İmar planı dava örnekleri!
İmar planları, imar uygulaması yapılan yerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve diğer bilgileri gösteriyor. İmar planlarına karşı dava açılabiliyor. İşte imar planı dava örnekleri...
İmar planı dava örnekleri!
İmar planı; Büyükşehir belediyeleri, belediyeler, valilikler veya özel kanunlarla planlama yetkisi verilmiş kurum ve kuruluşlarca hazırlanan, imar uygulaması yapılan yerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve diğer bilgileri ayrıntılarıyla gösteren plana deniyor.
İmar planları, belediye birimleri tarafından yapılıyor. Belediyeler tarafından yapılan veya yaptırılan söz konusu planlar belirlenen ilan yerlerinde 1 ay süresince ilan ediliyor. Bu yerler ise yine belediye tarafından belirleniyor.
Bu 1 aylık ilan edilme süresi boyunca ilan edilmiş imar planlarına vatandaşların itiraz etme hakları bulunuyor. Bu itirazlar ise Belediye Meclisi tarafından incelenerek, on beş gün içinde karara bağlanıyor. İmar planı dava örnekleri aşağıda yer alıyor.
İmar planı dava örnekleri..
ÖZET:Davacının imar durumunu istemesi üzerine gönderilen taşınmazın durumunu gösteren plan paftası bir uygulama işlemi olduğundan bu işlemin dayanağı düzenleyici işlem olan imar planının iptali istemiyle süresinde açılan davanın esasının incelenmesi gerektiği hk.
Dosyanın incelenmesinden, davacının taşınmazına ait imar durumu ve plan değişikliğine ait meclis kararının verilmesi istemiyle yaptığı 18.3.2002 günlü başvurusu üzerine plan değişikliğine ilişkin plan paftasının ve belediye meclis kararını 26.3.2002 günlü üst yazıyla davacıya gönderildiği anlaşıldığından taşınmazının plandaki durumunun bildirilmesine ilişkin imar planın uygulanması niteliğindeki bu işlem üzerine (3.4.2002 tarihinde) açılan davanın süresinde olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle BOZULMASINA.
ÖZET: İmar planı değişikliğine izaleyi şuyu davası üzerine muttali olunduğu anlaşıldığından, bu işlemin bir uygulama olduğu gözetilmeksizin plan değişikliğine karşı açılan davanın mahkemece süre aşımı yönünden reddine karar verilmesinde isabet görülmediği hk.
Dava, taşınmaz maliklerinin meclis kararıyla onanan 1/1000 ölçekli imar planının, parsellerine ilişkin bölümünün iptali istemiyle açılmış idare mahkemesince, Trabzon'un mevcut 1/1000 ölçekli planında meclis kararıyla yapılan değişikliklerin sırasıyla 30.6.1988-30.7.1988 ve 9.1.1989-9.2.1989 tarihleri arasında asılmak suretiyle ilan edildiği, bu süreler sonucunda 1/1000 ölçekli imar planının kesinleştiğinin anlaşıldığı, davacılar vekilinin dilekçesinde 9.1.1989 onaylı 1/1000 ölçekli imar planının iptalini istediği, ancak plana itirazdan yahutta bu konuda düzenleyici işlemi müteakip başvuru sonucunda tesis edilen bir uygulama işleminden söz etmediği, konunun mahkemece ara kararıyla da araştırılması sonucu, idarece verilen cevabın da bu hususu doğruladığı, düzenleyici işlemlere karşı düzenleyici işlemin ilan tarihini izleyen altmış gün içinde dava açılması gerektiği, bu davada ise 9.1.1989 tarihinden itibaren asılmak suretiyle ilan edilen plana karşı 12.9.1990 tarihinde dava açıldığı gerekçesiyle, süre aşımı yönünden reddedilmiş, bu karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun dava açma süresini düzenleyen 7.maddesinin 4.fıkrasında "ilanı gereken düzenleyici işlemler de dava süresi ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması ve bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz" hükmü yer almaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, davacıların iptalini istediği 1/1000 ölçekli plan değişikliğini, sulh hukuk mahkemesinde açılan izaleyi şuyu davasıyla öğrendiği ve bunun üzerine bu davayı açtıkları mahkemece sulh hukuk mahkemesinde açılan davaya esas olan izaleyi şuyunun bir uygulama işlemi olduğu ve buna göre davanın süresinde açıldığı gözetilmeksizin davanın süreaşımı yönünden reddinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle Trabzon İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verildi.
