Semih Akşeker açıklamaları Haberi
Apartmanlar başlangıçta sadece bekâr işçiler ve göçmenler için düşünülmüş bir yapı biçimiydi, ancak sonraki yıllarda aileler de buralara taşınmak mecburiyetinde kaldı. 1900'lere gelindiğinde ise kentli işçi ailelerin (Batı Avrupa'da) tek mecbûri ikametgâhı oldu.
İlk apartmanlar üst üste tavuk rafları dizili kümesleri andırıyordu. Avrupa'da çalıştığım 90'lı yıllarda hâlâ ayakta kalabilen bu binalardan birkaçını görmüştüm. Bu apartmanlar bir koridorun iki yanına sıralanmış çoğunlukla tek odalı, izbe, havasız, tuvalet ve mutfakları ortak kullanılan küçük tip dairelerdi.
Avrupa'da şartlar 1950-60'lara kadar değişmedi. 1924'te Dublin'de dairelerin hâlâ yüzde 50'si tek odalı idi, 1930 P
aris'inde ise dairelerin ancak yüzde 10'unda su tesisatı vardı. Birçok daire tuvaletsizdi, insanlar ihtiyaçlarını koca bloğun/sitenin ortasında küçük bir kulübede gideriyorlardı.
Gerçek şu ki; apartman inşaasında “insan” diye bir mesele ortada yok. İnsanın şerefi,...