarını, kalp yaralarını anlattı. Sayın Alev Alatlı bize Batı'yı en doğru şekilde anlattı, gizli kapaklı bırakmadı. Doğu'yu hatırlattı. O, 'Yaşasın ölüm' dese de bize ona hayırlı, uzunu, daha nice eseriyle bizi kucaklaştıracağı bir ömür diliyoruz. Az önce burada ifade ettiler, orada kimse var mı diye sormuştu. Evet, burada olduğumuzu ve inşallah hep yanınızda olacağımızı hatırlatmak istiyorum."
Susuz Yaz'ı unutamıyoruz
Hülya Koçyiğit'i ifadede kelimelerin yetersiz kalacağını aktaran Erdoğan, "Kelimeler kifayetsiz çünkü Susuz Yaz'ı unutamıyoruz. O kelimelerin kifayetsiz olması sebebiyledir ki o bize sanatın diliyle konuştu ve sinemamızın 100. yılına ulaştığı böyle bir dönemde Türkiye sinemasının hiç unutulmayan ve inanıyorum ki asla da unutulmayacak bir siması oldu" diye konuştu.
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Kimi zaman İstanbul'un küçük hanımefendisi, böyle tanımlandı. Kimi zaman Anadolu'nun çilekeş kadını oldu. Sadece bizlerin hafızalarında değil, sinemanın ve sanat tarihimizin altın sayfalarında silinmeyecek yer edindi. Bir sanatçı olarak çözüm sürecine ayrıca hiç çekinmeden, korkmadan önemli katkılarda bulundu. Akil insanlar arasında o heyette yer alarak kanın ve gözyaşının dinmesi için de yanımızda yer aldı, son derece hayırlı bir süreçte bizimle birlikte aynı yolda yürüdü. Sinemamızın 100. yıl dönümünde beyazperdenin, ekranların bu büyük simasına da en kalbi şükranlarımızı sunuyorum."
Engin Deniz Akarlı'nın ilmin ve tarihin hakikat üzerine nasıl inşa edilebileceğini gösterdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle dedi:
"1. Dünya Savaşı'nın yüzüncü yıl dönümünü idrak ettiğimiz bu günlerde, büyük tarihçilere ilim, hikmet ve hakikat sahibi tarihçilere ne kadar ihtiyacımız olduğunu milletçe derinden hissediyoruz. Bizim kendi tarihimizi dahi başkaları yazarken bize gerçek değil, kurgu dayatılırken, Akarlı hocamız, gerçekleri hem bize anlatmakla kalmadı hem de dünyaya anlattı. O da ömrünü ilme, tarihe ve hakikate vakfetti."
Hizmetlerinden ve eserlerinden dolayı Akarlı'ya şükranlarını sunan Erdoğan, "Ben inanıyorum ki Engin hocam yalnız değilsin. Eserlerinle varsın, öğrencilerinle varsın ve var olacaksın" diye konuştu.
Bu ansiklopedi gerçekten milletimizin bir iftihar vesilesi
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri'ne kurumlar arasından İslam Ansiklopedisi'ni yayınlayan İslam Araştırmaları Merkezi'nin uygun görüldüğünü belirten Erdoğan, şunları söyledi:
"Uzun yılların çalışmasıyla 17 bin maddelik devasa bu ansiklopedi gerçekten milletimizin bir iftihar vesilesi. İslam Ansiklopedisi sadece Türkiye'nin İslam coğrafyasının da en kapsamlı eseri oldu. İslam Ansiklopedisi'ni bir tarih birikiminden ziyade istikbale yönelik bir medeniyet tasavvuru olarak gördüğümü burada tekrar vurgulamak isterim. Bu eser geçmişi ve geçmişin birikimini bize sunmakla kalmıyor, bize geleceğin yolunu aydınlatıyor."
Eserin yayımlanmasında emeği geçenlere, katkı verenlere şükranlarını sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı'nı da tebrik etti. Eserin dijital ortamda da yayımlanmasını önemli bulduğunu ifade eden Erdoğan, "Alfabe değişikliği yapmış bir ülkenin akabinde bunun tedbirlerini de alması ve mevcut birikimini Latin Alfabesi'ne aktarıp basma konusunda özel bir gayret göstermesi gerekirdi. Matbu kitaplarda yapamadığımız bu gerekliliği şimdi sanal ortamda adeta bir seferberlik bilinci içinde yapmamız gerektiğini düşünüyor ve ilgili bütün kurumları bu alanda olağanüstü gayret göstermeye davet ediyorum" dedi.
İslam Ansiklopedisi'nin birçok dilde yayımlanacağını, bunu dünyanın özenle takip edeceği ve bir başucu eser olacağına yönelik de inancını dile getiren Erdoğan, ödül almaya hak kazananları bir kez daha tebrik ederek sözlerini tamamlandı.
AA