ÖZET: Onaylı imar planının iptali istemiyle son ilan tarihini izleyen günden itibaren 60 günlük süre geçtikten çok sonra ve herhangi bir uygulama işlemi tesis edilmeksizin açılan davanın süre aşımı nedeniyle reddedilmesi gerektiği hk.
Düzenleyici işlem niteliğinde olan imar planına karşı, planın 3194 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca yapılan ilanın son gününü izleyen günden itibaren 60 gün içinde ya da imar planı uyarınca uygulama işlemi tesis edilmesi halinde bu işlemin tebliğ tarihini tarihini izleyen günden itibaren 60 gün içinde dava açılması mümkündür.
Uyuşmazlık konusu olayda ise, 21.05.1990 onaylı imar planının iptali istemiyle açılan bu davanın son ilan tarihini izleyen günden itibaren 60 günlük süre geçtikten çok sonra ve herhangi bir uygulama işlemi tesis edilmeksizin 09.06.1997 gününde açıldığı anlaşıldığından, davanın süre aşımı nedeniyle reddedilmesine ilişkin idare mahkemesi kararında sonucu itibariyle isabetsizlik görülememiştir.
ÖZET:İmar planının askı tarihinden itibaren uzun bir zaman geçtikten sonra imar planının değiştirilmesine yönelik yapılan itirazın reddi üzerine sadece imar planının iptali istemiyle açılan davada süre aşımı bulunduğu hk.
Davacı tarafından davalı idareye yapılan başvurulara davalı idarece verilen 20.3.2000 günlü, 318 sayılı cevap üzerine 5.5.200 tarihinde bakılmakta olan dava açılmış ise de, davacı tarafından da 16.6.1998 günlü, 23 sayılı belediye meclisi kararı ile kaldırılan 7 metrelik yolun tekrar imar palın değişikliği yapılarak yeniden imar planında öngörülmesi amacıyla 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 10. maddesi kapsamında yapılan başvuru üzerine davalı idarece tesis edilen işlem değil , yolun kaldırılmasına ilişkin 16.6.1998 günlü, 23 sayılı belediye meclisi kararının iptali istendiğinden anılan imar planı değişikliğine ilişkin belediye meclisi kararının askıya çıkartıldığı 16.6.1998-15.7.1998 tarihleri arasında imar planı değişikliğine karşı itirazda bulunulmadığından, asık tarihinin son gününden itibaren 60 gün geçirilerek 5.5.2000 tarihinde açılan davada süreaşımı bulunduğu açıktır.
ÖZET: İdarece kamulaştırma kararının dayanağı olarak gösterilen planın, kamulaştırma kararı ile birlikte dava konusu edilebileceği hk.
Muğla-Sarıgerme turizm sınırları içinde bulunan taşınmazın kamulaştırılmasına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanlığı işlemi ile bu işlemin dayanağı olan düzenleyici işlemlerin iptali istemiyle açılan davada idare mahkemesince, 2634 sayılı turizm teşvik kanununun 8.maddesi uyarınca turizm alanlarında kalan taşınmazların kamulaştırılmasına ilişkin işlemlere karşı idari yargıda dava açma olanağı bulunmadığından, davanın bu bölümünün incelenmeksizin reddine, davanın 1/5000 ölçekli nazım imar planına yönelik bölümünün ise, nazım imar planlarının, uygulama planlarının yapımına esas olmak üzere hazırlanan planlar olduğu, davacının menfaatini doğrudan ihlal etmediği nedeniyle ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.
Temyiz incelemesi sonucu Danıştay Altıncı Dairesince ... sayılı kararla, olay tarihinde yetkili bulunan Turizm İşleri Yüksek Koordinasyon Kurulu tarafından kabul edilip, 6.9.1982 günlü 17804 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak kesinleşen Muğla-Sarıgerme turizm alanı sınırları içinde kalan taşınmazın 29.6.1984 gününde Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca onaylanan, yöreyle ilgili 1/5000 ölçekli plan uyarınca kamulaştırıldığı ve arazinin kullanılış biçimi ile ilgili kararları içeren bu planın iptalini istemekte davacının menfaatinin bulunduğu ayrıca dava dilekçesinde kamulaştırma işlemi ve bunun dayanağı olan düzenleyici işlemlerin iptali istendiğinden imar planının yanısıra yörenin turizm alanı olarak belirlenmesine ilişkin işlemlerin de dava konusu edildiği belirtilerek, davanın, yörenin turizm alanı olarak belirlenmesine ilişkin işlem ile imar planına yönelik bölümünün sonuçlandırılmasından sonra kamulaştırmaya yönelik bölümü hakkında karar verilmesi gerektiği belirtilerek ve dava konusu plan yönünden bayındırlık ve iskan bakanlığı da davalı konumuna alınarak yeniden inceleme yapılmak üzere, idare mahkemesi kararı bozulmuştur.
