Deprem güvencesi için günde 50 kuruş ayıramaz mısınız?
DASK verilerine göre, Türkiye’de zorunlu deprem sigortalı konutların sayısı 8 milyonu aştı. DASK Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kayacı, 1-7 Mart Deprem Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada "Günde sadece 50 kuruş ayırarak konutları depreme karşı sigortalamak mümkün" dedi…
Deprem Türkiye’nin de içinde bulunduğu coğrafyanın değişmeyen bir gerçeği. Onu asıl yıkıcı kılansa insanların depremin etkilerinin daha kolay yönetilmesini sağlayacak fiziksel ve finansal tedbirleri almaması. Günümüz teknolojisiyle bir depremi yaşanmadan günler önce fark edebilme imkânı yok. Ancak başta Japonya olmak üzere birçok ülke, depremin yıkıcı etkilerine karşı korunmanın ve tedbirli olmanın depremi önceden bilmek kadar faydalı olabildiğinin en somut örnekleri arasında...
Depreme karşı sigortalı konut oranı yüzde 47'ye yükseldi
Akıllı Yaşam’da yer alan habere göre; DASK (Doğal Afet Sigortaları Kurumu), 1-7 Mart Deprem Haftası dolayısıyla bir açıklama yayınladı. DASK Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kayacı Kayacı, açıklamada özetle şu değerlendirmelerde bulundu: “Depreme karşı alınabilecek en etkili fiziksel tedbirlerin başında mevcut tüm binaların dayanıklılığını artırmak, yeni binaları da depreme dayanıklı şekilde inşa etmek gelir. Finansal önlemlerin en önemlilerinden biri ise zorunlu deprem sigortası yaptırmaktır. Zorunlu deprem sigortası, her yıl artan sigortalılık oranıyla Türkiye’nin depreme karşı hazırlıklarında kilit öneme sahip. 1999’da sadece 500 bin civarında, 2016’da ise 7.6 milyon olan deprem teminatlı konut sayısı, 2017 sonu itibarıyla 8.4 milyona ulaştı.Türkiye genelinde sigortalılık oranı ise yüzde 47’ye yükseldi. Bu oran 2016’da yüzde 43’tü. 2018 yılı sonunda ise poliçe sayısının 9 milyona ulaşması bekleniyor. Bugün Türkiye’de dakikada 15 kişi zorunlu deprem sigortası yaptırıyor. Günde sadece 50 kuruş ayırarak konutları depreme karşı sigortalamak mümkün.”
Afet Yönetimi Sistemi, mobil hasar tespit uygulaması, Afet Çağrı Merkezi...
DASK’m afet yönetimi konusunda dünyaya referans olabilecek yatırım ve işbirliklerine devam ettiğini hatırlatan Murat Kayacı, söz konusu çalışmalarla ilgili de şu bilgileri paylaştı: “Bu çalışmalardan biri DASK çatısı altında hayata geçirilen Afet Yönetimi Sistemi (AYS) projesi. Proje kapsamında, hasar tespitinin mobil cihazlarla yapılması konusundaki çalışmalar hız kazandı. Mobil uygulamanın tam anlamıyla hayata geçmesiyle birlikte hasar tespitleri artık çok daha hızlı ve hatasız bir şekilde yapılabilecek. Hatta önümüzdeki dönemde hasar tespitinin sadece mobil hasar tespit uygulamasıyla yapılması planlanıyor. İkinci olarak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile yapılan bir protokolle, zorunlu deprem sigortasının sağladığı mesken güvencesiyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığının bilgi, birikim ve teknik kapasiteleri AFAD AYDES altyapısı üzerinde birleştirilmesi planlanıyor. Böylece ülke genelinde oluşturulan hasar tespit kaynağıyla deprem sonrasındaki mağduriyetler hızlı bir şekilde giderilebilecek ve ülke genelinde kaynak tasarrufu sağlanacak. Üçüncü yatırım alanı ise afet yönetimi sürecinin bir diğer önemli parçası olan Afet Çağrı Merkezi projesi. Son aşamasına gelmiş olan bu proje, gerekli altyapı hazırlıkları tamamlandıktan sonra, ihtiyaç duyulduğu zaman devreye alınabilecek.”
DASK, 17 YILDA 183 MİLYON TL HASAR ÖDEDİ
DASK'ın kurulduğu 2000 yılından bu yana yaptığı toplam hasar ödemesi 183 milyon TL'ye ulaştı. Kurum, poliçe sayısının artırılmasına yönelik çalışmalarının yanı sıra afet dönemindeki hasar sürecini sorunsuz bir şekilde yürütebilmek için operasyonel kapasitesini artırmaya da en az büyüme kadar önem veriyor. En gelişmiş teknolojileri kullanarak tüm depremlerde kullanılabilecek bir altyapı kurmayı ve vatandaşların yaşamına kaldığı yerden devam etmesini sağlamak amacıyla bina zararının en hızlı şekilde tazmin etmeyi hedefliyor. Bu kapsamda ilgili devlet kurumlan ve çağrı merkezleriyle birlikte geliştirdikleri protokollerle hem deprem bilincini artırmayı hem de kurumlar arası işbirliklerinin kapsamını genişletmeyi amaçlıyor.
"Dünyaya örnek olan bir sistem"
Murat Kayacı, açıklamada DASK’ın hedeflerini ise şöyle özetledi: “DASK hayata geçirdiği projelerle Türkiye’yi deprem öncesi ve sonrasına dair bilinçlendirirken, sağladığı bilgi birikimi ve maddi teminatla depreme hazır, depremden sonra hızla toparlanan bir ülke yaratma hedefiyle çalışıyor. DASK poliçe adedi, sigortalılık oranı, havuzun büyüklüğü ve teknolojik altyapı gibi özellikleriyle doğal afet havuzları açısından diğer ülkeler nezdinde bir model olarak kabul ediliyor. Son yıllarda başta Pakistan, İran, Güney Kore, Kazakistan Azerbaycan, Özbekistan, Moğolistan ve Romanya olmak üzere birçok ülke DASK’ın Türkiye’deki çalışmalarını model alıyor. DASK yetkilileri İngiltere, Japonya, Yunanistan, İtalya, Filipinler, Çin, Meksika, Makedonya, Ürdün, Fas, Arnavutluk, Endonezya, Romanya, Kuveyt, Azerbaycan gibi ülkelerden gelen kuramlara DASK’ı ve zorunlu deprem sigortasını anlatıyor. DASK, olası bir İstanbul depreminde hasarların tazmininde yeterli kaynak sunmanın yanı sıra afetin tüm operasyonel sürecini etkin ve teknoloji rehberliğinde yönetmek amacıyla da hızla çalışıyor ve diğer ilgili devlet kuramlarıyla işbirlikleri geliştiriyor.”
EN YÜKSEK SİGORTALILIK ORANI DÜZCE, BOLU VE YALOVA'DA
DASK verileri bölgesel olarak incelendiğinde Marmara, yüzde 57 sigortalılık oranıyla ilk sırada yer alıyor. Marmara'yı yüzde 46 ile Ege ve iç Anadolu, yüzde 40 ile Akdeniz, yüzde 39 ile Karadeniz, yüzde 38 ile Doğu Anadolu ve yüzde 33 ile Güneydoğu Anadolu bölgeleri takip ediyor. Deprem gerçeğiyle yüzleşen illerdeki sigortalılık oranının daha yüksek seyrettiği de bir diğer önemli saptama. Zorunlu deprem sigortası yaptırma oranı en yüksek olan illerde ilk üç sırayı alan Düzce, Bolu ve Yalova da bunu açıkça gözler önüne seriyor.