22 / 12 / 2024

Gökhan Avcıoğlu, Kuum Otel ile Türkiye'deki En İyi Otel Mimarisi 2011 Ödülü aldı!

Gökhan Avcıoğlu, Kuum Otel ile Türkiye'deki En İyi Otel Mimarisi 2011 Ödülü aldı!

Mimar Gökhan Avcıoğlu, Bodrum'daki Kuum Otel projesiyle International Hotel and Property Awards'ta 'Türkiye'deki En İyi Otel Mimarisi 2011 Ödülü'nü kazandı



 

İstanbul'un çok erkeksi bir şehir olduğunu düşünen Avcıoğlu "Kadınların hakim olmadıkları hiçbir yer yaşayamaz," diyor   İstanbul, mimari açıdan son birkaç yılda çok fazla yol aldı. Dünyaca ünlü mimarlar; şehirde site ve gökdelenler tasarladı, oldukça iddialı yapıtların temeli atıldı. Özellikle Maslak bölgesi, gökdelenlerin istilasına uğradı. Tabii bu durum insanları ikiye ayırdı. Bir grup, şehrin genişlemesi yerine binaların yükselmesi gerektiğini, diğer grupsa yüksek binaların şehrin silüetini yok ettiğini öne sürdü. Aralık ayında Bursa'da yaptığı Nilüfer Residence projesiyle, Londra'da International Property Awards tarafından verilen En İyi Yüksek Bina 2011 Ödülü'nü kazanan Gökhan Avcıoğlu; bu hafta da Bodrum'da yaptığı Kuum Otel ile International Property Awards tarafından En İyi Otel Mimarisi 2011 Ödülü'ne layık görüldü. Londra'daki ünlü The Savoy Oteli'nde gerçekleşen ödül törenini Avcıoğlu ile birlikte takip ettik. Türkiye'de çok başarılı işler yapıldığını söyleyen Avcıoğlu; Bodrum'u gelecek vaat eden, İstanbul'u ise baştan aşağı kentsel dönüşüme ihtiyacı olan bir şehir olarak tasvir ediyor. Avcıoğlu ile 'erkek şehri' sözleriyle tanımladığı İstanbul'u konuştuk.    - Bodrum'da yaptığınız Kuum Otel, Londra'daki International Property Awards 2011'de en iyi otel mimarisi ödülünü aldı. Tüm dünyada yıldızı yükselen destinasyonlardan Bodrum'da otel yaparken neleri göz önünde bulundurdunuz    - Bodrum gibi yerlerde, oda sayısından ziyada kalite ön planda olmalı. İklimin verdiği avantajlardan faydalanan, kaliteli servisi olan, rahat, duyarlı örnekler olmalı. Şimdi dünyaca ünlü otel zincirlerinden Aman Resorts açıldı. Maça Kızı, Kempinski gibi oteller; kaliteli turistlerin daha uzun vadeli olarak beldeye gelmesini sağlıyor. Ama ben Bodrum'u sadece turizm yatırımı yapılacak bir yer olarak görmüyorum. Bence 12 ay yaşanacak bir yer. Çok iyi bir iklimi var. En büyük eksiği üniversite. Ama gastronomi, turizm, tarım ve su ürünleri, sanat, mimarlık gibi bölümler olmalı. Yeni trendler için çok güzel bir yer. Bence ileride Bodrum, dünyadaki pek çok şehrin önüne geçecek. Çocukluğumdan beri hep gidip geldiğim bir yer. Yolların olmadığı zamandan beri biliyorum. Osmanlı'nın son dönemlerinde sürgün yeri olmuş. Sonra da tatil beldesine dönüştü. Aslında Bodrum bundan çok daha fazlasını hak ediyor. O yüzden oraya yapılan iyi yatırımlar turizmle sınırlı kalmamalı.    - Beğendiğiniz diğer oteller hangileri    - Demin de bahsettiğim gibi, Aman grubunun otel anlayışını seviyorum. One and Only, Bvlgari diğer beğendiğim oteller. Yerel değerlere önem veriyorlar. Gittikleri yeri inceliyor, yerel halka iş imkanı sağlıyorlar. Üstelik sadece lüks noktalara değil, bir pirinç tarlasının yanına da otel yapılabileceğini gösteriyorlar. Bir şehre büyük bir marka olarak gitmek yerine, gittikleri yerin anlayışını ön plana çıkarmayı tercih ediyorlar.    - Bir mimar gözüyle İstanbul'u değerlendirmenizi istesem... Yapılaşmayı ve şehri düşündüğünüzde gözünüzün önüne ne geliyor Bozuk, yanlış yapılaşmış bir şehir mi, egzotik ve keşfe değer bir yer mi    - İstanbul dünyada giderek parlıyor. Ama eğrisiyle, doğrusuyla. Bu laf önemli. Yaşarken gözümüze batan, canımızı sıkan çok konu var. Ama dışarıdan gelip kısa süre kalanlar için bunlar çok önemli değil. İnsanları ve sıcaklığı da iyi. Ben İstanbul'u marka şehre dönüştürme hevesini anlamıyorum. Bursa'daki timsah şeklindeki stadyum gibi. Bunlar çok saçma. Kasmaya gerek yok. Boğaz taklidi yalılar yapmak, Venedik konseptini taşımak çok saçma. Las Vegas tarzı şeyler bunlar. Bu gazlamaları da dünyada kimse yemiyor artık. İstanbul kendi varlıklarıyla, efendiliğiyle kendini belli ediyor zaten.    - Şehir bu kadar büyük olunca, üretilen projeler de büyük oluyor. Kanal İstanbul projesi gibi örnekleri nasıl değerlendiriyorsunuz    - Kanal projesi İstanbul'u rahatlatma projelerinden bir tanesi. İstanbul'da bu ve bunun gibi, kimilerine ütopik gelen birçok proje üretilebilir. Bu şehir, bunun gibi birçok enteresan projeyi konuşmayı hak ediyor. Ama burada ekolojik dengeyi koruyan unsurları ön planda tutmak gerekiyor. Yoksa her şey yapılabilir. 1 kilometre yüksekliğinde ya da uzunluğunda bina da yaparsınız. Ama burada amaç önemli. Sadece Guinness Rekorlar Kitabı'na girmek için olmaz.   KENTİN ACİLEN DİYETE İHTİYACI VAR   - İstanbul'da beğendiğiniz semtler hangileri    - Eski mahalleleri, semtleri beğeniyorum. Mesela Suriçi, Haliç ve yukarısı. Bugünkü İstanbul'un onda biri değil ama orayı örnek almak lazım. Ben Cumhuriyet döneminde geliştirilen şehirciliği anlamıyor ve sevmiyorum. Mimaride Cumhuriyet'e karşıyım. Aralarında yeşil alan kalmayan, dört beş katlı apartman modelleri çok sıkıcı geliyor. Ben bir de apartmanların altında dükkanlar olması gerektiğini savunuyorum. Londra gibi örneklere bakın. Şehri şehir yapan unsurlar bunlar.    - Ama sizin beğendiğiniz eski semtlerde de evler yan yana ve bitişik.    - Ama onlar boğacak gibi üstünüze gelmiyor. Mahalle kültürünü seviyorum. Şehir kalabalık demek; şamata demek, festival demek, hız demek, eğlence demek. Şehirde köy hayatı olmaz.    - Sizce İstanbul'da kentsel dönüşüme en fazla ihtiyaç duyulan yer neresi   - Bütün İstanbul. Hatta eski şehrin etrafından başlamak lazım. Bence İstanbul'un özel kanunları olmalı. Çünkü bu şehrin tansiyonu var, düşük tansiyonu var, kalbi var. İstanbul'a özel rejim ve diyet uygulamak gerekiyor.    - Neler içermeli bu diyet listesi    - Benim anladığım kadarıyla yerel yönetimler, İstanbul'un nüfusunu düşürmeye çalışıyor. Bu iyi bir şey. Kentsel dönüşüm de bu listedeki önemli bir konu. Binaların yüzde 70'i depreme dayanıklı değil. Hepsi yenilenmeli.   - Viyana'nın opera binası, Paris'in Eyfel Kulesi gibi simgesel yapıtları var. Sizce İstanbul'un simgesi hangi yapıt olabilir   - İstanbul'da ciddi bir şekilde Boğaz Köprüsü minarelerle birlikte hareket ediyor. Paris'te Eyfel Kulesi birçok şeyin önüne geçti. Ama Parisliler her şeyin Eyfel'le anılmasını sevmez. New York'ta Empire State gibi simgesel birçok yapı var. Tek bir simgesi olması, şehri küçültür. Bu yüzden birden çok simgesi olması bir avantaj.    - İstanbul bir su şehri. Sizce suyu yeterince kullanılıyor muyuz    - Su trafiği arttı ama hâlâ yeterli değil. Suda ikamet etmiyoruz. Deniz evleri yok mesela. Suda yaşam çok pahalı. Oysa Hollanda gibi suda yaşamın olduğu yerler örnek alınabilir. Maalesef bu şehirde suda çok fazla vergi var. Suyla ilişkimiz tam oturamamış durumda. Balık ve su ürünlerinde de hoyrat davranıyoruz. Suya yaklaştıkça fiyatlar el yakıyor. Türkiye'de tenis, golf nasıl lüks spor olarak algılanıyorsa, suyun da bir 'lüks' imajı var.   - Mimari olarak beğendiğiniz şehirler hangileri    - New York, Londra, Verona, Venedik, Milano... Şehrin güzel olması için illa büyük olması gerekmiyor. 'Küçük ya da büyük güzeldir' diye bir şey yok. İyi planlanması lazım. Şehir için bir düşünce geliştirilmesi lazım. Her yaştan insana servis verebilmeli. Ve daha kadın şehri olmalı. Kadınların hakim olmadıkları hiçbir şey yaşamaz. Bu gerçekten böyle. Bir yeri kadınlar beğenirse, o yer yaşar.   TÜRKÜN GÖKDELENLE İMTİHANI YENİ BAŞLIYOR   - İstanbul'da gökdelenler yükseliyor. Özellikle Maslak bölgesi bir gökdelen kuşatması altında. Bu durumdan memnun musunuz    - Maslak, projesi kadersiz bir yer. Bahçe duvarlı gökdelenler var orada. Genişleyemediğinizde yükselirsiniz. Ama bunun bir kuralı vardır. Şehrin silüetinden alıyorsanız, o zaman o binanın dibine kadar olan kısmı şehre bırakmanız lazım. İki katlı bina yapar gibi gökdelen yapılmaz. Çok yeni bir konu gökdelen. Türkün gökdelenle imtihanı yeni başlıyor.    - Gökdelen yaparken uyulması gereken kuralları biraz açsak...    - Önce trafiği çözmek lazım. Maslak'ta bu sorun çözülmüş değil. Ulaşamıyorsun, gidemiyorsun. Orada, uzakta gidemediğimiz gökdelenler var. Zaten gökdelenlere otomobil yakışmıyor, onun yerine yayalar olmalı. İnsanlar yürümeli. Yürüyecek yerler yok. İstanbul daha kadın şehri olmalı. Şu anki haliyle çok erkek şehri.    - Ne demek kadın şehri   - Kaldırım yok. Yürüyebiliyor musunuz Nerede yürüyorsunuz Nişantaşı'nda mı sadece Maslak'ta kaldırım bile yok. New York'u New York yapan şeylerden biri, gökdelenlerin dibinde yürüyen yayaların olması. Gökdelenler yayayla kaynaşmalı. Yürüyerek gidilen gökdelen, en iyi gökdelendir.   MÜTEAHHİTLERİ SEVMİYORUM   - Çok fazla bina yapılıyor ve herkes emlak alma derdinde. Sizce gayrimenkul iyi bir yatırım mı    - Gayrimenkul her zaman iyi ve garantili bir yatırım. Ama ben genç insanların dünyayı gezmeden, borç para biriktirip ev almasına karşıyım. Hayatlarını köreltiyorlar. Evleniyor ve babasının ısrarı sonucu borca girip ev alıyor. İstanbul'da yılda 100 bin evlilik gerçekleşiyor. 50 bin de boşanma. '75 bin de dışarıdan gelenler var,' dersek, inanılmaz bir konut ihtiyacı doğuyor. Ama mortgage gibi sistemler gelişmeli. Hem banka, sigorta demektir. İyi inşaat, gelecek demektir. Öbür türlü müteahhitle baş başa kalıyorsun. Ben müteahhitleri sevmem.    - Neden sevmiyorsunuz    - Kötü insanlar. Kısa vadeli davranışlar içindeler. Geleceği düşünmüyorlar. 'O günün şartları öyleydi, biz de böyle yaptık,' diyorlar. Sabah/BURCU ALDİNÇ

Geri Dön