İdare mahkemesi, Danıştay Altıncı Dairesinin bozma kararına uymayarak, dava açıldığı tarihte, taşınmazın turizm alanı içinde kaldığı bilinmesine rağmen davacı tarafın vermiş olduğu dilekçelerde yörenin turizm alanı olarak belirlenmesine ilişkin işlemin dava konusu edildiğine ilişkin herhangi bir ifadeye yer verilmediği, yargı yerinin de davacı yerine geçerek işlemin dayanağı düzenleyici işlemin var olup olmadığı ya da işlemle ilgileri konusunda yoruma ve varsayımlara dayanarak tespit yapmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle, ilk kararında ısrar etmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, Kültür ve Turizm Bakanlığı oluru ile kamulaştırma çalışmalarına başlanıldığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı adına, Köyceğiz Kaymakamlığınca 2.5.1986 tarihinde davacıya noter aracılığı ile tebliğ edilen kamulaştırma kararında, taşınmazın 2992 sayılı Kanun uyarınca kamulaştırılmasının kararlaştırıldığı, durumun anılan Kanunun 13.maddesi uyarınca duyurulduğu ve 14.maddesi uyarınca dava açılabileceğinin hatırlatıldığı, kamulaştırma kararı ekinde gönderilen makam onayında da kamulaştırmanın sebebinin "Sarıgerme- turizm alanı içinde bulunan taşınmazların mülkiyet bütünlüğünü sağlamak" olarak ifade edildiği anlaşılmaktadır.
Davacı, bu tebligat üzerine kamulaştırma işlemi ile bu işleme dayanak oluşturan düzenleyici işlem ve planın iptali istemiyle dava açmıştır.
İdare savunmalarında, kamulaştırılan taşınmazın 6.9.1982 günlü 17804 sayılı Resmi Gazetede ilan edilen Muğla-Sarıgerme turizm alanı içinde kaldığı, turizm alanına ait 1/5000 ölçekli imar planının 29.6.1984 tarihinde Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca onaylanarak yürürlüğe girdiği kamulaştırma işleminin bu plana göre yapıldığı ve ayrıca kamu yararı kararı alınmasına gerek olmadığı belirtilmektedir.
Bu hale göre davada, Kültür ve Turizm Bakanlığının kamulaştırma işlemi ile birlikte bu işlemin dayanağı işlemlerin ne olduğu bilinmekte ve idare mahkemesinin, ısrar kararında belirttiği "davacı taraf yerine geçerek yoruma ve varsayımlara dayalı tespit yapması" durumu bulunmamaktadır.
Dava konusu edilen kamulaştırma kararının dayanağı bizzat davalı idare tarafından da 29.6.1984 günlü plan olarak ifade edildiğinden ve kamulaştırma işleminin bu plana dayandığı anlaşıldığından, kamulaştırma kararı ile birlikte iptali istenilen plan ile davacının menfaat alakasının bulunduğunda kuşku yoktur.
Açıklanan nedenlerle davacının temyiz isteminin kabulü ile idare mahkemesi ısrar kararının, Danıştay Altıncı Dairesinin bozma kararı doğrultusunda bozulmasına karar verildi.(Dan-Der; Sayı:76-77)
ÖZET: Askeri Güvenlik Bölgesinin imar planına işaretlenmesi istemiyle yapılan başvurunun cevap verilmeyerek reddedilmesine ilişkin davalı idare işleminin iptal istemiyle açılan davada, 2577 sayılı Yasanın 10. maddesine göre idarenin yanıtlarının kesin olmaması durumunda ilgilinin bu yanıtları istemin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebileceğinin, bu takdirde dava açma süresinin işlemeyebileceğinin ve bekleme süresinin başvuru tarihinden itibaren altı ayı geçemeyeceğinin kurala bağlandığı hk.
