Hasan Rahvalı: Finans Merkezi stratejik bir yatırımdır!
Ağaoğlu Şirketler Grubu CEO'su Hasan Rahvalı, şirket olarak, her ne kadar İstanbul Finans Merkezi'nin temeline ilk harcı koymaktan mutluluk duysalar da özellikle bürokrasi ve yatırımı zorlaştıran vergilerden dolayı oldukça dertli olduklarını söyledi.
Ağaoğlu Şirketler Grubu CEO'su Hasan Rahvalı, İstanbul Finans'nın Merkezi (İFM), Türkiye ekonomisinin geleceği açısından son derece önemli, stratejik bir yatırım olduğunu belirterek, "Biz de Ağaoğlu Şirketler Grubu olarak bu yatırımda harcı koyan ilk firma olmaktan dolayı çok mutluyuz" dedi. Rahvalı, İFM'nin, dünyanın sayılı metropollerinden İstanbul'u, küresel finans trafiğinin merkezlerinden biri haline getireceğine inanıyor. 3 milyon metrekareyi bulan inşaat alanı ile bu 5 milyar dolarlık mega proje, Rahvalı için Türkiye'nin gelecek yüzyıllarına yapılan en büyük yatırım...
Rahvalı, her ne kadar ilk harcı koymaktan mutluluk duysa da özellikle bürokrasi ve yatırımı zorlaştıran vergilerden dolayı oldukça dertli. Çünkü; İFM için şu ana kadar 400 milyon TL harcanmış ve devletten de tek kuruş dahi alınmamış... Binadan harç alınmasa ne olur! "Ruhsat için bile bir sürü prosedürle uğraşıyoruz. Yapı denetim harcı, artı iskan harcının toplam bedeli 80 milyon TL. Şirket sermayesi gibi bir rakam. Biz kamu hizmeti yapıyoruz. Yazık günah... Burada yapılan binanın üzerinden harç alınmasa ne olur; emlak vergisi alınmasa ne olur. Oysa buraya trilyon dolarlar gelirse Türkiye'nin ekonomik büyümeden elde edeceği vergilerin bu vazgeçilenlere göre yüzlerce kat faz: la olacağını göreceğiz" diyen Ağaoğlu Şirketler Grubu CEO'su Hasan Rahvalı, İstanbul Finans Merkez Dergiçj'ne konuştu
İFM, Türkiye'nin geleceğine yapılan bir yatırım mıdır? Başarı şansı nedir?
İstanbul Finans Merkezi (İFM), Türkiye ekonomisi için son derece önem arzeden stratejik bir yatırımdır. Biz de Ağaoğlu Şirketler Grubu olarak İFM'de görev üstlenmiş bulunmaktan dolayı çok mutluyuz. Türkiye, gayrisafı yurtiçi hasılaya göre dünyada 17. sırada yer alıyor. Oysa 2023'te, cumhuriyetimizin 100. yılında, hedefimiz 10. sıraya yükselmek... Peki, şimdi biz bir ticarethane kursak, elimizde de kapitalimiz olmasa veya sermayeye ulaşacak kanallarımız olmasa; burada başarılı olma imkanımız olabilir mi mümkün değil... Aynı şekilde ülkeler de hedeflerine, yatırım hedeflerine, halkının refah düzeyini belirli bir yere getirebilmesi için yapması gereken yatırımlarının, altyapı yatırımlarının tamamlanması için veya ekonominin ihtiyaç duyduğu yatırımları yapabilmesi için eğer fînansal kaynaklara ulaşamıyorsa hedeflerine ulaşması mümkün olamaz. Yani özetle bizim dünyada ilk 10 ekonominin içine girebilmemiz, fînansal kaynaklara ulaşabilmemize bağlı, aksi takdirde bu ütopik bir hedef olarak kalır. Dünyada şu anda baktığımızda İstanbul veya ülkemiz 45. sırada. Bir finans merkezi olarak 45. sırada olup ekonomide 10. sırada olmanın imkan ve ihtimali yok. İFM. serbest bölge gibi olmalı
İFM'nin başarı şansı nasıl artırılabilir? Vergisel avantajlar yararlı olur mu ?
Vergisel avantajlar olmalı. Bir nevi serbest bölge gibi olmalı İstanbul Finans Merkezi. Sadece Ataşehir ile de sınırlı olmamalı. İstanbul'un bütününü kapsayan yatırımcılara avantajlar sağlanmalı. Şu anda Dubai Finans Merkezi'nde görev yapan bir nitelikli çalışan, eğitimli bir yöneticiyi düşünelim. Aldığı maaş ile vergi kesintisi olmadan net bir maaş alabiliyor. Çalıştığı kuruma, hem maliyet bakımından bir avantaj sağlıyor, hem de çalışana bunun dönüşümü mutlaka oluyor. Değişik bir iklim, değişik bir kültürde-dahi çalışmayı kabul ediyorsa insanlar, İstanbul bu anlamda çok daha büyük Çok astronomik harçlar söz konusu. Sadece bizim bu özel bölümün inşaat ruhsat harcı; mimari harç ve teknik konularla ilgili ayrıca bir ruhsata bağlanıyor. Yapı denetim harcı, artı iskan harcının toplam bedeli 80 milyon TL. Bu şirket sermayesi gibi bir rakam. Burada kamu hizmeti yapıyoruz. Yazık günah... Şu ana kadar 400 milyon TL harcadık, devletten tek kuruş para almadık. 400 milyon TL yatırım yaptık buraya, bu ülkenin geleceğine çok önemli bir harç koyduğumuza inanarak başladık işe. 400 milyon TL'ye bugün bir arsa satın alsak bırakın inşaat yapmayı kat karşılığı versek biz oradan bir 400 milyon TL de para kazanırız. Biz Türkiye'nin birkaç yüzyılını etkileyecek ekonomik bir aktiviteye ilk harcı koyuyoruz. Heyecanımız var. Bu heyecanı, bu iradeyi ortaya koyan kamudur. Bunu da takdirle karşılıyoruz ama biraz daha eğilinmesi lazım üzerine. Kim eğilmeli? Maliye Bakanlığı. Kim eğilmeli? Yerel belediyeler eğilmeli. Büyükşehir belediyesi artı ilçe belediyesi eğilmeli. İFM'ye bugün için bakılmamak İFM bugünün yatırımı değil...
