Kadastro çalışması yapılan tarla için tapu iptali davası açılır mı?
Posta Gazetesi köşe yazarı Tamer Heper'e gelen soruda, 1948 yılında yapılan hisseli tarla köy senedi olduğunu ve 1988'de kadastroda kesinleştiğini belirten okuyucu, senedin kayıtlı olduğu kişinin vefat ettiğini söyledi ve tapu iptal davası açıp açamayacaklarını sordu.
Posta Gazetesi köşe yazarı Tamer Heper'e gelen soruda, 1948 yılında yapılan hisseli tarla köy senedi olduğunu ve 1988'de kadastroda kesinleştiğini belirten okuyucu, senetin kayıtlı olduğu kişinin vefat ettiğini ve 10 sene zamanaşımı olduğu için mirasçıları adına kayıtlara geçtiğini söyledi. Aynı hissedarlardan babaannesinin bu hisseyi aldığını, babasının da onun hissesini aldığını söyledi ve tapu iptal davası açıp açamayacaklarını sordu. İşte Tamer Heper'in yanıtı...
Burada yaşananlar karışık bir olay. Tam olarak olay da değil anlatım şekli karışık. Adım adım değerlendirilmeli. 1948 yılında gayrimenkullerin satışı köy senetleriyle yapılabiliyordu. Bu senedin ismi ‘köy senedi’ ya da ‘muhtarlık senedi’ şeklinde belirtilir. Kadastro geçmemiş kesimlerde, taraflar düz beyaz kağıda alım satım sözleşmesini yazar, imzalar ve mülklerinin satışını gerçekleştirir.
Fakat oldukları mevkide muhtarın önemli bir görevli olarak kabul görmesi sebebiyle muhtar tarafından da bu sözleşmeye mühür basılması istenirdi. İşi bu şekilde resmiyete kavuşturduklarını düşünürler. Fakat yaptıkları sözleşme o seneler için geçerli sayılırdı ve muhtarlık mührüne gerek görülmüyordu. Ancak vatandaş böyle olmasını uygun bulduğu için de bu sözleşmelerin ismine muhtarlık senedi dendi. İşte bu olayda da bahseilen 1948 yılında yapılan satış sözleşmesi geçerli.
***
1988 yılında kadastro geçmiş. Kadastro çalışması yapılırken bu satış sözleşmeleri değerlendirilmeye alınabilir. Sonuç olarak yine okuyucunun belirttiğine göre satış resmiyete kavuşupve kesinleşmiş. Yani tapu kayıtlarında bulunuyor. Artık kesinleştiğine göre malik olanlar için muhtarlık belgesi (köy senedi) değil, tapu kayıtları önemli hale gelir. Ancak okuyucu birtakım satışlara ve 10 senelik zamanaşımına da değindi.
Önce 10 yıllık zamanaşımınından bahsetmek gerekir:
Biraz önce anlatılan kadastro çalışması kapsamında, işte eğer gerçekleştirilen bu kadastro çalışmasına karşı bir itiraz yapılacaksa, bu itiraz kadastro çalışmasının ardından 10 sene içinde mahkemeye yapılabilir. 10 senenin aşılmasının ardından kadastro çalışmasına ilişkin itirazda bulunulamaz. Yani 10 sene geçmesinin ardından kadastro çalışması sebebiyle açılan davaya bakılmaz.
***
Bunun haricinde okuyucu birtakım el değiştirmelere değinildiğine göre varsa mülkiyetle ilişkin ihtilaflar için zamanaşımı bulunmuyor. Bu sebeplerle olayda karmaşık bir gayrimenkul mülkiyeti ihtilafı bulunduğundan, hukuki girişim yapılacaksa bir bilene danışılması faydalı olur. Zira yanlış açılan dava, boşuna harcama ve zaman kaybı yaratır.