Emlak danışmanları kararsız müşteri üzerinde etkili oluyor!
Markalı emlak danışmanlığı hizmeti veren Arthur and Miller'ın Franchise ve Kurumsal İletişim Koordinatörü Gül Toksoy, profesyonel bir emlak danışmanının satın alma kararını ciddi anlamda etkilediğini ifade etti
Markalı emlak danışmanlığı hizmeti veren Arthur and Miller'ın Franchise ve Kurumsal İletişim Koordinatörü Gül Toksoy, profesyonel bir emlak danışmanının satın alma kararını ciddi anlamda etkilediğini ifade ederek, "Tüketiciler için çok önemli bir karar olan ev almak konusunda doğru bilgilerin kendilerine aktarılması çok önemli. Türkiye'de markalı emlak danışmanlığı sektörü giderek büyüyor. Sadece bizler kalifiye eleman bulmak konusunda sıkıntı yaşıyoruz. Profesyonel bir emlak danışmanı en çok da kararsız tüketicilerin doğru yönlendirilmesi anlamında çok etkili olabiliyor" diye konuştu.
Toksoy, şöyle devam etti: "Türkiye'de emlak danışmanlığı, markalı danışmanlık firmalarının sektöre girişinin öncesi ve sonrasında farklılık göstermiştir. Uluslararası markalı danışmanlık firmalarının sektöre girişi ile sektörün imajı ve vizyonu değişmeye başladı. Uluslararası bu zincirlere ilaveten markalaşmış Türk danışmanlık firmaları da sektöre katıldı zamanla. Markalı danışmanlık firmalarının getirdiği kaliteli güvenli hizmete müşteriler zamanla alıştı. Artık bilinçli müşterilerin tercihi ve talebi etik kurallara uygun çalışan, kaliteli hizmetin standardının sağlandığı, güvenilir markalı danışmanlık firmaları ile çalışmak."
Okullarda olmalı
Toksoy, emlak danışmanlığı eğitimlerinin giderek arttığını belirterek, "Kurumlarda kendi içlerinde eğitimler veriyor. Uluslararası markalar bu konuda el birliği ederek, kalifiye elamanların yetişmesi için çaba gösterebilirler. Avrupa'da emlak eğitimi veren okullar var. Türkiye'de de bununla ilgili olarak son yıllarda ciddi anlamda kamu, sivil toplum kuruluşları ve özel sektörün çabası var. Türkiye'de de 2000 yılında İTO'nun önerisi ve YÖK'ün oluru ile "Emlak ve Emlak Yönetimi" programı üniversitelerin ilgili fakültelerinde yer almaya başladı. Bunun sayısını artırmak için çalışılmalı" dedi.
İyi emlak danışmanı
İyi bir emlak danışmanın öncelikli olarak kişilik özelliklerinin bu mesleğe uygun olması gerektiğini belirten Toksoy, şöyle devam etti: "İletişim becerileri gelişmiş, duygusal ve sosyal zekası yüksek, hareketli yaşam tarzım benimsemiş kişilerin başarı oram daha yüksek. Tabii ayrıca bu mesleğin eğitimini almış olması da gerekiyor. İlaveten moral değerleri yüksek kişilerin her meslekte olduğu gibi bu meslekte de daha kalıcı başarılar elde ettiğini eklemek istiyorum. Bahsettiğimiz okullardan mezun genç arkadaşların sektördeki "kaliteli emlak danışmanı" açığını zamanla kapayacağını düşünüyorum. Biz de Arthur&Miller olarak emlak ve emlak yönetimi programlarında okuyan gençlere okudukları dönem içerisinde staj, mezuniyet sonrasında iş imkanı sağlayarak destek oluyoruz."
İsimsiz şirketler sektöre zarar veriyor
Arthur Miller Franchise ve Kurumsal İletişim Koordinatörü Gül Toksoy, "Markalı emlak danışmanlık firmalarının sayısı artıyor fakat aynı marka adı altında açılan her ofisin aynı hizmet ve kalite standardında bulunduğunu söyleyemeyiz maalesef. Franchise sistemi ile isim hakkı veren çoğu markalı danışmanlık firması, ticari kaygılardan dolayı, isim hakkı verecekleri ofislerin ve danışmanlarının şirket kalite standartlarına uygunluğunu 2'nci plana atıyor veya göz ardı ediyorlar. Bu durumda da hizmet kalitesi düşüyor ve aynı marka adı altında farklı standartlara sahip ofisler meydana çıkıyor. Ayrıca özellikle ofis sayısının fazla olduğu markalı danışmanlık firmalarında ortaya bir problem daha çıkıyor. 0 da merkezin, ofisler ile olan ilişkisi ve desteği konusunda yaşanıyor. Ağ büyüdükçe koordinasyonda problem yaşanıyor. Fakat bu olumsuzluklara rağmen bile herhangi bir markalı danışmanlık firması ofisinin noname (isimsiz) bir ofise kıyasla daha standart bir hizmet verdiğini söyleyebiliriz" dedi.
Kaliteli eleman sıkıntısı var
Gül Toksoy, kaliteli, yetişmiş tecrübeli danışman bulmak konusunda sıkıntı yaşadıklarını ifade ederek, şunları söyledi: "Bunun birkaç sebebi var. Bu sektör doğası gereği maaşlı çalışılan bir sektör değil. Danışmanların her biri bağımsız bir şirket mantığında çalışır. Rekabet esastır. Her danışman sonlandırdığı işlerden aldığı "hizmet bedellerini" broker'ı -ofis sahibi- ile paylaşır. Dolayısıyla performansı nisbetinde bir kazanca sahip olur. Düzenli gelir garantisi olmayan bir iş kolu olması sebebiyle sektöre yönelim sınırlı olmaktadır. İTO'nun kursu var.
Mert Temizkan/Hürriyet