İstanbul Türkiye ekonomisi için itici güç!
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings Uluslararası Kamu Mâliyesi Direktörü Nilay Akyıldız, İstanbul’un Türkiye ekonomisine büyük katkı sağladığını belirterek, “İstanbul Türkiye ekonomisi için itici bir güç" dedi.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings Uluslararası Kamu Mâliyesi Direktörü Nilay Akyıldız, İstanbul’un Türkiye ekonomisine büyük katkı sağladığını belirterek, “İstanbul Türkiye ekonomisi için itici bir güç" dedi.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings Uluslararası Kamu Mâliyesi Direktörü Nilay Akyıldız, İstanbul’un Türkiye ekonomisine büyük katkı sağladığım söyledi,
Akyıldız, “İstanbul, Türkiye ekonomisi için itici bir güç. İthalat ve ihracat açısından da böyle. Türkiye’nin toplam ithalat ve ihracatının yüzde 50'si İstanbul üzerinden gerçekleşiyor. İstanbul’un 2011 yılında Türkiye’deki toplam Gayri Safi Katma Değer içindeki payı yüzde 27,2 olarak belirlendi. Bu oranın en yüksek olduğu şehir İstanbul” diye konuştu.
İstanbul’un çok çeşitliliği olan bir ekonomiye sahip olmasının da Türkiye ekonomisindeki rolünde önemli bir etken olduğunu dile getiren Nilay Akyıldız, şöyle devam etti:
“Birçok alanda çeşitli sektörler bulunuyor. Hizmet sektörü, endüstri sektörü bunun yanında ticaret sektörü var. Mesela endüstri sektöründe birçok üretici şirket İstanbul’da bulunmamasına rağmen bunların genel müdürlükleri İstanbul’da olduğu için tüm bu şirketlerin vergilerinden İstanbul yararlanıyor. Bu çok büyük bir etken. Örneğin otomotiv sanayinde bir kaç firma Bursa’da faaliyet gösteriyor ancak genel müdürlükleri İstanbul’da. Vergi mükellefi olarak İstanbul’a bağlı oldukları için vergileri İstanbul alıyor. Bu da İstanbul’un ekonomik görünümüne etki ediyor ve İstanbul’un vergi havuzunu genişletiyor.”
Akyıldız, büyükşehir belediyelerinin gelir tablolarına bakıldığında vergi gelirlerinin büyük bir kısmının merkezi hükümet tarafından dağıtılan vergilerden oluştuğunu ifade etti.
İBB'nin de Türkiye genelinin üzerinde güçlü bir yerel ekonomiye sahip olduğu için merkezi hükümet tarafından toplanan vergi gelirleri içindeki payının yüksek olduğunu dile getiren Nilay Akyıldız, bunun da daha sonra İstanbul’a vergi geliri olarak geri döndüğünü kaydetti.
İSTANBUL’UN NOTU
Akyıldız, Türkiye’nin kredi notunun yerel yönetimlerin kredi notunu da etkilediğine dikkati çekerek, “Çünkü yerel yönetimlerin vergi gelirlerinin çok büyük kısmı merkezi hükümetten aldıkları vergi paylarından oluşuyor. Bu da onları finansal açıdan merkezi hükümete bağımlı kılıyor. İstanbul’un kredi notunun artması Türkiye’nin notunun artmasına, ayrıca döviz riski tutarının borcunun yüzde 35’inin altına inmesine, finansal güçlülüğünü sürdürebilmesine ve tutarlı yönetim politikalarına bağlıdır” ifadelerini kullandı.
Fitch olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesini 13 Ekim 2000’den beri notlandırdıklarını aktaran Akyıldız, 14 yıllık süreçte İstanbul’un notunun yatırım yapılabilir seviyeye geldiğini ve bunun da İstanbul'un mali performansındaki iyileşmeden kaynaklandığını söyledi.
EKONOMİNİN KALBİ
Akyıldız, İstanbul’da gerçekleştirilen 3. havalimanı, 3. köprü ve Kanal İstanbul gibi projelerin ise merkezi hükümet tarafından finanse edildiği için İBB’nin kredi notunu ve görünümü değerlendirirken göz önünde bulundurulmadığını vurguladı.
“Biz Fitch olarak bunu göz önünde bulundurmuyoruz ama İstanbul Türkiye ekonomisinin kalbi olduğu için merkezi hükümetin böylesine büyük projeleri İstanbul’da yapması normal bir durum” diyen Akyıldız, bunun ancak dolaylı olarak yerel ekonomiye pozitif bir katkı sunabileceğine işaret etti.
Akyıldız, Bursa ve İzmir Büyükşehir Belediyelerine ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. Bursa Büyükşehir Belediyesinin yabancı ve yerel para emsinden uzun vadeli kredi notunu yatırım yapılabilir seviyenin altında ’BB’, görünümü de durağan olarak belirlediklerini ifade eden
Akyıldız, şunları kaydetti: “Bursa’nın güçlü bir yerel ekonomisi var ancak bununla birlikte yüksek borç yükümlülükleri ve yapmakla yükümlü olduğu sermaye giderleri var. Borç yükümlülüklerinin cari gelirlere olan oranının yüksek olması ve kayda değer döviz riskine maruz kalmasını, Bursa’nın mali yükümlülüklerini zamanında yerine getirebilme kabiliyetini zayıflatıcı unsurlar olarak öngörüyoruz. Bu yüzden kredi notunu yatırım yapılabilir seviyenin altında bıraktık.”
İFM Dergisi