Çünkü her şeyden evvel bu bir hizmet sektörünün içerisinde değerlendirilmesi gereken bir sektör, finans sektörü. Ve çok nitelikli insan kaynağıyla ifa edilen faaliyetler var. Bu insan kaynağının aile yapısına uygun olarak onların çocuklarının eğitim olanakları, yaşadıkları ortamlar, konakladıkları yerler ve bunun uluslararası standartta hizmet alabilmesi bakımından İstanbul'un daha büyük avantajı öldüğünü düşünüyorum. Ayrıca, bizirçı bulunduğumuz coğrafya iklim bakımından da bir Moskova'dan da bir Dubai'den de daha uygun. Ticaretin yeni adresi finans merkezleridir.
Bugün kurulan finans merkezi, 100 yıl sonra da Türkiye ekonomisine hizmet eder mi?
Bazı araştırmacılara göre dünyanın ilk finans merkezi olarak Kapalıçarşı gösteriliyor. Kapalıçarşı bundan yüzlerce yü önce yapümış. Bugün var, 200 yıl sonra da olacak. Kapalıçarşı'daki sirkülasyon ağırlıklı olarak emtia üzerine kurulu. Kurulduğu tarihte de dünyada bu kadar büyük finans merkezi, büyük fînansal hareket söz konusu değildi. Ama günümüzde ekonomiye baktığımızda en hızlı el değiştiren emtia para. Işık hızıyla milyarlarca dolar el değiştiriyor. Şimdiki ticaretin yeni Kapalıçarşısı, finans merkezleridir. Geleceğin kapalıçarşısı finans merkezidir. Onun için buraya yapılacak gayrimenkul yatırımının da böyle değerlendirilmesini öneriyorum. Bugün kurduğumuz finans merkezi, yüzyıl sonra da Türkiye ekonomisine hizmet edecektir. Sadece bugünü ilgilendiren değil, eskimeyen bir yatırımdır. Öte yandan İstanbul, Uzakdoğu ile Avrupa borsalarının, piyasalarının arasındaki saat farkı ile tam ortasında olması nedeniyle hiçbiri kapanmadan fasılasız işlem yapılacak bir boylamda yer alıyor.
İstanbul Finans Mefkezi'ni Ataşehir ile mi sınırlıyoruz? Borsa İstanbul, İFM'de olmalı mı?
İFM'yi sadece Ataşehir ile sınırlı görmüyorum. Ataşehir sadece semboldür. Yoksa Ataşehir bize yetmez. Biz İstanbul'u uluslararası finans merkezi yapacaksak, buradan Haydarpaşa'ya kadar gidelim. Bütün alanı finans merkezi ilan edelim. Haydarpaşa'da koyteyner indirip bindirerek ekonomide 10. sıraya yükselemeyiz. Sadece Ataşehir değil İstanbul'un tümünü finans merkezi olarak görmemiz lazım. Onun için Borsa İstanbul'un sembol olarak Ataşehir'de olmasını arzu ederiz ama illa da bütün birimleriyle burada olması gerekmiyor. Merkez Bankası keza aynı. Hepsinin bir arada olması önem arzediyor. Zamanı kullanmak açısından ihtiyaç duyuluyor. Nitelikli insan kaynağının aynı bölgede hizmet vermesi de son derece önemli.
Türkiye'de yatırım denince maalesef akla fabrika yapmak gejiyor. Çağı yakalamak adma en hızlı el değiştiren emtianın para olduğunu düşünerek finansal sektöre teşvik verilmesi lazım. Veya en azından İstanbul finans merkezi olarak, İstanbul'un genelinde uluslararası para trafiğinin önünü açacak vergisel avantajların gelmesi lazım. Burada yapılan binanın üzerinden harç alınmasa ne olur. Emlak vergisi alınmasa ne olur. Ama buraya trilyon dolarlar gelirse Türkiye'nin buradan elde edeceği ekonomik büyümeden elde edeceği vergilerin bu vazgeçilenlere göre yüzlerce katı fazla olacağını göreceğiz. Bu bakış açısını yakalamamız gerekiyor. Hükümet çok uzak değil ama; siyasi gündem o kadar yoğun ki bunları ancak Sayın Babacan'ın çok iyi anladığını tespit ediyoruz. Maliye, bugün aldığı parayı kar olarak sayıyor.Belediyeler bugün aldığı harcı kar olarak sayıyor. Halbuki projeksiyona bakmak lazım.
Dünya