Dava, Askeri Güvenlik Bölgesinin imar planına işaretlenmesi istemiyle yapılan 17,9,1999 günlü başvurunun cevap verilmeyerek reddedilmesine ilişkin davalı idare işleminin iptal istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, 2577 sayılı Yasanın 10. maddesinde idarenin yanıtlarının kesin olmaması durumunda ilgilinin bu yanıtları istemin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebileceğinin, bu takdirde dava açma süresinin işlemeyebileceğinin ve bekleme süresinin başvuru tarihinden itibaren altı ayı geçemeyeceğinin kurala bağlandığı, uyuşmazlık konusu olayda, davacının 17.9.1999 günlü başvurusu üzerine idarece verilen 1.10.1999-18.11.1999-12.4.2000ve 31.5.2000 günlü yanıtların kesin bir nitelik taşımadığı, davacının bu yanıtları istemin reddi sayarak dava açmadığı gibi 17.9.1999 gününden itibaren hesaplanan altı aylık bekleme süresi geçtikten çok sonra 12.7.2000 gününde bu davayı açtığı anlaşıldığından, süreaşımı bulunduğu gerekçesiyle davanın 2577 sayılı yasanın 15/1-b maddesi uyarınca reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Açıklanan nedenlerle ONANMASINA.
ÖZET: İmar planına karşı son ilan tarihini izleyen günden itibaren altmış günlük yasal dava açma süresi içinde dava açılması gerektiği ve özel hukuk alanında tesis edilen kira sözleşmesinin feshi ile taşınmazın tahliyesi için adli yargı yerinde dava açılması yolunda irade beyanında bulunulmasına ilişkin işlemin düzenleyici işlem olan imar planın uygulama işlemi olmadığından bu şekildeki işlemin tebliği üzerine imar planına karşı dava açma süresinin yeniden başlatılamayacağı hk.
Dava, davacının işleticisi bulunduğu İzmir uluslar arası Fuarı içerisindeki işyerini de kapsaya alanda belediye meclisinin … günlü … sayılı kararı ile kabul edilerek 20.5.1992 günü onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, tahliye işlemlerine başlanması için tesis edilen 2.5.2000 günlü, 609 sayılı Büyükşehir belediye encümeni kararının davacıya tebliğ edildiği 19.5.2000 gününde davacının uygulama imar planından haberdar olduğundan, bu tarihten itibaren altmış gün içinde dava açılması gerekirken 23.3.2001 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunduğu gerekçesiyle davanın süre yönünden reddine kara verilmiş; bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya ile Danıştay Altıncı Dairesinin E:2002/5393 sayılı dosyalarının birlikte incelenmesinden, 11.11.1991 günlü, …. sayılı belediye meclisi kararı ile kabul edilerek belediye başkanı tarafından 20.5.1992 günü onaylanan dava konusu 1/100 ölçekli uygulama imar planının 6.7.1992-6.8.1992 tarihleri arasında askıya çıkartılarak ilan edildiği, İzmir Uluslararası Fuarı ve Kültürpark Düzenleme Projesi kapsamında kültürpark ve rekreasyon alanı olarak belirlenen alan sınırları içindeki yapılarda kiracı olanların kira akitlerinin feshine ve tahliyeleri için görevli yargı mercilerinde dava açılması yolunda İzmir Büyükşehir Belediye Encümeni tarafından 2.5.2000 günlü, 609 sayılı kararın alındığı, bu kararın idarenin işlemi olduğu, işlemle özel hukuk alanında kira sözleşmesinin tarafı olarak bu sözleşmesinin feshi ile taşınmazın tahliyesi için adli yargı yerinde dava açılması yolunda irade beyanında bulunulduğu, ancak idari işlem kimliği taşımadığı, idarenin bu işlemi uyarınca açımlan davanın da düzenleyici işlem olan imar planının uygulama işlemi olarak kabulünün mümkün olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, dava konusu uygulama imar planına karşı son ilan tarihini izleyen günden itibaren altmış günlük yasal dava açma süresi içinde dava açılmaması nedeniyle davanın süre yönünden reddine ilişkin mahkeme kararı sonucu itibariyle yerinde bulunmaktadır.
Açıklana nedenlerle …. kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA.
ÖZET: Adliye mahkemesince verilen görevsizlik kararının tebliği tarihinden itibaren 30 gün içerisinde dava açılması gerektiği, görevsizlik kararının tefhimi tarihinin süre başlangıcı olarak kabul edilemeyeceği hk.
