Kentsel dönüşümde yeni düzen!
Kentsel dönüşümle kalabalık ilçeler, yeşil alanı oldukça az olan ilçeler, eksik donatı alanı olan mahalleler yeni bir çehreye kavuşuyor. Peki mimarların bütüncül bir kent anlayışına yönelik kentsel dönüşüm önerileri neler? Kentsel dönüşüm çalışmalarında nelere dikkat edilmeli? İşte detaylar...
Kentsel dönüşüm, deprem riskine karşı güvenli konutlar sağlarken, diğer yandan ise kentlerin yeşil alan, donatı alanı eksikliğini karşılamak; yoğunluğunu azaltmak için bir fırsat şeklinde görülüyor. Bu kapsamda çalışmalar özellikle il, ilçe belediyeleri tarafından yapılıyor. Milliyet'ten Duygu Erdoğan'ın haberine göre; kentsel dönüşüm; imar sorunu, çoklu mülkiyet gibi temel sıkıntıların çözümünde de kullanılan önemli bir araç haline geliyor.
Kentsel dönüşümle kalabalık ilçeler, yeşil alanı oldukça az olan ilçeler, eksik donatı alanı olan mahalleler yeni bir çehreye kavuşuyor. Kısacası dönüşüm, şehirlerin düzenlenmesinde bir fırsat şeklinde değerlendirilebiliyor.
Dönüşümde öne çıkan belediyelerin örnek çalışmalarında, rezerv yapı alanlarının önemi ortaya çıkıyor. 6306 sayılı Kanun uyarınca gerçekleştirilecek uygulamalarda yeni yerleşim alanı şeklinde kullanılmak üzere belirlenen alanlar olan rezerv yapı alanları; yoğunluktan dönüşüme fırsat olmayan ilçelerin önemli bir çözüm noktası oluyor.
‘Piyango değil’
İki Design Kurucu Ortağı Mimar Murat Kader, kentsel dönüşümün daha çok kat karşılığı ‘binasal yenileme’ye indirgendiğini dile getirirken, asıl amacın insanların yeşil alanlarıyla ve donatı alanlarıyla daha yaşanabilir bir çevrede sağlam binalarda oturmalarını sağlayabilmek olduğuna dikkat çekti. Kader, “2016 aralık ayında yapılan düzenlemeye baktığımızda, parsel bazlı dönüşümden çıkılarak üst ölçekte, ada ve mahalle bazlı kentsel kararlar alınabilmesinin yolunun açıldığını biliyoruz ve son zamanlarda, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile yerel yönetimlerin yaptığı çalışmalar, kentsel dönüşümün bir seferberlik olarak ele alındığını bizlere gösteriyor; ancak dönüşüm daha sağlıklı olabilmesi için sadece inşaat ve mimarlık dünyasının değil hemen hemen her sektörden insanların yani kamunu bir araya gelmesi gerekir” diye konuştu.
‘Bütüncül olmalı’
Kentsel dönüşümü şehirlerin yeniden ve geleceğe daha hazır şekilde inşasında önemli bir imkan olarak ifade eden mimarlar, koronavirüs süreciyle birlikte sadece deprem değil şehirlerin her türlü riske karşı güvenli olması gerektiğine dikkat çekiyor. Bununla beraber şehirlerin; tarihe, kültürel mirasa, doğaya ve çevreye karşı saygılı olan, eğitim ve sağlık hizmetlerinin göz önünde bulundurulduğu, yapılaşma yoğunluğunun şişirilmediği, satın alınabilir veya kiralanabilir sosyal konutların olduğu bir sistemle hayata geçirilmesinin önemine vurgu yapılıyor.
Mimar Nihat Şen, “Bu tespitlere ilave olarak, dünyadaki enerji kullanımının yüzde 40’lık bir bölümü binalarda tüketiliyor, kentsel dönüşümde sürdürülebilir enerji kaynakları daha etkin kullanılmalı. Kentsel dönüşüm projeleri alanlarında yapılacak olan çalışmalar sayesinde, çatılardan ve çevreden gelen yağmur sularını belirli alanlarda toplayabiliriz. Sıfır atık, akıllı atık yönetimi sayesinde, ekonomimiz, sağlığımız ve temiz dünya için katkı sağlanmış olunacaktır” şeklinde konuştu.
‘Yeniden düşüneceğiz’
Koronavirüs salgını süreci ile oluşan ‘yeni normal’de şehirler binadan caddesine kadar farklı ihtiyaçlara cevap verecek şekilde değerlendirilecek. Diğer yandan ise evde kalma süresinin artması, çalışma alanlarının yeniden yorumlanmasıyla birlikte yeni ihtiyaçları da ortaya çıkarak. Murat Kader, yeniden düşünülmesi ve geliştirilmesi gereken kavramlarla ilgili şunları söyledi:
Home ofis: Bir zamanlar konut tasarımının isteğe bağlı bir özelliği olarak kabul edilen ‘home ofis’, artık birçok hanede yeni bir gereksinim haline gelecektir.
Sağlık ve hijyen: Satış özellikleri olarak öne çıkacak; tasarımcılar salgın önleme stratejileri hakkında şimdiden düşünmeye başladı.
Sürdürülebilirlik: İnşaat endüstrisi kendi kendine yeter hale gelmek zorunda. Malzeme ve hizmetler yerel olarak tedarik edilmeye başlanacaktır.
Mahremiyet: Ortak alanlar üzerine tekrar düşünmeliyiz. Konut tasarım projelerinde özel alanları ön plana çıkarmalıyız.
Teknolojinin kullanımı: Sensör tabanlı cihazlar temassız yaşam tarzına devam etmek isteyenler için vazgeçilmez olacaklar.
Doğayla daha iyi bir iletişim: Doğadan ilham alan mimari her zamankinden daha fazla talep görmeye hazırlanıyor.
Hisseli mülkiyet sorunu çözülüyor
Üsküdar Belediyesi’nden yapılan açıklamada ise, ‘boğaz bölgesi’ olarak belirtilen Çengelköy, Güzeltepe, Küplüce, Kirazlıtepe, Mehmet Akif Ersoy, Kandilli, Küçüksu, Burhaniye, Yavuztürk, Bahçelievler mahallelerinde bulunan yapıların birçoğunun ruhsatsız ve depreme dayanıklı olmayan, statik anlamda ömrünü tamamladığı belirtildi. Sağlıklı kentleşme için öncelikle bölgedeki hisseli mülkiyet sorununun çözülmesi gerektiğine dikkat çekilen açıklamada, “Belediyemizce bu güne kadar birçok mahallede 21 farklı uygulama ile 46 adet parsel, toplamda 1.870 dönüm alanda ifraz için taslak çalışmalar tamamlanmış olup, hissedarların başvuru durumuna göre resmi süreç başlamıştır. Bunun yanında ifraz çalışmaları teknik ekiplerce devam etmektedir. 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte dönüşüm uygulamaları hız kazandı. Kanun kapsamında rezerv yapı alanı, riskli alan ve riskli yapı şeklinde uygulamalar gerçekleştirilmekte olup, İlçemizde yaklaşık 2 bin 700 adet bina riskli yapı kapsamında değerlendirilmiş, 1 adet rezerv yapı alanı ve 2 adet riskli alan bulunmaktadır” ifadeleri kullanıldı.