Dava, taşınmazda yapısı bulunan davacı derneğe tapu tahsis belgesi verilmesi isteminin reddi yolundaki davalı idare işleminin iptali istemiyle açılmış, idare mahkemesince davacı derneğin aynı istemle açtığı davanın görev yönünden reddedildiği, bu kararın Asliye Hukuk Mahkemesinde 6.2.1986 gününde davacı vekiline tebliğ edildiği, bu tarihten itibaren 30 gün içinde idari dava açılması gerekirken bu süre geçirildikten sonra 17.6.1987 gününden açılan davada süre aşımı bulunduğu gerekçesiyle süreden reddedilmiş, bu karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 9.maddesinde çözümlenmesi idare mahkemelerinin görevine girdiği halde adli veya askeri yargı yerlerine açılmış bulunan davaların görev noktasından reddi halinde bu husustaki kararların ve bunlara karşı kanun yolları varsa süresi içinde olmak koşuluyla bu yollara başvurulması üzerine verilen kararların tebliğ tarihini izleyen günden itibaren otuz gün içinde görevli mahkemede dava açılabileceği kurala bağlanmıştır.
Değinilen yasa maddesinde, görevli olmayan adli yargı merciilerine açılan davaların görev noktasından reddi halinde görevli idari yargı merciine dava açılabilmesi için öngörülen 30 günlük sürenin başlangıcı adli yargı kararının tebliğ tarihi olarak belirtilmiş, bunun dışında ilgilinin görevsizlik kararını başka suretle öğrenmesi hususu maddede yer almamıştır.
Öte yandan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 392.maddesinde "karar tahrir ve imza olunduktan sonra suretleri bir hafta içinde başkatip tarafından iki taraftan herbirine makbuz mukabilinde verilir" 393.maddesinde de "müddetler ilamın iki taraftan herbirine verildiği tarihten başlar" hükmü yer almaktadır.
Olayda, davacı derneğin tapu tahsis belgesi verilmemesi işlemine karşı Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı davanın anılan mahkemenin 6.2.1986 günlü, kararıyla görevsizlik nedeniyle reddedildiği, bu kararın 2.6.1987 tarihinde davacı vekiline tebliği üzerine yasada belirlenen 30 günlük süre içerisinde idare mahkemesinde 17.6.1987 gününde aynı istekle bu davayı açtığı anlaşılmış olup, görevsizlik kararının tefhim tarihi olan 6.2.1986 gününün 30 günlük sürenin başlangıcı olarak ele alınmak suretiyle davanın süre aşımı yönünden reddinde usul ve yasaya uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, işin esasının incelenerek karara bağlanmak üzere temyize konu idare mahkemesi kararının bozulmasına karar verildi. (Dan-Der; Sayı:76-77)
ÖZET: Asliye Hukuk Mahkemesine dava süresi içinde verilen dava dilekçesinin idare mahkemesine ulaşmamasının davanın süreden reddinie gerektirmediği hk.
Dava, taşınmazıda kapsayan alanda yapılan arsa düzenlemesine ilişkin belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış, idare mahkemesince; 2577 sayılı Yasanın 7.maddesinde, dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde idare mahkemesinde altmış gün olduğunun, yine aynı yasanın 6/1.maddesinde ise, idare mahkemesi başkanlıklarına veya 4.maddede yazılı yerlere verilen dilekçelerin harç ve posta ücretleri alındıktan sonra deftere derhal kayıtları yapılarak kayıt tarih ve sayısının dilekçenin üzerine yazılacağı, davanın bu kaydın yapıldığı tarihte açılmış sayılacağı hükümlerine yer verildiği, uyuşmazlık konusuu işlemin davacıya 16.7.1992 gününde tebliğ edildiği, bu işlemin iptali istemiyle (60) günlük dava açma süresi geçirildikten sonra 16.3.1993 gününde dava açıldığı, diğer taraftan, davacı vekilince 30.7.1992 gününde asliye hukuk mahkemesine verilen dilekçe ile dava açıldığı iddia edilmekle ise de, anılan dilekçe mahkemelerine gelmediğinden bu tarihte dava açıldığının kabulüne olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın 2577 sayılı Yasanın 15/1-b maddesi uyarınca süre aşımı yönünden reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı 16.7.1992 gününde kendisine tebliğ edilen işleme karşı 30.7.1992 günlü dava dilekçesini idare mahkemesine gönderilmek üzere asliye hukuk mahkemesine verdiğini, ancak, kendi insiyatifi dışında postadaki aksaklık yüzünden dilekçesinin idare mahkemesine ulaşmadığını iddia ettiği ve dava dilekçesine ekli olarak harç pulu yevmiye defteri ile yine asliye hukuk mahkemesinin muhabere defterinin ilgili sayfalarının fotokobilerini sunduğu anlaşılmaktadır.
Bu nedenle, idare mahkemesince davacı tarafından sunulmuş olan asliye hukuk mahkemesi defter kayıtlarındaki bilgiler ile davacı iddialarının yerinde olup olmadığı araştırılarak yeniden karar verilmesi gerektiğinden davanın süre aşımı yönünden reddi yolundaki kararda isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyize konu İzmir 2.İdare Mahkemesinin, 22.6.1993 günlü 1993/550 sayılı kararının bozulmasına karar verildi.
ÖZET: İmar planlarına karşı askı süresi içinde itiraz edilmeyen hallerde son ilan tarihini takip eden 60 günlük dava açma süresi içinde açılmayan davanın süreaşımı nedeniyle reddi gerektiği hk.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planlarının 18.1.2000-17.2.2000 tarihleri arasında askıda kaldığı, davacının plana itiraz etmediği, 4.7.2000 tarihinde de dava açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, son ilan tarihini takip eden 60 günlük dava açma süresi içerisinde açılmayan davada süreaşımı bulunduğundan esasının incelenmesine ilişkin mahkeme kararında isabet bulunmamaktadır.
ÖZET: Uyuşmazlığa konu imar planı değişikliğinin onay tarihinden itibaren ilan edilmediği dolayısıyla ortada davacı yönünden kesin ve uygulanabilir nitelikte bir imar planının bulunmadığı, dolayısıyla usulüne göre kesinleşmeyen plana karşı açılan davada süreaşımından söz edilemeyeceği hk.
İdari bir işlemin hukuksal sonuçlar yaratabilmesi ve dava konusu olabilmesi için kesinleşmesi gerekmektedir. Nitekim 2577 sayılı Yasanın 14. maddesinin 3/d bendinde de idari davaya konu olabilecek işlemlerin kesin ve yürütülmesi zorunlu işlemler olması gerektiği öngörülmüştür.
Belediye meclisince kabul edilmekle yürürlüğe girdiği3194 sayılı Yasanın 8’inci maddesinde belirtilen imar planlarının kesinleşmeleri için aynı madde hükmü uyarınca bir ay süreyle askıya çıkarılmak suretiyle ilan edilmeleri gerekmektedir.
Dava konusu olayda ise uyuşmazlığa konu imar planı değişikliğinin onay tarihinden itibaren ilan edilmediği dolayısıyla ortada davacı yönünden kesin ve uygulanabilir nitelikte bir imar planının bulunmadığı anlaşıldığından İdare Mahkemesince davanın bu nedenle reddi gerekirken süreaşımı nedeniyle reddi yolunda verilen kararda isabet görülmemiştir.
ÖZET: Askı süresi içinde itiraz edilmeyen imar planlarına karşı dava açma süresini son ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı hk.
Dosyanın incelenmesinden, 6.6.1997 günlü, 41 sayılı belediye meclisi kararı ile onanan revizyon imar planının 9.6.1997-9.7.1997 tarihleri arasında askıya çıkartıldığı askı süresi içinde itiraz edilmediği, 6.3.2000 tarihinde bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, … parsel sayılı taşınmazla ilgili revizyon imar planına karşı son ilan tarihi olan 9.7.1997 tarihini izleyen günden itibaren 60 günlük yasal dava açma süresi içinde açılması gerekirken, bu süre geçirilerek 6.3.2000 tarihinde açılan davada süreaşımı bulunduğundan, İdare Mahkemesince dava konusu revizyon imar planının iptaline karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle BOZULMASINA.
ÖZET: Askı süresi içinde imar planına yapılan itiraz üzerine, son askı gününden itibaren 60 gün içerisinde cevap verilmediği hallerde isteğin reddedilmiş sayıldığından, ikinci 60 gün içerisinde dava açılması gerekirken bu süreler aşılarak idarece daha sonraki bir tarihte verdiği cevap üzerine açılan davada süre aşımı bulunduğu hk.
Dosyanın incelenmesinden, 17.10.1996 günlü, 463 sayılı Büyükşehir belediye meclisi kararı ile kabul edilen dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planının 18.11.1996 tarihinde ilan için askıya çıkartıldığı, davacıların ilan süresi içerisinde 26.11.1996 ve 27.11.1996 tarihlerinde plana itiraz ettikleri, 28.2.1997 günlü, 99 sayılı Büyükşehir belediye meclisi kararı ile itirazların reddedilmesi üzerine davanın 28.7.1997 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda davacının ilan süresi içerisinde yapmış olduğu itiraz üzerine son ilan tarihini izleyen günden itibaren 60 gün içinde cevap verilmeyerek istek reddedilmiş sayıldığından, bu tarihi izleyen 60 günlük dava açma süresi geçirildikten sonra 28.7.1997 tarihinde açılan davada süreaşımı bulunmaktadır.
Bu nedenle idare mahkemesince davanın esasısın incelenerek dava konusu işlemin iptaline karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
ÖZET: Davacının başvurusu üzerine imar planının uygulanması niteliğindeki plan değişikliğine ilişkin plan paftasının tebliği üzerine 60 günlük seri içerisinde açılan imar planının iptali istemine ilişkin davada süreaşımının bulunmadığı hk.
Dosyanın incelenmesinden, davacının taşınmazına ait imar durumu ve plan değişikliğine ait meclis kararının verilmesi istemiyle yaptığı 18.3.2002 günlü başvurusu üzerine plan değişikliğine ilişkin plan paftasının ve belediye meclis kararının 26.3.2002 günü üst yazıyla davacıya gönderildiği anlaşıldığından taşınmazın plandaki durumunun bildirilmesine ilişkin imar planının uygulanması niteliğindeki bu işlem üzerine açılan davanın süresinde olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle BOZULMASINA.
ÖZET: İmar planlarına karşı askı süresi içinde itiraz edilmeyen hallerde son ilan tarihini takip eden 60 günlük dava açma süresi içinde açılmayan davanın süreaşımı nedeniyle reddi gerektiği hk.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu imar planı değişikliğinin 13.2.2001–14.3.2001 tarihleri arasında ilan edildiği davacıların plana itirazının bulunmadığı ve davanın imar planı değişikliği işleminin iptali istemiyle 1.10.2001 gününde açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, dava konusu imar planı değişikliğine ilan tarihi içerisinde itiraz edilmesi veya ilan tarihini izleyen 60 gün içinde dava açılması gerekirken, bu süreler geçirilerek 1.10.2001 gününde açılan davanın süreaşımı nedeniyle inceleme olanağı bulunmadığından temyize konu idare mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
ÖZET: İmar planları ile değişikliklerini onama, gerekse imar planları ile değişikliklerini karşı yapılan itirazları inceleyerek karara bağlama görevi belediye ve mücavir alanlarında belediye meclisine ait bulunduğundan, bu organ dışındaki organ veya makamlarca bu kapsamdaki işlemler konusunda hukuki sonuç doğuracak şekilde işlem tesis edebilecekleri yolunda değerlendirme yapılması mümkün olmadığı, dolaysıyla imar planı değişikliğine karşı askı süresi içinde yapılan itirazı inceleyerek karara bağlamaya yetkili olmayan makam tarafından verilen cevabın 3194 sayılı Yasanın 8. maddesine göre dikkate alınamayacağı, bu durumda, imar planı değişikliği işlemine karşı yapılan itirazın yetkili organca yanıtlanmayarak reddi üzerine dava açma süresi içinde açılan davanın esasının incelenerek karar verilmesi gerekirken süre yönünden reddi yolunda ki karada isabet bulunmadığı hk.[17]
İmar planları ile değişikliklerini onama, gerekse imar planları ile değişikliklerini karşı yapılan itirazları inceleyerek karara bağlama görevi belediye ve mücavir alanlarında belediye meclisine ait bulunduğundan, bu organ dışındaki organ veya makamlarca bu kapsamdaki işlemler konusunda hukuki sonuç doğuracak şekilde işlem tesis edebilecekleri yolunda değerlendirme yapılması mümkün değildir.
Dosyanın incelenmesinden, … sayılı parseli kapsayan alanda imar planı değişikliği yapılmasın ilişkin 14.6.2000 günlü, 179 sayılı belediye meclisi kararının 27.9.2000 günü Büyükşehir belediye başkanı tarafından onaylanması üzerine 27.9.2000 ile 27.20.2000 günleri arasında ilan edildiği, davacı idare tarafından bu düzenleyici işleme karşı 26.20.2000 günü itiraz edildiği, ancak belediye meclisince itirazın incelenerek karara bağlanmadığı, Belediye Başkanlığının 21.11.2000 günlü, 7388 sayılı yazısı ile cevaplandırıldığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu imar planı değişikliğine karşı askı süresi içinde yapılan itirazı inceleyerek karara bağlamaya yetkili olmayan makam tarafından verilen cevabın 3194 sayılı Yasanın 8. maddesine göre dikkate alınması mümkün olmadığı gibi, olayda itiraza konu istemin cevap verilmemek suretiyle reddi yolunda tesis edilen işleme karşı 13.2.2001 gününde açılan davanın süresi içerisinde açıldığının kabulü gerekmektedir.
Bu durumda, imar planı değişikliği işlemine karşı yapılan itirazın yetkili organca yanıtlanmayarak reddi üzerine dava açma süresi içinde açılan davanın esasının incelenerek karar verilmesi gerekirken süre yönünden reddi yolunda ki karada isabet bulunmamaktadır.
ÖZET:İmar planlarının askı süresi içinde itiraz etmeyen kişinin, bu plana karşı son askı gününden itibaren 60 günlük idari dava açma süresi içinde dava açması gerektiği, bu süre geçirildikten sonra açılan davada süre aşımı bulunduğu hk.
Uyuşmazlık konusu olayda, dava konusu edilen imar planı değişikliğine ilişkin 17.11. 1997 günlü, 540 sayılı belediye meclisi kararının 18.11.1997-17.12.1997 tarihleri arasında ilan edildiği ve ….. ile ……. Dışındaki tüm diğer davacıların askı süresi içerisinde itirazda bulundukları, askı tarihinin son gününü izleyen günden itibaren 60 gün içinde itirazın reddi yolunda verilen belediye meclisi kararı üzerine 27.2.1998 tarihinde davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Askı süresi içinde imar planına karşı itirazda bulunulması , bu durumunda imar planına karşı askı tarihinin son günden itibaren 60 günlük yasal idari dava açma süresi içinde açılması gerektiğinden, dava konusu imar planı değişikliğine askı süresi içinde itirazda bulunmayan davacılardan … ile ……… açısından imar planına karşı askı tarihinden itibaren 60 günlük yasal idari dava açma süresi içinde açılmayan davanın süreaşımı nedeniyle reddedilmesi gerekmektedir.
ÖZET:İmar planlarının kesinleşmesinden sonra yapılacak değişiklik taleplerinin reddedilmesi üzerine sadece imar planı değişikliği işleminin iptali istemiyle açılacak davada süreaşımı bulunduğu hk.
Uyuşmazlık konusu olayda, imar planı değişikliğinin 16.3.1999 ile 16.4.1999 tarihleri arasında ilan edilmesi üzerine askı süresi içinde 24.3.1999 günlü dilekçe ile taşınmaz üzerinde bir sınırlama olup olmadığının sorulduğu, davalı idarenin 20.4.1999 günlü yazısıyla taşınmazın imar planında yol ve meydan alanında kaldığının bildirildiği, 26.4.1999 günlü başvuru ile bilgi ve belgelerin istenilmesi üzerine de plan paftasının onaylı örneğinin gönderildiği, 1.6.1999 gününde imar planı değişikliği istemiyle başvuruda bulunulduğu, 14.12.1999 gününde ise imar planı değişikliğinin iptal istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, 24.3.1999 günlü başvuruya verilen 20.4.1999 gülü cevapta taşınmazın imar planında yol ve meydan alanında kaldığının belirtilmesi üzerine 26.4.1999 gününde başvuruda bulunularak bilgi ve belgeler istenildiğinden, bu tarih itibariyle dava konusu imar planının öğrenildiğinin kabulü ile anılan tarihten itibaren 60 gün içinde dava açılması gerekirken, bu süre geçirilerek 14.12.1999 gününde açılan davada bu nedenle süre aşımı bulunduğundan, idare mahkemesinin davanın süreaşımı yönünden reddine ilişkin kararında sonucu itibariyle isabetsizlik görülmemiştir.
ÖZET:İmar planlarına karşı askı süresi içinde yapılan itirazın reddedilmesi üzerine dava açma süresinin başladığı hk.
Dosyanın incelenmesinden, davacının 10.01.1995 gününde askıya çıkarılan imar planına 31.01.1995 gününde itiraz ettiği, itirazın 13.02.1995 günü 3/9 sayılı belediye Meclisi kararıyla reddedildiği, davacının isteği üzerine bu plana dayalı olarak 27.04.1995 günü 11/84 sayılı belediye encümeni kararıyla ifraz işleminin yapıldığı, davacının dava konusu işlemi en geç kadastro müdürlüğünde tescil istem belgesini imzaladığı 12.07.1995 gününde öğrendiği, bu tarihten itibaren 60 günlük dava açma süresi geçirilerek 09.12.1997 gününde davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, yasal dava açma süresi geçirilerek 09.12.1997 gününde açılan davanın esasının süre aşımı yönünden inceleme olanağı bulunmadığından, ifraza ilişkin belediye encümeni kararı tarihinden itibaren davanın süresi içinde açılmadığı gerekçesiyle davayı süre aşımı nedeniyle reddeden temyize konu idare mahkemesi kararında sonucu itibariyle isabetsizlik görülmemiştir.